TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Salı günü KÖİ modeli çerçevesinde işletmeye açılan tesisler için verilen gelir garantilerinin, modelin çalışabilmesi için çok önemli olduklarının altını çizmiştim. Öte yandan, bu garantilerin en azından bazılarının ‘gereğinden fazla’ olduğu ve özellikle bütçeye getirdikleri yük çerçevesinde gözden geçirilmeleri gerektiği hakkında da yaygın bir kanı var. Nasıl bir çerçeve düşünülebilir? Bu gözden geçirme işi nasıl yapılabilir? Bu yazıda basit bir çerçeve çizmek istiyorum.
Herhangi bir yatırımı bir şirket açısından değerlendirmek için çeşitli ölçütler var. Bunların en önemlilerinden biri ‘iç getiri oranı’. Kabaca şu: Yatırım dönemi ile tesisin işletmeye alınıp ömrünün sonuna kadar ‘üretim’ yapıldığı dönemi birlikte düşünelim. Yatırım döneminde nakit çıkışları, işletme döneminde ise net nakit girişleri var. Yatırım dönemindeki nakit çıkışları ile mesela yedi yıl sonraki net nakit girişinin bugünkü değerleri aynı değil. Bunları aynı birim cinsinden ifade edebilmek için ileri yıllardaki nakit çıkışlarını ve girişlerini iskonto etmek; bugüne getirmek gerekiyor.
İç getiri oranı, net nakit giriş ve çıkışlarının bugünkü değerini birbirine eşitleyen bir oran. Girişimci açısından projeden elde edeceği tahmin edilen getiri oranını ifade ediyor. Bu değer ne kadar yüksekse, yatırım o kadar kârlı oluyor. KÖİ modeli çerçevesinde Türkiye’de geliştirilen projelerde bu hesaplar girişimciler tarafından yapılıyor. Zaten projeye finansman bulunabilmesi için finansörlere bu raporların verilmesi gerekiyor. Gözden geçirme sürecinin püf noktası, KÖİ projelerinden herhangi birinin ‘aşırı’ bir getiri oranı ile çalışıp çalışmadığının araştırılması. Özellikle şu kritik sorulara yanıt bulunması gerekiyor:
Yatırım kaç yılda bitirildi ve her yıl maliyeti ne oldu? Proje için kullanılan finansmanın faiz ve anapara ödemelerinin takvimi ne? İşletme dönemindeki yıllık hizmet/ürün talebi için varsayılan değerler neler? Farklı bir ifadeyle, kaç araç geçeceği kabul edildi, havaalanına kaç yolcu geleceği vb. hesaplandı? Üretilen ürünün/hizmetin birim satış fiyatının nasıl gelişeceği kabul edildi? İşletme dönemindeki maliyetlerin nasıl gelişecekleri varsayıldı? Bu varsayımlarda, kabul edilebilir hata payı dışında belirgin yanlışlar var mı? Varsa, bunlar düzeltilince nasıl bir iç getiri oranı elde ediliyor?
Yeniden hesaplanan getiri oranı makul bir oran ise o zaman pazarlık masasına oturmak daha kolay. Elbette başka değerlendirme yöntemleri de kullanılabilir. Önemli olan şu: Projelerin ve dolayısıyla gelir garantilerinin yeniden değerlendirilmesi mümkün. Bazı projeler için bu çok kolay olmayabilir ama yapılabilir bir iş olduğu da açık olmalı.
Bir de meraklısı için not. Konu hakkında ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler Coşkun Cangöz, Uğur Emek ve Nurhan Uyduranoğlu Karaca tarafından kaleme alınan ve Aralık 2021’de yayımlanan TEPAV raporunu inceleyebilirler.
Bu köşe yazısı 13.10.2022 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024