TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Yeni mezunuz; vakit geçirmeden yüksek lisans programına kaydolduk. Boykotlu yıllar; dönem bitiyor, bir sonraki neredeyse hemen başlıyor; amaç boykotla yitirilen dönemin (dönemlerin) kısmen de olsa telafi edilmesi. Dersten hemen sonra Şefik yanıma geldi: “TCDD, ODTÜ mezunu makine mühendisi arıyormuş, yüksek lisansa izin verebilirler, bir bakalım” dedi. Gittik, Yol Dairesi Başkanı ile görüştürdüler. ODTÜ’lüyüz, o nedenle kendimizi büyük mühendis sayıyoruz; “biz geldik” mealinde bir şeyler söyledik. Başkan, “tamam, personel dairesine gidin, gerekli işlemleri tamamlayın” dedi. Ebette gururumuz okşandı.
Bir ay içinde başladık işe. Altı makine mühendisi, iki yüksek makine teknikerinden oluşan bir odamız var. ‘Derin’ mühendislik hesapları beklerken, önümüze yeni alınan ray kontrol araçlarının (lokomotif-vagon karışımı; içine biniyor uzmanlar, o kasaba sizin bu şehir benim uzun yola çıkılıyor, elektronik ray kontrolü yapılıyor) İngilizce katalogları kondu. Meğer asıl olarak ‘tercümana- hadi ayıp olmasın, tercüman mühendise’ ihtiyaçları varmış. Şefik altı ay durdu durmadı, ben tam bir yıl sabrettim; ne bir gün eksik ne bir gün fazla; ikimiz de ayrıldık.
Daire Başkan Yardımcısı inşaat mühendisi, emekliliğine az kalmış, genç yaşımızda ‘tonton bir amca’ gibi geliyor bize. Odaya girerken yakaladı; elinde bir resmi yazı. Mealen, “oku, öyle bir cevap yazısı yazdım ki, karşıdaki bir şey anlamayacak, anlarsa da zaten topu onlara attığımızı fark edecek”. Bilmem kaç numaralı işletme, Genel Müdürlükten görüş soruyor; bana okuttuğu yazı güya o teknik görüşü veriyor ama aslında bir şey söylemiyor. Zaten amaç da o. İyi tarafından bakarsanız, topu karşı tarafa açıktan atmadan uzun bir yazı ile karşı tarafın sahasının göbeğine nasıl bırakılacağını öğrenmek de işbaşında eğitimin bir parçası işte. Merkez Bankası’nda da benzer işler olmuyor değildi. Özellikle para politikası dışında kalan, banka içi işlemlerde: “Siz ne düşünüyorsunuz?” El cevap: “Siz nasıl tensip ederseniz”. Yahu, uzman sensin; bir görüş belirt de tartışıp karara bağlayalım; tensip işine sonra bakarız.
Geride bıraktığımız hafta 2025-2027 Orta Vadeli Programı (OVP) açıklandı. Yok, yukarıda özetlediğime benzer ‘aman anlaşılmasın’ şeklinde bir anlatım yok. Aksine, hem dış koşullar hem de iç koşullara ilişkin analizler var. Sorun bundan sonra başlıyor; saptanan sorunların nasıl çözüleceğine dair doyurucu açıklamalar yok. Büyük ölçüde “planlanmaktadır, hedeflenmektedir, yapılacaktır, edilecektir…” şeklinde. Hani yeni işbaşına gelen bir hükümetin programı olsa, sıralanan sorunların bir kısmı için “araştırılacak, yapılacak” ifadelerini kabul edebilirsiniz. Ama bir kısmı için. Sonuçta işbaşına gelenlerin önemli hazırlıklılarının olması gerekir. O hazırlıklardan çıkan politikaların hemen devreye alınmasını beklersiniz. Oysa bu kadro Haziran 2023’ten beri işbaşında. “Falanca sorunu çözmek için şu kararı aldık, gerekli yasal işlemler bitti, şu kararnameler imzalandı, uygulama hemen bugünden itibaren başlıyor, önümüzdeki program döneminde şu etkilerin olması bekleniyor.” Ya da “şu yasa teklifi Meclis’e sunuldu, yasalaşır yasalaşmaz filanca sorunu şu yollarla çözmüş olacağız” mealinde bir şeyler bekliyor insan.
Ama yok. Bu coğrafyada nedense ekonomi politikası tasarlamak, uygulamaya koymak ve bir süre sonra da “ne bekledik ne gibi sonuçlarla karşılaştık ne gibi değişikliklere ihtiyaç var” biçiminde etki analiz yapmak nedense pek mümkün olmuyor. Oysa filanca sorunla ilgili bakanlık var, o bakanlığın uzmanları ile ekonomi yönetimi aylarca o sorunun çözümü için birlikte çalışıp siyaseten sorumlu olanlara alternatif politikalar ve bu politikaların hayata geçmesi için gerekli yasal düzenlemeler önerebilirler. Anlaşılan olmuyor ya da çok az oluyor bu tür çalışmalar. Olmayınca da böyle hassas bir dönemde, 2025-2027 OVP’sinin daha öncekilerden bir farkı kalmıyor. İş yine sadece para politikasına bırakılıyor.
Kıssadan hisse: Uzmanlarınızı sadece sorun saptamakta (mühendislerinizi tercüman olarak) kullanacağınıza onlardan ayrıntılı politika alternatifleri ve gerekli yasal düzenlemeleri talep ediniz (onlara mühendislik işleri veriniz).
Bu köşe yazısı 10.09.2024 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
28/12/2024
Fatih Özatay, Dr.
27/12/2024
Fatih Özatay, Dr.
25/12/2024
Güven Sak, Dr.
24/12/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
23/12/2024