TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
2022’de büyüme konusuna kaldığım yerden devam edeyim. Mart ayında enflasyondan arındırılmış net asgari ücretin, hem 2020’deki hem de 2021’deki düzeyinin altına düştüğünü daha önce grafikle göstermiştim. Memur ya da emekli maaşları için de aynı hesaplama yapılsa aynı sonuca ulaşılacak. Geniş halk kesimlerinin vergiden arındırılmış gelirleri eriyor. Bu olgu, GSYH’nin yüzde 60’ına yaklaşan özel tüketim harcamaları açısından olumsuz bir gelişme.
Tüketim harcamalarının 2022’de izleyebileceği yol açısından önemli başka bir gösterge de tüketici kredilerinin seyri. Grafik 1’de enflasyondan arındırılmış (kredi kartı harcamaları dahil) tüketici kredilerinin yıllık değişim oranlarının Ocak 2015’ten bu yana seyri gösteriliyor. Son veri 10 Nisan 2022 haftasına ait. İlk iki haftanın ortalama değerinin Nisan ayının tümü için geçerli olacağını kabul ettim ve Nisan tüketici enflasyonunu da yüzde 65 olarak aldım. Bu durumda Nisan’da reel tüketici kredisi bir yıl öncesine kıyasla yüzde 28,5 oranında düşüyor. Mart ayı için bu değer yüzde 24,6. Daha önemlisi, reel tüketici kredilerinin son dönemde aşağıya doğru izlediği eğilim. Geldiğimiz noktada, 2018-19 krizinden daha düşük bir değerde yıllık değişim oranları.
Hem enflasyondan arındırılmış harcanabilir gelirin hem de yine enflasyondan arındırılmış tüketici kredilerinin verdikleri ortak mesaj çok açık: Önümüzdeki dönemde –mevcut ekonomi politikasında bir değişiklik olmazsa- özel tüketim harcamaları çok sınırlı bir artış gösterecek. Son zamanlarda uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisinin 2022 büyüme oranı tahminlerini aşağıya çekmeleri boşuna değil. Gerçi bu kuruluşlar büyüme öngörülerinde büyük hatalar yapabiliyorlar. İçinde yaşadığımız büyük belirsizlik ortamında ileriye ilişkin öngörülerde hata payının daha da artması beklenir.
Yine de, hem sözünü ettiğim iki gösterge hem de Grafik 2’de yer alan elektrik tüketimi düşük büyümeye işaret ediyorlar. Grafik 2’de yer alan elektrik tüketimi (günlük elektrik tüketiminin 30 günlük hareketli ortalamasının yıllık değişim oranı) son zamanlarda aşağıya doğru bir eğilim izliyor. Pandemi nedeniyle eve kapandığımız 2020’nin bahar aylarındaki düşüşü bir tarafa bırakın. 2018-2019 krizinde yıllık elektrik tüketimindeki değişim oranı yüzde 0 ile eksi 3 arasında hareket etmiş. Şu sıralarda yüzde 0’a yaklaşmış durumda. Bu göstergeler bundan sonrası açısından önemli. Yoksa yılın ilk çeyreğinde, bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla önemli ölçüde büyüdüğümüz anlaşılıyor. Mesela OECD’nin en güncel verileri kullanarak yaptığı büyüme tahminine göre 10-16 Nisan haftası itibariyle Türkiye yüzde 7,1 oranında büyüdü. Bu, 2022 büyüme tahmini değil; mevcut büyüme.
Büyüme konusu daha çok su kaldırır. Şimdilik bu kadar su yeter.
Bu köşe yazısı 21.04.2022 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.