TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Stopaj oranları yükseltildi. Artık, çoğu vadedeki mevduat faizi ya da fon gelirinden alınan vergi daha fazla. Farklı bir ifadeyle, net mevduat faizi artık daha düşük. Kur korumalı mevduat için ise bir değişikliğe gidilmedi.
İki farklı açıdan bakılabilir 30 Nisan 2024 tarihli Resmi Gazete’de çıkan bu karara. Aynı gün öğlen dört eski Merkez Bankacı sohbet ediyorduk. Gündeme gelen konulardan biri de olası stopaj değişikliğiydi. Genel kanı, enflasyon belirgin biçimde düşmeye başlamadan stopaj artışının erken olacağıydı; sonbahar aylarında gündeme gelebilirdi. Bu düşüncemizin temel nedeni, döviz cinsi mali varlıklara yönelme eğiliminin törpülenmesi ile ilgili elbette. Hatırlarsanız bu köşede defalarca politika faizinin yükseltilmesinin dolarlaşma eğilimini azaltması ve dolayısıyla enflasyonla mücadeleye bu açıdan da katkı vermesi için mevduat faizlerine yansıması gerektiğini belirttim. Merkez Bankası’nın, herkesin ne denli düşük olduğuna ‘taktığı’ döviz rezervlerini geçici de olsa yükseltmek için bankalarla yaptığı ‘döviz getir-Türk lirası al’ swap anlaşmalarını bu nedenle eleştirdim. Benzeri eleştiriler, TEPAV’ın benim de katkı verdiğim Para Politikası Değerlendirme Notlarında da yer aldı.
Mevcut program eksik olunca, ne denli sürdürülebilir olduğu hep gündeme geliyor. Böyle bir ortamda, özellikle programın henüz enflasyonu düşürücü etkileri görülmeden, net mevduat faizlerini düşürücü bir kararın, liralaşma iştahını artırmaya köstek vurması tehlikesi var. Üstelik son haftalarda döviz kurunun seyri enflasyonu Merkez Bankası’nın tahminleri ile uyumlu bir patikaya sokacak biçimdeyken. Biraz daha beklenebilirdi bu karar için.
Elbette bir de madalyonun öteki yüzü var. 2023’ün ikinci yarısında alınan önlemler, bütçe açığının uçuk kaçık düzeylere çıkmasını engelledi. Ama yine de 2023’ü GSYH’nin yüzde 5,4’ü gibi yüksek bir bütçe açığı ile kapattık. Önlem alınmazsa bu yıl da bütçe açığı yüksek olacak. Orta Vadeli Program’da öngörülen açık-GSYH oranı yüzde 6,4. Coşkun Cangöz ve Hakan Yılmaz’ın hazırladığı TEPAV Bütçe İzleme Raporu’nun ikincisinde bu açığın GSYH’nin yüzde 8,3’üne yükselebileceği uyarısı var. Önemli nedenlerinden biri deprem harcamaları. Dolayısıyla önlem almak gerekiyor. Manevra alanınız burada devreye giriyor. Mesela zorunlu harcamaları kısamazsınız. Nitekim özellikle harcama tarafında bu alanın ne kadar dar olduğu sözünü ettiğim TEPAV raporunda anlatılıyor. Gelir artırıcı önlemler bu açıdan önemli. Stopaj vergisinin artması bu türden, bütçe açığını azaltıcı bir önlem. Elbette bütçe açığını azaltmak için başka yollar da var. Ama nasıl azaltılacağı siyasi bir tercih. Özellikle servet vergisi, yüksek gelirliden daha çok vergi almak, bütçeye yük getiren gelir garantilerini gözden geçirmek ve garanti verilenlerle pazarlığa girerek bu yükü azaltmak gibi seçenekler de mevcut. Şurası da açık: Bütçe açığının düzeyi, ‘ya şu ya bu’ gibi tercihlere izin vermiyor olabilir. Yine de stopaj vergisinden sağlanacak gelir artışı için biraz daha beklenebilirdi diye düşünüyorum.
Bu köşe yazısı 02.05.2024 tarihinde Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024