TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Kuyuya taş atılınca, atan da atasözümüzdeki niteliğe sahip olunca, böyle oluyor işte. Küresel piyasalardaki risk alma iştahı birden kesildi. Beraberinde yükselen piyasa ekonomilerinde ve elbette Türkiye’de risk primi yükseldi. Bizde öğrencilerin futbol dünyamıza atıfta bulunan zarif pankartındaki gibi “yabancı savcı isteriz” durumu nedeniyle zaten yükseliyordu; bir de kuyuya düşen taş nedeniyle yükselişi hızlandı.
Küresel piyasalardaki risk alma iştahını ölçmeye yarayan önemli bir gösterge var: VIX endeksi. Chicago borsasında bir oynaklık endeksi; ‘korku endeksi’ olarak biliniyor. İnternete girip ‘VIX’ yazarsanız zaten çok sayıda bilgi geliyor; burada uzun uzun anlatmaya gerek yok dolayısıyla. Bu yazı için klavye başına oturduğum 7 Nisan 12.30 itibarıyla 53,6 değerine sıçramıştı. Ne kadar yüksek o kadar kötü. En fazla 100 değerini alıyor zaten. Küresel krizdeki zirve değeri 80,9’du (20 Kasım 2008). Pandemide ise 82,7’ye kadar yükseldi (16 Mart 2020). Bu yılın başında 17,9, 13 Şubat günü ise 15,1 düzeyindeydi. Kısacası, 53,6 ürkütücü bir düzey (Grafik 1).
Bizim gibi ülkelerin ekonomi politikaları iyi de olsa, siyasette bir karışıklık yaşamasalar da mali varlıklarına yönelik talep bıçak gibi kesilebilir. Tıpkı VIX’in 80,9’a sıçradığı küresel krizin ilk başlarında olduğu gibi. Sonucu, risk priminde ve dolayısıyla yabancı para cinsinden borçlanma maliyetinde sıçramadır. Üstelik bizde ne uygulanan ekonomi politikası umut veriyor ne de “yabancı savcı isteriz” pankartını icat ettiren gelişmeler. İkincisi ne yazık ki sürecek gibi görünüyor. Farklı bir ifadeyle, hukukun üstünlüğü endeksinde Abdülhamit döneminden bile hallice olmama durumu bizimle. İlkinin ise ne kadar kalıcı olacağını bilmiyoruz. Ortada büyük belirsizlik var. Çin hemen cevap verdi ABD’ye. Avrupa Birliği ne yapacak? ABD’li üreticiler yükselen ithal girdi maliyetlerini fiyatlarına ne ölçüde yansıtacaklar? ABD’ye ithal edilen ürünlerin benzerlerini üreten ABD’li imalatçılar, azalan rekabet nedeniyle kâr marjlarını yükseltecekler mi? Yükselen enflasyon nedeniyle Fed faiz artıracak mı? Bilmiyoruz. Bilmediğimiz için de VIX endeksi yükseliyor. İyi değil Türkiye için.
ABD’de resesyon ihtimali yükseliyor
Bu hengâmede ham petrol fiyatları düşüyor. Brent petrolünün varil fiyatı yılın başında 76 dolar civarındaydı, şu anda 65 dolara düşmüş durumda. Tamam, ithalata ödememizi azaltacak, dolayısıyla ticaret açığını düşürecek bir gelişme. Ama bir dakika... Petrol fiyatını düşüren gelişmeye bakmadan bir sonuca ulaşmamak gerekiyor. Neden düşüyor ham petrol fiyatı? ABD’de resesyon ihtimali yükseliyor. Dünyanın geriye kalanı da şu ya da bu ölçüde etkilenecek o ihtimal gerçekleşirse.
Yine küresel krizden bir hatırlatma. Krizin tam anlamıyla patlak vermesinden birkaç ay önce, Temmuz 2008’in ilk günlerinde Brent varil fiyatı 144 dolardı. Aralık 2008’in sonuna gelindiğinde ise 34 dolara kadar düşmüştü (Grafik 2)! Arkasından yaşananların hayırla yâd edilmediğini bilmem hatırlatmama gerek var mı? “Gerek var mı” deyip yine de hatırlatmış oldum madem, Türkiye ekonomisinin 2008’in ikinci yarısında ve 2009’da küçüldüğünü de hatırlatayım. Öyle ki 2008-09’daki daralma 2001-02 döneminde gözlenenden daha şiddetli oldu ve biraz daha uzun sürdü.
Bu köşe yazısı 08.04.2025 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi'nde yayımlandı.