TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Olympique Lyon uzun bir süredir şampiyonluğu kimseye kaptırmıyor Fransa liginde. Daha önemlisi göze hoş gelen bir futbol oynuyor. Üstelik as futbolcularını paralı takımlara vermesine karşın elde ediyor bu başarıyı.
Ama mevzu başka: Lyon'un on numarası Juninho Galatasaray'a transfer oluyormuş gazete haberlerine göre. Doğru olduğunu varsayalım bu haberin ve Brezilya milli takımında defalarca oynamış bu futbol cambazının Galatasaray'a geleceği noktasından hareket edelim.
Bir futbolsever olarak umalım ki, elindeki genç yetenekleriyle ve Juninho'nun da katkısıyla Galatasaray o eskiden oynadığı heyecan verici futboluna geri döner. Şüphesiz ummakla bitmiyor işler. Galatasaraylılar (bu arada kızım ile büyük oğlum da) alınmasınlar ama muhtemelen Juninho'nun başına ligin ilk haftalarında şunlar gelecek:
'Kazma' be bu abi
Avrupa'daki hazırlık kampına doğrudan katılacak. Abartılı yorumlar okuyacağız gazetelerde: "Tam bir futbol cambazı, hele bir de bakın nasıl da göbeğinde top sektiriyor!". Kamp bitecek, sonra yurda avdet edilecek. Çok farklı bir kültürün içinde, dillerini anlamadığı insanların arasında bulacak kendisini. Galatasaray'da başka Brezilyalı da yok; sadece İspanyolca konuşan Mondragon ve de kalırsa Arjantinli genç Carrusca var. İspanyolca ne kadar Portekizceye benziyor; bir fikrim yok. Juninho muhtemelen Fransızca da öğrenmiştir; takımda o dili konuşan var mı, onu da bilmiyorum. Herhalde azımsanmayacak bir tedirginlik, yabancılık yaşayacak.
İlk başlardaki performansı olumsuz yönde etkilenecek büyük olasılıkla. "Nereden buldular bu adamı?", "Zaten bir işe yarasaydı Lyon bırakır mıydı!", "Bizim ikinci ligde bunlardan bir dolu var.", "Bu göbekle nasıl koşsun ki!", "Tam bir halı saha futbolcusu." gibilerinden yorumlar okuyacağız hakkında. Belki teknik direktör, baskılar karşısında birkaç maç kenarda oturtmak zorunda kalacak, falan. Muhtemelen, Juninho zamanla "döktürmeye" başlayacak. Bu tip yorumları yazanların büyük çoğunluğu, eski yazdıklarını unutacaklar, özeleştiri falan da yapmayacaklar. Başka bir 'Juninho' hep olacak onlar için, üstelik haklı çıktıkları durumlarda bulunacak, bozuk saat misali.
'Çuvallayan' hedefleme
Juninho'nun anavatanı Brezilya Merkez Bankası'nın başına gelenler de farklı değil. Onların enflasyon hedeflemesi uygulaması bizden önce, ama bize benzer nedenlere bağlı olarak başladı. Bizim 2000 yılında uygulamaya başladığımız 'artış hızı önceden bilinen' kur rejimine benzer bir rejimi 1999 başlarında terk etmek zorunda kaldı Brezilya. Arkasından, aynı 2001 Şubatı'nda Türkiye'de olduğu gibi dalgalı kur rejimine geçtiler.
Bizim Merkez Bankası, başarısızlıkla sonuçlanan ekonomik programın para politikası uygulamasından nasıl kurtulmak istediyse 2001 ortalarında, Brezilyalılar da aynı istekle hareket ettiler: IMF programlarının klasikleri arasında bulunan parasal hedeflemeyi (bizim de yaptığımız gibi) reddettiler ve yıl ortasında enflasyon hedeflemesine geçtiler (biz ise örtük enflasyon hedeflemesine başladık 2002 başında). Böylelikle IMF programı altında açık biçimiyle enflasyon hedeflemesi uygulayan ilk ülke oldular.
Pek de hazır olmadan enflasyon hedeflemesine geçmelerine ve kurdaki yüzde 48'lik artışa karşın, 1999 yılında enflasyon yüzde 6-10 aralığında belirlenen hedefle uyumlu bir düzeyde gerçekleşti: Yüzde 8.9 oldu. 2000 yılı da başarılıydı; gerçekleşme yüzde 6 olan hedefle bire bir örtüştü.
Sonraki iki yıl, enflasyon hedeflemesi rejimi açısından son derece başarısız geçti. 2001 yılında hedef yüzde 2-6 aralığındaydı, gerçekleşme ise yüzde 7.7 oldu. 2002 performansı ise berbattı: Merkezi hedef yüzde 3.5 iken, gerçekleşme yüzde 12.5 oldu! Üstelik enflasyon yılın ikinci yarısında giderek arttı. İlk iki çeyrekte yıllık enflasyon yüzde 6 iken, üçüncü çeyrekte yüzde 11'e, son çeyrekte de yüzde 29'a sıçradı.
Dersler
2002'de enflasyonda başlayan bu hızlanma 2003'ün ilk çeyreğinde de sürdü. Bu bozulma sonucunda, Haziran 2001'de yüzde 3.25 olarak açıklanan ve 2002 ortasında yüzde 4'e yükseltilen 2003 sonu enflasyon hedefi, 2003 başında da yüzde 8.5'e çıkarıldı. 2003 sonu gerçekleşmesi yüzde 9.3 oldu. Böylelikle revize edilen hedef tutturuldu; ancak ilk hedefin çok üzerinde bir gerçekleşme oldu. Bu nedenle Başkan Meirelles hükümete mektup yazıp, ilk hedeften sapmanın nedenlerini açıklamak zorunda kaldı.
Ama bakın sonra ne oldu:
2002'nin haziran ayında yüzde 3.75 olarak açıklanan, 2003 başında yüzde 5.5'e yükseltilen ve etrafına da artı eksi 2.5 puanlık bir bant konan 2004 hedefi tuttu; enflasyon yüzde 7.6 düzeyinde gerçekleşti. Bugüne gelindiğinde ise durum şöyle: 2006 sonunda yüzde 3.1'e, bu yılın martında ise yüzde 3'e düşüyor enflasyon. Bu performansın arkasında Brezilya Merkez Bankası'nın tüm eleştirilere karşın, doğru bildiğini yapması (faizleri gerektiği kadar yüksek bir düzeyde tutması) var.
Ders 1: Üç yıl sapsa da hedef, sonra fiyat istikrarı düzeyine düşebilir enflasyon. Bir kaç yıl hedefi tutturamadık diye, hemen Merkez Bankası'nın kredibilitesini sorgulamamak gerekir.
Ders 2: Hedef değiştirmek ayıp değil. Mesele anlatabilmekte ve sonrasındaki hedefleri tutturabilmekte.
Brezilya örneği ilginç. Enflasyonun hedeften saptığı yıllarda ne tip açıklamalar yapmışlar, bizdekilerle benzerlikleri... Yarın devam edeceğim.
Bu köşe yazısı 13.05.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024