TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Salı günü, TL cinsinden kur korumalı mevduat açılması halinde Hazine’nin üstlendiği yıllık faiz yükünü 21 Aralık 2021 TCMB döviz alım kuru ile hesaplamıştım. Bankaların ödeyeceği (en çok) %17 yıllık faiz düşüldüğünde %48 oluyordu. Aynı hesabı 23 Aralık vade başlangıcı ile yaparsanız bu sefer Hazine’ye gelen yük nerdeyse üç katına çıkıyor (%140’a yaklaşıyor). Vade başındaki kur ne kadar düşük, vade sonundaki de ne kadar yüksekse bütçe o kadar bozulacak anlamına geliyor. Bozulan sadece bütçe değil bir de gelir dağılımı. Asgari ücretlinin, işsizin ya da iş buldukça çalışanın tasarruf edecek hali yok. Bu kesimlere bütçeden verilebilecek destek durumu daha iyi olanlara aktarılmış oluyor.
Şimdi bir de ‘Yuvam’ mevduat hesabı çıktı. Hafta başında, benzer bir hesabı sadece yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın değil, yurtdışında yerleşik herkesin açabileceği açıklandı. Vadelere göre TCMB’nin garanti ettiği bir döviz cinsinden faiz oranı var. Bir yıl vadeli hesaplar için garanti edilen döviz faizi %1,5. Bu hesaplar bankalara TL cinsinden yatırılacağı için bir de %14 TL faizi var. Dolayısıyla, tersten gidip (masraf, komisyon ve benzeri olası giderleri dikkate almadan) şu hesabı yapmak mümkün: Bir yıl vadeli bir döviz mevduatı için, döviz kurundaki yıllık artış oranı %12,3’ün (1.14/1.015) üzerine çıkarsa TCMB devreye girecek. Zira %14’lük TL getiri bir yıl sonra dövize çevrildiğinde, elde edilecek tutar %1,5 döviz faizi garantisinin altında bir getiriye denk gelecek. TCMB’nin devreye girmesi ise aradaki farkı TL olarak ödemesi anlamına geliyor. Yıllık kur artışı ne kadar %12,3’ün altına iniyorsa Yuvam hesabı açan kişi o denli yüksek getiri elde edecek. Mesela kur hiç artmazsa döviz cinsinden yıllık %14, %5 artarsa %8,6 getiri söz konusu.
Hesabı açacak açısından düşünelim: Hazine’nin son Eurobond ihracında ortaya çıkan yıllık döviz cinsinden faiz oranı %8,6 oldu. Hesabı açacak kişi, Yuvam hesabı ile bu getiriyi ancak döviz kuru artışı %5’in altında kalacak olursa elde edecek. O ihracın tutarı 2 milyar Euro idi. Yuvam hesabı açmaya niyetlenenlerin açmak istedikleri miktarın toplamı bundan oldukça büyük olabilir. Ayrıca Eurobondları alanların bir kısmı portföylerinde uzun süre tutmak için almış olabilirler; ikincil piyasada hemen satmak istemeyeceklerdir. Dolayısıyla, o Eurobondlara erişimin sınırlı olacağı açık. Ama yine de bir fikir veriyor. Yuvam hesabının tasarruf sahibi açısından cazibesi kurun artmamasına bağlı. Mesela kur sabit kalırsa, Yuvam hesabı döviz cinsinden %14 getiri sağlayacak.
İki nedenle parasal genişleme (para tabanında artış) gerçekleşecek: Birincisi, kur artışından bağımsız bir ticari bankaya Yuvam hesabı için yatırılan döviz anında TCMB’ye gidiyor, karşılığı kadar TL’yi TCMB bankaya veriyor. Bu ilk parasal genişleme. Bir de döviz kuru %12,3’ün üzerinde artarsa TCMB’nin ticari bankaya Yuvam hesabı sahibine aktarması için vereceği TL var. Bu da ikincisi. Mevcut koşullarda çok daha olası senaryoda ise yıllık kur artışı %12,3’ün üzerinde kalacak. Kısacası sadece bütçeye yük gelmiyor bir de parasal genişleme oluyor. İçinde bulunduğumuz koşullarda bu da bir ek risk kaynağı.
Bu köşe yazısı 24.03.2022 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.