TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Türkiye ekonomisinin kırılganlık düzeyinin önemli bir göstergesi olan tahvil sigortalama primi (CDS primi, kaza sigortası primi de diyebiliriz) ile faiz arasındaki ilişkiye son yazımda değindim. Kıssadan hisse şuydu: Faizi kalıcı olarak düşürmek istiyorsak CDS primini şu andaki düzeyinin (280 civarı) çok daha altına (mesela 50 civarına) düşürmemiz gerekiyor. Farklı bir ifadeyle kırılganlıklarımızı mümkün olduğu kadar azaltmalıyız.
Farkındayım; ‘meliyiz-malıyız’ demek kolay. Bunu nasıl yapacağımız asıl belirtilmesi gereken. Ona sıra gelecek. Ne yapılabileceğini tartışacağım. Ama gelecek yazıda. Şimdilik “atla deve” bir iş olmadığını söylemekle yetineyim.
Kırılgan dediğiniz şey hemen kırılmıyor. Mesela metallerden biliyoruz. Gözle görünmeyen bir defosu olan (mesela mikroskobik bir çatlağa sahip olan) bir metal aksam, bir makinenin bir süre işlemesine engel olmaz. Bu metal aksam, otomobilinizin iki tekerleğini birbirine bağlayan aks ise, otonuz gitmeye devam eder. Ama otomobilinizi kullandıkça bir süre sonra çatlak büyümeye başlar, siz onu yine gözle göremezsiniz. Yeteri kadar kuvvetli bir şok yerse –mesela bir kasise hızla girerseniz- aksınız kırılır; yolda kalırsınız. Metal yorgunluğu…
Atasözü (mesela): Her kırılgan durum bir süre sürdürülebilir. Bu süre, bayağı uzun da olabilir. Şansınız varsa elbette. Ama tetikleyici bir unsur devreye girerse, kırılgan olan “aaa kırıldı” olur. Mesela 2001 krizinde olduğu gibi. Kırılgan bir ekonomi, üstelik kırılganlığı azaltmak üzere bir ekonomik program uygulanıyorken, meşhur “siyasi bir krizle karşı karşıyayız” açıklamasıyla kırıldı. Ekonomimiz daraldı, işsizlik sıçradı. Ya da 2018’in ikinci yarısında Trump hazretlerinin attığı tweet kırılgan ekonomimizi ‘kırdı’; yine ekonomimiz küçüldü ve işsizlik sıçradı.
Grafikte 2017’nin başından bu yana dolar-lira kuru ile CDS priminin günlük hareketleri yer alıyor. İki değişken arasındaki bağıntı çok açık: Birlikte yukarı, birlikte aşağı. Özellikle Trump’un meşhur tweeti sırasındaki sıçramaya dikkat. Elbette, “dış güçlerin işi” diyecekler olabilir. Trump tetiklediğine göre öyle de sanılabilir. İki gözlem çürütür bu savı: Trump başkan olduğundan beri Çin ile uğraşıyor. Çin ekonomisine bir şey olduğunu gördünüz mü?
İkincisi, CDS primi ile kur ya da faiz arasındaki bu sevimsiz ilişki sadece Türkiye’de gözlenmiyor. Kırılgan ekonomilerin ortak özelliklerinden biri. İkinci grafikte Brezilya realinin dolar karşısındaki değeri ile Brezilya’nın CDS primi arasındaki ilişki gösteriliyor. Dönem, Brezilya’nın kendi kendine başını belaya soktuğu döneme denk geliyor: 2014-2016 arası. Yoruma gerek yok sanıyorum.
Suçu başkalarına atmayıp, aynaya bakıp, beğenmediğimiz görüntüyü değiştirmek gerekiyor. Perşembe’ye…
Bu köşe yazısı 14.01.2020 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
30/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
29/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024