TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Döne döne benzer konuları ele almak oldukça can sıkıcı. Aslında “ele almak” değil de “ele almak zorunda kalmak” demek daha doğru olacak. Sıkıcılığı hem kendim için hem de sizler için mümkün olduğunca azaltabilmek için farklı biçimlerde incelemeye çalışıyorum “ele almak zorunda kaldığım” konuları.
Konu, yine kamunun döviz cinsinden borçlanması ve bunun doğurduğu riskler. Kamunun döviz cinsinden borcunun toplam borcu içindeki payı 2004’ün sonunda %41,6 düzeyindeydi. Bu payın sürekli azaltılması politikası sonucunda 2010’da %26,7’ye kadar düştü. Ne yazık ki ondan sonra sürekli arttı ve son olarak Ağustos 2020’de %54,5’e yükseldi. Farklı bir ifadeyle, kur artışlarına karşı riskimiz arttı.
Söz konusu olan hepimizin riski. “Hepimizin riski” olduğuna göre “hepimiz” yerine “vergi ödeyenlerin” riski diyeyim. Gerçi herkes vergi ödemiyor ama olsun. Şimdi döviz cinsi borcun kaç aylık vergi gelirine karşı geldiğini hesaplayayım. Yani, topladığımız vergileri hiçbir şeye harcamasak (memur maaşı vermesek, yoksullara yardım yapmasak, yatırım harcamalarında kullanmasak, faiz ödemesek ve benzeri harcamaları yapmasak), farklı bir ifadeyle “kepenkleri indirsek” ve sadece döviz borcunu sıfırlamaya kalksak durumu. Ağustos ayı itibariyle 15,8 aylık vergi gelirimizi, hiç harcamadan, borç ödemeye ayırmamız gerekiyor.
Peki, döviz kuru son günlerde gördüğümüz gibi birden sıçrarsa ne olur? Ne kadar sıçrasın? Yılbaşından bu yana yüzde 32 oranında artmış döviz kuru sepeti. Yuvarlak hesap olsun; %30 alayım. Bu durumda borcumuzu ödemek için 15,8 aylık vergi gelir yetmiyor; 20,5 aylık vergi gelirine ihtiyacımız oluyor.
Döviz cinsinden borcumuzu ödememiz için 2004-2020 döneminde kaç aylık vergi geliri gerektiği grafikte gösteriliyor. Kur şoku geldiğinde vergi geliri ihtiyacımız sıçrıyor. Az buz değil; ek olarak yaklaşık 5 aylık vergi gelirine daha ihtiyaç duyuyoruz. Tamam, bir miktar dışarıdan borçlanmak durumundayız. Peki, kendi vatandaşlarımızdan niye döviz cinsinden borçlanıyor ve hepimizin riski yükseltiyoruz?
Bu köşe yazısı 24.09.2020 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024