TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Merkez Bankası, yılın İkinci Enflasyon Raporu’nda piyasayı şaşırtarak yıl sonu enflasyon tahminini artırdı. Hatırlayacak olursak 2 Kasım 2023 tarihinde yayınladığı 2023 yılının son Enflasyon Raporunda, 2024 için yıl sonu enflasyon tahminini %36 olarak açıklamıştı. Bu tahminini, iddialı bir hedef olduğunu kabul ederek, 8 Şubat’ta yayınladığı yılın ilk Enflasyon Raporunda da korumuştu. Dün yayınladığı yıllın ikinci Enflasyon Raporunda ise TCMB yıl sonu enflasyon tahminini 2 puan artırarak %36’dan %38’e çıkardı.
Merkez Bankasının 2024 yıl sonu enflasyon tahmini, 2 puanlık revizyona rağmen, piyasa ve hanehalkı beklentilerinin oldukça altında kalıyor. Hatırlayacak olursak, Nisan ayında TCMB tarafından yayınlanan Piyasa Katılımcıları Anketine göre yıl sonu enflasyon beklentisi %44, Koç Üniversitesi ve KONDA İşbirliği ile bu hafta açıklanan Türkiye Hanehalkı Enflasyon Beklentisi ise %96 idi.
Mevcut durumda, yıl sonu enflasyonu için %40’ın altında bir tahmin, oldukça iyimser olsa da Merkez Bankasının yıl sonu tahminini artırması piyasa açısından sürpriz bir açıklama oldu. Zira TCMB, yıl sonu enflasyon tahminini, beklentileri çıpalamak adına bir hedef olarak kullanıyor. Hali hazırda yurt içi enflasyon beklentileri kontrol altına alınamamış iken, TCMB tarafından yapılacak bir revizyonun beklentileri yukarı çekme riskini taşıdığı değerlendiriliyordu.
Peki Merkez Bankası yıl sonu tahminini neden yükseltti? Temel sebep yıl başından bu yana gerçekleşen enflasyonun ve ekonomik dinamiklerin %36 enflasyon tahmininden oldukça uzaklaşması olarak görünüyor. TCMB tahminlerinin güvenirliliği beklentileri çıpalamak adına elde edebileceği en önemli çıktılardan biri olacaktır. Bu çerçevede, ben TCMB’nin doğru bir karar aldığını düşünüyorum.
Merkez Bankasının yapmış olduğu teknik değerlendirmeye bakacak olursak, yıl sonu enflasyon tahmininin 2 puan artırılmasındaki en büyük sebep enflasyon ana eğilimindeki bozulma oldu. TCMB revizyonun 1,8 puanını buna bağlamış. Ana eğilimdeki bozulma nedir? Ürün ve hizmet fiyatlarında artışın TCMB beklentilerinin üzerinde gerçekleşmesidir. Enflasyon görünümünü yukarı çeken diğer faktörler arasında da çıktı açığı ve gıda fiyatları yer alıyor. Zira son iki Enflasyon Raporundaki verilen birikimli sapmalara bakacak olursak, en yüksek etki de bu iki kalem ile birim iş gücü maliyetinden gelmiş.
Çıktı açığı neden önemli? Ekonomide, iç talep kaynaklı enflasyonist etkileri kontrol altına almak adına önemli. İç talebin soğumadığı bir ortamda faiz artışının fiyatlar üzerindeki etkisi oldukça sınırlı oluyor. Zira Merkez Bankası Enflasyon Raporunda çıktı açığı tahminlerini de güncelledi. 8 Şubat tarihinde yayınladığı raporda bu yılın ilk çeyreğinde ekonominin yaklaşık olarak potansiyel GSYH kadar büyümesini beklediğini iletmişken, 9 Mayıs tarihli Raporda ilk çeyrekte ekonominin potansiyelin yaklaşık 4 puan üzerinde büyümüş olduğunu tahmin ediyor. Enflasyonu düşürmeye devam etmek için de 2025-26 yıllarında ekonominin daha düşük büyümesi gerektiğini söylüyor.
Peki, yılın geri kalanında Merkez Bankası nasıl bir politika izleyecek? Başkan Karahan’ın yapmış olduğu açıklamalara göre yakın dönemde yeni bir faiz artışı beklememeliyiz. TCMB, kamu maliyesi tarafında sıkılaşma, yönetilen/yönlendirilen fiyatlar tarafında da dezenflasyonist adımlar bekliyor. Daha net anlatımıyla kamuda tasarruf, asgari ücret ve emekli aylıklarında yıl sonuna kadar artışa gidilmemesini, enflasyonist etkisi olan vergi artışlarının yapılmamasını ve kamu tarafından belirlenen fiyatlarda sürpriz bir artış olmayacağını öngörüyor.
Ancak Başkan Karahan’ın dünkü sunumunda belirtmiş olduğu üzere, enflasyon görünümünde kalıcı bir bozulmanın gözlenmesi halinde TCMB tarafından ek sıkılaşma yapılabilir.
Son olarak şunu da belirtmekte fayda var, ekonomik koordinasyonun olmadığı süreçlerde para politikasının enflasyon üzerindeki etkisi sınırlı, ekonomi üzerindeki etkisi ise çok daha maliyetli oluyor.
Bu köşe yazısı 10.05.2024 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024