TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
2024 yılında cari açık bir önceki yıla göre yaklaşık 30 milyar dolar azalarak 10 milyar dolara geriledi. Bu yazımda cari açıktaki iyileşmenin nedenlerini ve bu yılki gidişata etki edecek gelişmeleri aktaracağım.
2024 yılı cari açık gelişmelerine baktığımızda iki temel faktörün etkili olduğunu görüyoruz. Bunlardan ilki, ekonomi politikalarındaki değişimle birlikte iç talebin baskılamasıyla karşımıza çıkıyor. Bu politika, ekonomik aktivite ve iç talepte baskılanmaya yol açarken, ithalatın da yavaşlamasına katkı sağladı. Bu etkiyi, ekonomi politikalarındaki değişimden en çok etkilenen imalat sektörü ve yatırımlar üzerinde gördük. Zira sermaye malları ithalatı 2024 yılında, bir önceki yıla göre, 2 milyar dolar, ara mallar ithalatı ise 23 milyar dolar azaldı. Öte yandan tüketim malları ithalatı aynı dönemde yaklaşık 7 milyar dolar artarak 54,5 milyar dolara ulaştı ve sermaye malları ithalatını aştı.
Cari açık üzerindeki ikinci etki ise konjonktür olarak karşımıza çıkıyor. Bu çerçevede, 2024 yılı petrol fiyatlarının brent başına 80 dolar civarında dalgalandığı ve enerji ithalatı üzerinde baskı yaratmadığı bir yıl oldu. Enerji ithalatındaki bu gelişme, cari açık üzerindeki baskıyı da hafifletti. Ayrıca, hükümetin altın ithalatına getirdiği kısıtlamalar da cari açıktaki iyileşmeye katkı sağladı. Ancak altın ithalatına getirilen kotanın net hata ve noksanı beslediğine yönelik çeşitli yorumları da hatırlamakta fayda var. 2024 yılında, hizmetler dengesi de cari açık üzerinde olumlu bir etki yarattı. Turizm gelirleri, reel kurdaki değerlenmeye rağmen güçlü bir performans sergileyerek cari açığın daralmasına katkı sağladı.
2025 yılına baktığımızda, parasal, mali ve idari politikalarının iç talebi baskılamaya devam edeceğini öngörebiliriz. Bu politikalarla net ihracatta daha dengeli bir gidişat ve dış ticaret açığında sınırlı artış bekleyebiliriz. Benzer şekilde petrol fiyatlarında da beklenti stabil bir gidişata işaret ediyor. Bu da enerji ithalatı tarafında cari açığa ek bir baskı gelmeyeceğini gösteriyor. Ancak, altın fiyatlarının yüksek seyretmesi, yurt içi talebin güçlü kalması, TCMB rezervlerini altından yana güçlendirmeye devam etmesi ve altın kotalarının açıklandığı üzere esnetilmesi, 2025 yılında altın ithalatını artırabilir ve/veya net hata ve noksan kaleminde oynaklığa neden olabilir.
Reel kurda değerlenmenin, Merkez Bankası’nın dezenflasyon sürecine destek veren önemli bir unsur olarak değerlendirilmesi ve 2025 yılında da bu politikanın sürdürülmesi, turizm ve ihracat üzerinde geçen yıla görece daha olumsuz bir etki yaratabilir. Ayrıca ihracat tarafında, Avrupa ekonomilerindeki yavaşlama ve Almanya gibi ana ticaret ortaklarımızda çalkantılı ekonomik ve siyasi durum, 2025 yılında dış ticaret açığına olumsuz yansıyabilir. Buna ek olarak, uluslararası ticarette gündeme gelen gümrük vergileri de bu riski artıran faktörler arasında yer alıyor.
Özet olarak, 2025 yılının, geçtiğimiz yılda olduğu gibi, cari açık açısından ekonomi yönetiminin elinin rahat olacağı bir yıl olacağını değerlendiriyorum.
Bu köşe yazısı 14.02.2025 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi'nde yayımlandı.