TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Türkiye ekonomi camiasında konuşulan en önemli konulardan birisi Merkez Bankası’nın ne zaman ve hangi miktarda faiz indireceği sorusudur. Kimi kurum veya ekonomistler Merkez Bankası’nın aralık ayında faiz indireceğini öngörüyor. Ben ise, kasım ayında yüksek gelen enflasyon, beklentilerdeki atalet ve aralık ayında alınan/alınacak çeşitli kararlar sebebiyle faiz indiriminde acele edilmemesi gerektiğine inanan ekonomistler arasındayım.
Zira yürütülen politikalara bakacak olursak genel olarak ekonomide sıkılığı tesis eden tek politika aracı şu aşamada para politikası olarak görünüyor. Kamu giderlerinde sıkılaştırıcı yeni bir eylem görmedik. Yakın zamanda Meclis’e gelen yasa tasarısı teklifleri arasında kamu giderlerini artırıcı düzenlemeler de yer alıyor. Örneğin, sözleşmeli statüden memurluğa geçiş yapan personele ek bir kademe ilerleme hakkı tanınmasına ilişkin tasarının tek seferlik maliyetinin ₺4,6 milyar olduğu iletildi.
Peki, gelelim en önemli soruya; faiz indirimi ne zaman ve ne kadar olacak?
Fiyatlama, beklenti ve iç talepteki gidişata bağlı olmakla beraber önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde Merkez Bankası’nın faiz indirimine gideceği sanırım tüm ekonomistler tarafından kabul gören bir beklenti.
Ancak burada önemli olan esas konu 2025 yılının hangi ayında Merkez Bankası Bankası’nın faiz indirimi yapacağından öte, 2025 yılında Merkez Bankası’nın ne kadar sıklıkta ve hangi ölçüde faiz indirimine gidebileceğidir.
2025 Kasım ayı için beklenen enflasyonun finansal piyasalarda %27 reel sektörde %48 hanehalkında %64 olduğunu düşünürsek, beklenen enflasyona göre Merkez Bankası’nın faiz indirme imkanının oldukça kısıtlı olduğunu görüyoruz.
Unutmayalım ki, 2023 Haziran ayından bu yana genel ekonomi politikalarındaki değişim ve para politikasında koşulların son derece sıkı olmasına rağmen enflasyondaki kazanımlar beklentilerin oldukça gerisinde kaldı. Örnek vermek gerekirse 27 Temmuz 2023 tarihinde yayınlanan Merkez Bankası enflasyon raporunda 2023 yıl sonu enflasyonu %58, 2024 yıl sonu enflasyonu da %33 olarak tahmin edilmişti. Oysa her iki yılda da enflasyon tahminlerinde önemli sapmalar yaşandı.
Ancak beklentilerin uygulanacak idari, mali, kurumsal ve yapısal politikalarla önemli ölçüde iyileştirilme imkânı olduğunu unutmayalım. Zira bu alanlarda atılacak adımlar Merkez Bankasına faiz indirim alanı açacaktır.
Bu alanı açacak en önemli faktör, politikaların sürdürülebilirliğine ilişkin güven ortamının pekiştirilmesi olarak ön plana çıkıyor. Merkez Bankası Başkanı ve Para Politikası Kurulu üyelerinin görev sürelerine ilişkin bağımsızlığı tesis edecek yasal düzenlemeler bu konuda önemli bir araç olabilir.
Bunların yanı sıra, hükümetin uygulayacağı idari ve mali politikalarla makroekonomik dengelenme sürecine ve enflasyonu düşürme politikasına daha çok destek vermesi gerekiyor. Enflasyonu düşürme konusunda özellikle harcamaların daha etkin konsolidasyonu Merkez Bankası’na sıkı duruşunu gevşetme alanı tanıyacaktır.
Bir diğer temel konu ise enflasyonu düşürmek için, yapısal sorunlara hızla çözüm üretilmesi gerektiğidir. Zira kasım ayında enflasyonu yukarı çeken gıda, konut ve sağlık gibi harcama alanları Merkez Bankası’nın kontrol alan dışındadır. Bu sektörlerde fiyatlama davranışlarını iyileştirme esas itibarıyla hükümetin uygulayacağı yapısal politikalara bağlıdır.
Özet itibarıyla Merkez Bankası’nın 2025 yılında faiz indirim patikası ve hızı; uygulanacak mali, idari, kurumsal ve yapısal politikalara ve bu politikaların uyandırdığı güven ortamına bağlı olacaktır.
Bu köşe yazısı 06.12.2024 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi'nde yayımlandı.