TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Ortaokul ve liseyi yatılı okudum. Ailem Ankara’da ben Konya’da. İlk yıllarda, “şu tatil gelse de Ankara’ya ailemin yanına gitsem” isteği, son yıllarda yerini “tatil bitiyor ama öte yandan da arkadaşlara kavuşacağım” düşüncesine bıraktı. İkincisinin temelinde elbette o yaşlarda –yatılı okulun disiplinine karşın- ‘kendi başına’ olmanın yarattığı özgürlük sanısı da vardı. Her iki düşüncede ortak nokta ise günlerin geçmek bilmemesiydi. Oysa şimdi şu hale bakın: Yazının başına oturduğumda, dosyaya kayıt için yazının tarihini atarken 1 Kasım olduğunu irkilerek fark ettim: “Yahu daha dün yılbaşıydı” falan derken buldum kendimi. Tepeye tırmanmak yorucu; zaman alıyor ama iniş kolay. Ondan herhalde.
Diken’in dünkü haberinden: “Bingöl’ü ziyaret eden Bakan Muş’un gündeminde de enflasyon vardı. Kentteki ziyaretlerinin ardından AK Parti İl Başkanlığı’nda partilileriyle bir araya gelen Muş, burada enflasyonun ‘son yılları saymazsak 8-9 civarında’ olduğunu söyledi.”
Gerçekten de enflasyon Ticaret Bakanı’nın dile getirdiği gibi. 2004-2016 döneminde yıllık ortalama tüketici enflasyonlarının dönem ortalaması yüzde 8,3. En yüksek 10,4 (2008), en düşük ise 6,3 (2009) olmuş yıllık ortalama tüketici enflasyonu. Grafikte gösterildiği gibi bizim gibi ülkeler için oldukça dar sayılabilecek bir koridorda hareket etmiş. Sonrası malum; patladı.
Ama sorun tam da burada. Uluslararası ölçekte yüksek sayılan bir enflasyon düzeyini biz yıllarca kabul etmişiz. O dönemde enflasyonun yüksekliğinden şikâyet eden iş insanı hatırlıyor musunuz? Ya da siyasetçi? Televizyon programlarında ‘yüksek enflasyon’ hiç konu edilmiş mi o dönemde? ‘Bu köşenin yazarı’ gibi birkaç iktisatçı dile getirmişti ‘o geçmez sanılan günlerin’ bir çırpıda geçeceğini; yılbaşı derken bir de bakmışsınız yılın sonunun geleceğini. Enflasyon ciddiye alınmazsa eninde sonunda patlıyor. Zira sizin kabul ettiğiniz, oysa uluslararası ölçekte yüksek sayılabilecek bir enflasyonun uzun süre gözlenmesine yol açan nedenler, kırılganlık üzerine kırılganlık yaratıyorlar ekonomide. Sinsice. Bir bakıyorsunuz kırılmaz dediğiniz kırılıveriyor. Grafiğin kalanı -2017-2022 dönemi- kırılmanın şiddetini gayet güzel gösteriyor. Kısacası, enflasyon sadece birkaç rakam değil; ekonomide bir dolu alanda bozukluk demek. Ciddiye almazsanız size kendini mutlaka hatırlatıyor. Hem de oldukça acı biçimde.
İşin vahimi şu: Sihirli bir değnek değse de enflasyonu şimdi 2004-2016 ortalamasına düşürsek ve enflasyon hep o düzeye yakın seyretse yine kimseler şikâyet etmeyecek. Baksanıza Bakan Muş’un Bingöl’deki sözlerine.
Bu köşe yazısı 01.11.2022 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
28/12/2024
Fatih Özatay, Dr.
27/12/2024
Fatih Özatay, Dr.
25/12/2024
Güven Sak, Dr.
24/12/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
23/12/2024