TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
İşsiz, asgari ücretli, asgari ücretli olmasa da ücreti asgari ücretin birkaç katının altında kalan, döviz cinsinden borçlu, kura ya da faize endeksli borçlu, emekli, memur ya da benzeri bir konumda değilseniz ve ekonomi ile de ilgiliyseniz, Türkiye ekonomisi size çok ilginç geliyor olmalı. Hele meraklı iktisat öğrencileri için bulunmaz bir hazine. Eşsiz deneyler yapılıyor, az rastlanır gelişmeler yaşanıyor çünkü. Üstelik meraklıların bu deneyleri ve sonuçlarını sıkılmadan bol bol gülümseyerek, kısacası eğlenerek özümsemeleri mümkün. Şüphesiz, öğrenmeyi kolaylaştırıcı bir unsur eğlenmek.
Daha birkaç ay öncesine kadar bizlere anlatılan öykü, makus talihimizi yenmek üzere olduğumuzdu. Neydi o makus talih? Ekonomimiz ne kadar yüksek bir oranda büyürse o kadar fazla cari açık verirdik. Cari açık net dış borçlanmaya eşit olduğuna göre, yüksek büyüme eşittir dış borçta artış anlamına gelirdi. Dış borç da sürekli artamayacağına göre ya da koşullar her zaman kolaylıkla borçlanmamıza izin vermeyeceği için bir süre sonra cari işlemler açığımız fazlaya dönüşmek zorunda kalırdı. Yani, ekonomimiz ya küçülür ya da büyüme oranımız çok düşük bir düzeye inerdi. Ama yaşasındı. 2021’in sonlarına doğru uygulanmaya başlanan ekonomi politikasıyla bu olguyu tersyüz edecektik. Artık cari işlemler fazlası vereceğimiz müjdeleniyordu bize.
Nasıl mı? TCMB politika faizini düşürecek –ki Eylül-Aralık 2021 döneminde 5 puan düşürdü, lira değer kaybedecek ve rekabetçi bir düzeye gelecekti. Böylelikle, eskiden ithal ettiğimiz ürünlerin bir kısmı ithalat pahalı hale geleceği için yurtiçinde üretilecek ve dolayısıyla ithalat düşecek, yurtdışına ihraç ettiğimiz ürünler de yabancılar açısından ucuzlayacağı için daha çok ihracat yapacaktık. Ayrıca Türkiye’de tatil yapmak yabancılar için sudan ucuz olacağı için turizm gelirimiz de yükselecekti. Sonuçta cari açık yerine cari fazla verecektik. Ha, arada enflasyon artabilirdi; olsundu o kadar. Makus talihimizi yendiğimiz ortaya çıktığında, enflasyonist baskılar da azalır ve enflasyon düşmeye başlardı.
Mesela 2021 sonuna doğru TCMB şu müjdeyi veriyordu (21 Ekim 2021 PPK karar metninden): “İhracattaki güçlü artış eğilimiyle yılın geri kalanında yıllıklandırılmış cari işlemler dengesindeki iyileşmenin sürmesi beklenmekte, bu eğilimin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmektedir.” Benzer ifadeler Eylül, Kasım ya da Aralık PPK metinlerinde de vardı. Keza 20 Ocak 2020 tarihindeki PPK kararı cari fazla müjdesini 2022 için de bizlerden eksik etmiyordu: “…cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesi öngörülmektedir. Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesi fiyat istikrarı hedefi için önem arz etmekte…”
Fiyat istikrarı hedefinin ortada kalmadığı açık. Bırakın fiyat istikrarını, fiyatların artış oranı (enflasyon) henüz bir istikrar kazanmadı; sürekli yukarıya doğru gidiyor. Peki, cari açık? Yılın ilk iki ayında 12,1 milyar dolar cari açık verdik. Gelin yılın her çeyreğinde gerçekleşen cari açığı son dört çeyreğin toplam dolar cinsinden GSYH’sine böleyim. Grafikte 2000’in ilk çeyreği ile 2022’nin ilk çeyreğini içeren dönemde gerçekleşen cari açık-GSYH oranları gösteriliyor. Mart ayı cari açığı ve ilk çeyreğin GSYH’si henüz bilinmiyor. Cari açık oranını iyimser (düşük) tutacak tahminler yapayım: Mart ayında 4,9 milyar dolar cari açık (ilk üç ayda açık 17 milyar dolar) olsun. Ekonomimiz %6,5 oranında büyüsün. Yılın ilk üç ayında ortalama ÜFE artışı %105, TÜFE ise %55. Ortalaması %80 yapıyor. Milli gelir deflatörü (GSYH hesabına giren mal ve hizmetlerin ortalama fiyatları) bu durumda %80 artıyor ve böylelikle yılın ilk çeyreğinde GSYH 191 milyar dolar oluyor (2021 ilk çeyrekte 188 milyar dolar). Bu veriler bize cari açığın yılın ilk çeyreğinde GSYH’nin %2,1’i kadar olacağını söylüyor (grafikteki kırmızı yatay çizgi ve yeşile boyanmış son dikey çubuk).
Heyhat! Ele aldığım 88 çeyreklik dönemde, bu düzeydeki bir cari açığın üzerinde sadece iki dönemde cari açık vermişiz. Hadi makus talihimizi yenmekten vaz geçtik, bari cari açığımız rekor kırmasaydı.
Bu köşe yazısı 12.04.2022 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.