TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Geçenlerde OECD’nin Governance At A Glance 2015 (Bir Bakışta Devlet 2015) raporuna bakmıştım. Metinde “Türkiye” kelimesinin geçtiği yerleri aratmaya başladığınızda, karşınıza hep “bu konuda Türkiye’ye ait veri bulunamamıştır” çıkıyordu. Benim de moralim bozulmuştu ve “Nedir bu Türkiye’nin kamudan çektiği” demiştim. Şimdi, Venezuela’yı görünce halimize şükretmemiz gerektiğine karar verdim ve şikayetimi geri alıyorum
Zira yanlış söylemişim. Mesele veri yokluğu ise Türkiye’nin Venezuela ile baş edebilmesi mümkün değilmiş.
Venezuela Merkez Bankası, Ocak 2015’ten beri enflasyon verilerini yayımlamıyormuş. En son açıklanan resmi verilere göre, Venezuela’da enflasyon yüzde 63’müş. Şimdilerde Başkan Maduro’nun Venezuela ekonomisini nasıl madara ettiği hep konuşuluyor ama doğrusu ya boş konuşuluyor.
Çünkü veri yok. Ortada enflasyon konusunda elbette bir IMF tahmini var ama o da IMF tahmini neticede. Malum, Venezuela’ya karşı milletler arası şer ittifakının parçası bir nevi. Neyse. IMF’nin 2015 yılı sonu için enflasyon tahmini yüzde 275. 2016’da ise yüzde 720’ye kadar yolu var diye tahmin ediyorlar. Kötü. Ama resmi veri yok. Hiç değilse bizim merkez bankamız enflasyon verilerini yayımlıyor. Yıllardır arka arkaya enflasyon hedefini hep ıskaladığını ayan beyan ortaya koyan rakamları hiç değilse cesurca yayımlıyor.
Peki, Venezuela ekonomisinde enflasyon açısından ne olduğunu resmi verilerden yine de anlayabilmemiz mümkün müdür? Elbette. Venezuela’daki katlı kur uygulaması, ortada ne olduğunu pek güzel gösteriyor. Venezuela gezinizin kaça patlayacağı, doları nerede bozdurduğunuza bağlı. 2003 yılında, Bolivarcı sosyalizm Başkan Chavez döneminde, Venezuela’ya geldiğinde, 1 Amerikan doları karşılığında 1,6 Bolivar alabiliyordunuz. Şimdi 1 dolar ediyor 172 bolivar. Neredeyse 100 katlık bir artış söz konusu. Bu tabii resmi kur. Aslında karaborsada 900 bolivardan fazla ediyor 1 dolar. Nedir? Resmi kurdan bolivarları verip dolar alsanız, sonra hemen karaborsada o dolarları satsanız yüzde 300’den fazla kardasınız. Böyle getiri, bizim arsa rantı işinde bile yok doğrusu. Orada inşaat bile yapmaya gerek yok, arbitrajdan kazandığınız para yeter.
Gerçi resmi kur deyince öyle bir tane kur da yok. Aynı bizim 1970’lerdeki katlı kur uygulaması gibi. Önce bir resmi kur var, CENCOEX deniyor. Burada 1 dolar 6,3 bolivar ediyor. 6,3 bolivara dolarları alıp gıda maddesi ve ilaç ithal edebiliyorsunuz. Sonra geliyor, sırasıyla, SICAD1 (1 dolar =12 bolivar) ve SICAD2 (1 dolar = 50 bolivar). Burada üretim sürecinde kullanılan farklı malların ithalatı için farklı kurlar söz konusu. Bir nevi, mal lüksleştikçe malı almak için sahip olmanız gereken yabancı para için daha fazla bolivar ödemeniz gerekiyor. Bütün bu kurlar karaborsayı bir türlü önleyemeyip döviz rezervleri de erimeye devam edince Başkan Maduro, sonunda SIMADI’yi icat etmiş. Burada 1 dolar için 200 bolivar ödemek gerekiyor. Ama karaborsa halen 900 bolivar diyor. Bu arada Ağustos 2015’ten beri hiç SICAD üzerinden döviz satışı olmamış. Şimdi bu nedir?
Eğer ortadaki kuyruklar, marketlerin boş rafları ve de Aralık seçimlerinde muhalefetin meclisteki koltukların üçte ikisini ele geçirmesi, size iktisadi zorluklar için hiçbir şey söylemiyorsa o vakit, bu döviz tanzim satış rejiminin karmaşıklığı bir malumat aktarmalı diye düşünüyorum ben. Bizim buralarda döviz piyasalarında merkez bankasının yaptıklarından filan şikayet ederdik, ben o şikayetimi de geri alıyorum. Dünyada neler oluyormuş meğer.
Sevdiğim bölümü en sona sakladım. 6 Aralık seçimlerinde Başkan Maduro’nun Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi, parlamentodaki çoğunluğunu kaybetti. Orası muhalefete geçince onlar yemin edene kadar Maduro, Anayasa Mahkemesi üyelerini değiştirdi. Yeni mahkeme, seçim sonuçlarının bir bölümünü iptal etmesine karşın parlamentoda kontrol muhalefette kaldı. Bu arada Maduro, merkez bankası dahil önemli idari mevkilere atamaların parlamentoya sorulmadan yapılabilmesi için bir dizi yasal değişiklik yaptı. Ben en çok geçenlerde Maduro’nun merkez bankası guvernörünün Washington Post’ta çıkan açıklamasını sevdim doğrusu.
Şöyle diyordu: “Alışverişe gittiğinizde, fiyatları yükselmiş bulursanız bu, ülkede enflasyon olduğu anlamına gelmez, özel sektördeki asalakların karlarını artırmak için ellerinden geleni yaptıklarını gösterir yalnızca. Şu noktanın altını çizmek isterim: Para basmak, hiçbir zaman, hiçbir surette enflasyona yol açmaz ve Venezuela böyle yapmaya devam edecektir.”
Şimdi Miki Maus iktisatçısı diyeceğim, onlara bile ayıp olacak. Ne diyeyim? Yok artık.
Keynes üstadımız 1919 yılında, Paris Konferansı dönüşünde, gördüklerinden, duyduklarından dehşete düştüğü için yazıp bize bıraktığı “The Economic Consequences of Peace” (Barış’ın İktisadi Sonuçları) adlı kitabında, Lenin’in “kapitalizmi yıkmanın en sağlam yolu para basmaktır” dediğini aktarır. Gerçi, 2009 yılında, iki araştırmacı, Michael White ve Kurt Schuler, Journal of American Perspectives dergisinde Lenin’in basılı eserlerinde böyle bir sözü olmadığını, bu sözü, Keynes’in, muhtemelen, savaş sonrasındaki Paris Konferansı esnasında duymuş olabileceğini söyleyerek üstadı bir nevi yalanladılar. Ama zaten her durumda buraya bir ekleme yapmak lazım. Bolivarcı sosyalizm deneyimi tamamlandığında artık, “kapitalizmi ve dahi sosyalizmi yıkmanın en sağlam yolu para basmaktır” diyor olacağız.
İşte bu duygu ve düşüncelerle, Venezuela tecrübesini gördükten sonra, ben, Türkiye’de kamunun beceriksizliği konusundaki şikayetimi geri alıyorum.
Şekil 1: Venezuela karaborsasında döviz kuru
Kaynak: Anupam Manur, Aftermath of Venezuelan Socialism. 2016.
Not: 1USD=6.284 Venezuela Bolivarı
Bu köşe yazısı 18.02.2016 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.