TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Aşağıdaki paragraf, yaklaşık 500 yıl önce Machiavelli tarafından yazılan Prens'ten (The Prince, 6. bölüm) bir alıntı:
"Yeni bir düzen kurma konusunda öncülük etmek kadar yürütülmesi daha zor, başarılı olup olunmayacağı daha şüpheli, yönetilmesi daha endişe verici bir başka iş yoktur. Zira, eski düzenden çıkarı olanların tümü, yenilikçilerin düşmanıyken, yeni düzenden yarar sağlayacaklar, reformistleri destekleme konusunda oldukça kayıtsızdırlar. Bu sessizlik, kimi zaman, mevcut kanunlar çıkarlarına uygun olduğu için yeniliğe karşı çıkanların korkusundan, kimi zamanda uzunca bir süre denemedikçe yeniliklere şüpheyle yaklaşan insanların tutumundan kaynaklanır. Saldırgan bir tavırla reforma karşı çıkanlar, reform yapmaya çalışanlara hücum etmek için her fırsatı partizanca bir coşku içinde kullanırken diğerleri yenilikçileri sadece destekler gibi yaparlar. Bu nedenle reforma soyunanlar, bu iki grubun arasında sıkışarak büyük bir tehlike altında kalacaklardır."
Piyasalarda ne zaman bir dalgalanma olsa, hemen soruluyor: Ne kadar sürecek? Şiddetlenir mi? Krize dönüşebilir mi? Ne yapmak gerekir?
Bu sefer de farklı olmadı. Gazetelerin ekonomi sayfaları yine neşelendi. Ekonomi kanallarına ayrı bir heyecan geldi. Uluslararası piyasalarda gözlenen bu tür dalgalanmaların ulusal ekonomimize verebileceği tahribatı en aza indirmenin iki temel yolu var. Bunlardan birincisi sermaye hareketlerine kısıtlama getirmek. Sermaye hareketlerine kısıtlama getirilmesini savunanların iki sorunun yanıtını bulmaları gerekiyor. Birincisi, iç tasarrufların arzulanan potansiyel büyüme hızına ulaşmak için yeterli olmadığı bir ekonomide, bu tür kısıtlamaların gelişmiş ülkelerle aramızdaki gelir farkını kapatmak konusunda ne kadar engelleyeceği olacağı. İkincisi, çok iyi yetişmiş çok sayıda parlak finansçıya karşı mücadele verileceği düşünülürse, sermaye hareketlerinin pratikte ne derece kısıtlanabileceği.
Bu sorulara verilecek yanıtlar sermaye hareketlerinin kısıtlanması hakkında derin şüpheler doğuruyorsa, tahribatı en aza indirmenin ikinci bir yolu daha var. O da yeteri kadar açık: Ekonominizi 'normal' bir ekonomi haline getirmek. Sermaye hareketlerine karşı duyarlılığı en aza indirmek.
Makroekonomik istikrarı sağlamadan normalleşmek mümkün değil. Daha sonra da tüm kurumlarıyla ve kurallarıyla kişi başına daha fazla gelir üretecek, bunu yaparken de çevreyi, insan haklarını ve adil gelir dağılımını gözeten bir ekonomi tasarlamaktan geçiyor normalleşmenin yolu. Diğer bir ifade ile yapılması gereken mikro düzeyde ayrıntılı bir yapısal reform paketi düzenlemek.
Bu tasarımın ve tasarlananın hayata geçirilmesinin ne denli zor olduğu açık biçimde ortada. Ta 500 yıl öncesi çarpıcı biçimde dile getirmiş bu zorluğu Machiavelli. Daha da vurucu yapabilirdi yazdıklarını: Çıkarları zedeleneceği için reforma şiddetle karşı çıkanlar ve reformdan yararlanacakları halde savunmayanlar ayrımıyla yetinmemeliydi. Bir de aslında çok basit olmasına karşın reformla ne kastedildiğini bir türlü anlamayan, anlamadıkları için reformların iyi mi kötü mü olduklarına karar veremeyen, bu nedenle de en kolay yolu seçip reform üzerinde düşünmeye çalışanlara sataşmayı marifet sananlardan söz edebilirdi.
Bu köşe yazısı 12.03.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024