TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
1994 krizimizi Fas’ın Marakeş kentinde bir uluslararası toplantıda akademisyenlere anlatmıştım. Krizler konusunda dünyaca tanınmış uzmanlar vardı aralarında. Açıkçası 1994 krizimiz pek ilginç gelmemişti onlara. Zira krizleri inceleyen iktisat yazınında “sakın ola yapmayasınız” denilen hemen her şeyi yapmıştık. Hazine’nin yüksek borçlanma faizlerini indirmek için mali disipline dayanan ciddi bir program uygulamak yerine, faizleri suni biçimde düşürmeye çabalamıştık. Hazine naçar vaziyette yüksek bütçe açığını finanse etmeye çalışırken, borçlanma ihalelerini faiz yüksek diye iptal etmiş, yerine Merkez Bankası kaynaklarını kullanmıştık. O zaman Hazine’nin Merkez Bankası’ndan borçlanmasına yasal bir engel yoktu. Döviz kuru birkaç haftada 14 bin lira dolaylarından 40 bin liraya sıçradı. Merkez Bankası döviz rezervlerini kısa sürede eritti. Sonuçta yüzde 85 düzeyindeki faizleri yüksek bulup borçlanmazken birkaç ay sonra yüzde 400 faizle borçlanmak zorunda kaldı Hazine.
Kriz literatürüne bulaşmam o toplantıdan sonradır. Ne yazık ki sonraları bayağı ‘sardırdım’ bu konuya. “Finansal Krizler ve Türkiye” diye bir kitabım var (Doğan Kitap). Aralık 2009’da çıkan ilk baskı altı bölümden oluşuyordu ve 182 sayfaydı. Aralık 2020’de altıncı baskı yayınlandı: Dokuz bölüm ve 312 sayfa. Kitabın genişlemesinin tek sorumlusu ‘biz’ değiliz elbette. Küresel kriz Avrupa’ya sıçradı, yeni sorunlar çıktı falan… Ama arada bir de 2018-2019 krizimiz oldu. Biz ekonomimizi çok kırılganlaştırdık; zemini hazırladık. Trump’un küstah tweetleri o zemini kullanarak krizi tetikledi. Çok yüksek istihdam kaybı yaşandı kısa sürede.
Tamam, şu sıralarda istihdam artıyor, ihracat rekorlar kırıyor, büyüme oranımız çok yüksek. Ama bu iş hiç belli olmaz. Döviz kurundaki mevcut gidişatı tersine çeviremezsek kısa sürede tüm bu göstergeler tersine dönebilir. Hala tersine çevirme imkânımız var. İş sadece Merkez Bankası ile bitmiyor elbette. Ama Merkez Bankası’nın 18 Kasım toplantısında ne yapacağı çok önemli.
Bu köşe yazısı 18.11.2021 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.