TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Geçtiğimiz günlerde, Mercedes-Benz bir dron startupına önce 10 milyon dolarlık yatırım yaptı, sonra da işbirliği yaparak birlikte yeni bir ürün çıkardılar. Önce startupın kendisinden başlayayım, adı Matternet. Geliştirdiği platformla dron ile taşımacılık yapıyor. Platform üç bileşenden oluşuyor. Biri dronun kendisi; diğeri paketleri almak ve göndermek için çok basit kullanımlı bir arayüz uygulaması. Üçüncüsü de talebi alan, rotayı oluşturan, izleme ve kontrolü yapan bir yazılım altyapısı. İlk İsviçre’de başlamışlar ve İsviçre’nin havacılık idaresinden onay almışlar. 2 kg’a ve 4 lt’ye kadar paket taşıyabiliyorlar. Saatte 70 km hızla 20 km’ye kadar da kesintisiz uçuş izinleri var. Şimdilik. Hatta şehirler arası dolaşım için de izinleri var. Sağlık kurumları ve hastanelerle ilaç, acil yardım paketlerinin taşınması gibi işlemler için çalışmaya başlamışlar bile. Bunun yanı sıra, UPS de bu platformu kullanmak için test etmeye başlamış. Küçük paketlerin taşınmasında mevcut yöntemle karşılaştırma sonuçlarına göre, çok daha etkin, hızlı ve ucuz bir yol olduğu açıklanmış.
Baksanıza lojistik ve e-ticaretin yeniden keşfedilmesi mümkün. Bir ek de, sürdürülebilirlik tartışmaları ile koymak lazım. Taşımacılık için yollarda olan araçların ne kadarını ortadan kaldırabilir düşünsenize... Bir de bu daha başlangıç. Çünkü geliştirdikleri yeni ürünlerini çıkarmaya hazırlanıyorlar bir yandan. Mercedes-Benz ile işbirliği de başka bir yeni ürün için: Vans & Drones. Geleneksel dağıtım şirketlerinin, küçük paket taşımacılığı için yeni yöntem arayışlarından yola çıkmışlar. Dron entegre ettikleri bir kargo minibüsü tasarlamışlar. Matternet platformu, yukarıda bahsettiğim şekilde çalışıyor, fakat son aşamasında teslim öncesi bir kargo minibüsünün üstüne yerleşerek otomatik entegre oluyor, minibüse aynı anda son nokta rotası tanımlanıyor ve son teslim yerine kısa bir yolculuk sonrası minibüs ile ulaştırılıyor. Bu dronun girmesinin zor olabileceği, teslim için birisinin gerektiği yerler için tasarlanmış bir çözüm. Dron entegre Mercedes-Benz minibüslerini bugünlerde Zürih sokaklarında görmeniz mümkün. En son dağıtım şirketlerinden taleplerin arttığını ve yeni pazarlara gireceklerini açıklamışlar. Sonraki aşamada planları, sürücüsüz araçlarla aynı sistemi çalıştırmak.
Dron ile taşımacılık yapan tek şirket Matternet de değil, Amazon da değil bu arada. Avustralyalı başka bir startup Flirtey, Amerikan pazarına girdi bile. E-ticarete yeni bir soluk getirebileceklerini düşünüyorlar. Bizim daha yeni alıştığımız e-ticaret işi bile her gün şekil değiştiriyor. Ve bu, gelecek değil bugün gerçekleşiyor. Flirtey aynı zamanda paket yemek taşımacılığı için restoranları da hedefliyor. Başka bir startup Londra’da buna başladı bile. Eve pizza siparişinizi dron ile alabiliyorsunuz.
Büyük otomobil şirketlerinin sürücüsüz araçlara, yeni malzeme teknolojilerine yatırımlarına neredeyse her gün şahit oluyoruz. Ford’un, Toyota’nın örneklerine hiç girmiyorum. Ben bugün biraz daha işin, şehirleri ve şehirdeki hayatımızı doğrudan etkileyen tarafına bakalım istedim. Aynı zamanda lojistik, e-ticaret tartışmalarının bizdekinden nasıl farklı olduğuna işaret etmek. Yeni teknolojiler birçok sektörü olduğu gibi şehirleri de derinden etkiliyor. Hayatımızı yeniden şekillendiriyor. Mesela modüler mikro evler yapan Amerikalı startup Kasita’yı duydunuz mu? Peki tamamen otomatik, insansız bir sistemle çalışan restoranlar açan Eatsa’yı? Jetgiller (The Jetsons) benim en sevdiğim çizgi filmlerdendi. Nasıl olduklarını hayal etmek için, gözünüzün önünden Jetgillerin hayatını geçirebilirsiniz. Ve bunların hepsi bugün gerçekleşiyor. Sürücüsüz araçlar, dron ile taşımacılık, otomatik restoranlar, atık ve yalıtım sistemi için alglerle çevrelenmiş yeşil binalar, üç boyutlu yazıcılardan çevreye duyarlı yeni malzemelerle inşa edilmiş mikro evler... Şehirlerdeki atık sisteminden taşımacılığa, binalardan güvenliğe her şey değişiyor. Akıllı şehirlerden falan bahsetmiyorum sadece bu arada. Biz akıllı şehir tartışmasını yeni benimserken, dünyada akıllı şehirlerin ötesinde bir gündem başladı. Dijitalleşmeden otomasyona, yeni teknolojilere dayalı malzemeye kadar tamamını içine alan bir gündem. Bizim alışmaya çalıştığımız dijitalleşme konusu artık standart olan, yeni değer yaratacak değişimler bunun üzerine ekleniyor.
Enerji de değişenlerden ve bizim benzer durumda olduklarımızdan birisi. Birçok şeyi olduğu gibi şehirleri de doğrudan etkiliyor. Enerjideki değişim de, hayatımıza bu alanda yakında girecek yeni teknolojiler de, bizim yeni sanıp tartıştığımız enerji meselelerinden farklı. Biz dünyada yerleşmiş olana, gerçekleşmiş olan uyum sağlamaya çalışırken, o da değişiyor. Büyük petrol ve gaz şirketlerinin son günlerdeki yatırımlarını, işbirliklerini detaylı incelediniz mi hiç? Peki mesela yenilenebilir enerjide dünyada en fazla patente sahip Toyota’nın yeni gündemine, hangi startuplara ne tür yatırımlar yaptığına baktınız mı? Bizdeki gündemle aynı mı? Biz hep yerleşmiş olanı, genel geçer arkadan takip etmeyi seviyoruz.
Peki bizde yok mu bunları etkileme potansiyeline sahip şirketler? Otomobilleri, binaları, enerjiyi yeniden şekillendirecek inovasyonu yapan startuplar? Var. Ben bazılarıyla İzmir’deki Hacknbreak’te GCIP programı sunumlarında tanıştım. Mesela Kodeco’yu hiç duydunuz mu? İzmirli bir startup. Enerjisini tamamen güneşten sağlayan ve elektrikle de şarj edilebilen üç tekerlekli ECOtour'u geliştirdi. Hem sistemine hem de tasarımına getirdikleri yeniliklerden patentleri var. Güneş enerjisinden maksimum faydalanabilmesi amacıyla gövde tasarımı ve fotovoltaik sistemi özel olarak geliştirilmiş. Ulaşım ve taşımacılıkta alternatif bir taşıt ortaya çıkardılar: ECOtour. ECOtour’u görmeniz, kullanmanız mümkün. Kodeco seri üretime hazır. Arttırılabilir yolcu ve bagaj kapasitesi ile farklı alanlarda, sektörlerde kullanıma yönelik yeni projelerini de tamamlamak üzere. Kodeco tek örnek değil. Hep dediğim gibi önce bir elimizdekilerin farkına varsak, sonra onlardan nasıl daha büyük değer yaratabileceğimize odaklansak diyorum.
21.yüzyıl, 20.yüzyıldan farklı. Çok daha hızlı değişiyor, aynı zamanda değişim çok daha hızlı yayılıyor. Bizim yeni sandığımız, yeni tartışmaya başladığımız şeyler bile eskide kalıyor. Ve 21.yüzyıla, 20.yüzyıl sohbetleri ve araçları ile uyum sağlamamız mümkün değil. Peki nedir bizdeki bu akıl tutulması?
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024