TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Nedir? Bu Avrupa Merkez Bankası bir nevi Düyun-u Umumiye İdaresi midir? Kağıt üzerinde, Avrupa Merkez Bankası son derece bağımsızdır. Bankanın yönetimine atananların görev süresi 8 yıldır. Dönemleri uzundur, ancak ikinci bir döneme uzatılabilmesi mümkün değildir. Tasarımı yapanlar bankanın idari özerkliğini güvence altına alabilmek için çaba harcamışlardır. Kime karşı? Bütün ülkelere karşı. Banka, bütün ülkelere karşı eşit mesafededir. Herkese eşit muamele etmesi, yalnızca kendi işine odaklanması gerekir. Peki, Avrupa Merkez Bankası’nın esas işi nedir? Elbette istikrarı sürdürmektir. Ama gelin görün ki, Avrupa Merkez Bankası, bir süredir, Yunanistan hükümetine karşı bir nevi Düyun-u Umumiye İdaresi gibi davranmaktadır. Bunu ben söylemiyorum. Geçenlerde konu ile ilgili yazan Charles Wyplosz tam da böyle diyordu. Yazısı hala voxeu.org sitesinde duruyor. Doğrusu ya, ben o yazının argümanlarını beğendim. Bugün size de tekrarlamak isterim. Euro’ya mı geçsek diye düşünenler varmış. Bir de işin bu tarafını dinlesinler.
Yunanistan’da hükümet, ülkenin milli gelir içindeki payı yüzde 200’e varan borç stokunu yeniden yapılandırılması konusunda doğrudan karar vermeyi reddetti. Konuyu referandum yoluyla vatandaşa götürmeye karar verdi. Altını çizerek tekrarlayayım: Yunan hükümeti eurodan çıkmaya filan karar vermedi. Referandumun konusu bu değil. Hükümet, yalnızca milletin kendisine verdiği görevin böyle bir anlaşmayı kabul etmesine imkan tanımadığını düşündüğünü açıkladı. Anlaşmanın onaylanması için millete gitmeye karar verdi. Sonuçta, oylanacak olan eurodan çıkmak filan değil, önerilen bu kötü anlaşma şartlarının kabul edilip edilmeyeceği.
Yunan hükümeti borçların yeniden yapılandırılması için kendisine teklif edilen anlaşmayı kabul etmedi. Borçlarını ödememeye ve de konuyu referanduma götürmeye karar verdi. Avrupa Merkez Bankası sanki Yunanistan’ı cezalandırmak görevi kendisine verilmiş gibi, bir nevi Yunan milletini sıkıştırmak için, Yunan bankalarına bu bekleme süreci içinde ek likidite vermeyeceğini aceleyle açıkladı. Ne yaptı? Yunan hükümetine Yunan bankalarına bir mudi hücumunu engellemek için Yunan bankalarını tatil etmekten başka bir çare bırakmadı. Bir daha sorayım, banka ne yaptı? Euro’nun bir yabancı para olduğunu bütün bir Yunan milletine gösterdi. Yunan halkının kendi kontrolünde olmayan bir yabancı para. Bitmedi. O parayı basan Avrupa Merkez Bankası’nın da Avrupa Birliği içindeki bütün ülkelere eşit uzaklıktaki bağımsız bir merkez bankası olmadığını, “bazı” ülkelere doğrudan bağımlı bir merkez bankası olduğunu gösterdi. Wyplosz’un bağımlı merkez bankası ifadesini Düyun-u Umumiye İdaresi olarak çevirmem bundan kaynaklanıyor. Zaten işin rengi, Yunan hükümeti ile yapılan troika görüşmelerinde, Avrupa Merkez Bankası yetkililerinin Yunanistan tarafında değil de, IMF ile masanın karşı tarafında oturuyor olmasından belliydi.
Nedir? Düzenlemelerinde ne kadar çok Avrupa Merkez Bankası bağımsızdır diye yazsa da biz ne gördük? Avrupa Merkez Bankası bazı ülkelere, bazı ülkelerin siyasi tercihlerine doğrudan bağımlı bir merkez bankasıdır. Bir nevi, Avrupa Merkez Bankası’nın gözünde bütün ülkelerin eşit ama bazı ülkelerin diğerlerinden daha eşit olduğu ayyuka çıktı. Dani Rodrik yıllar önce yazdığından beri biz şunu biliyorduk: Eğer Avrupa Birliği projesine dahil olmaya karar verecekseniz, ya demokrasiden ya da ulus devletinizden ve milli karar alma sürecinizden vazgeçeceksiniz. Ama Avrupa Merkez Bankası kararı bize şunu gösterdi: Meğer siz milli karar alma sürecinden vazgeçerken, karar alma sürecinizi bir başka ülkenin milli karar alma sürecine bağlıyormuşsunuz. Günün sonunda, Almanya’nın ne düşündüğü banka için daha bir önem taşıyormuş. Avrupa Merkez Bankası’nın finansal istikrarı korumak için devreye ne olursa olsun girmek yerine, bazı Avrupa ülkelerinin aldığı siyasi kararları güçlendirmek için Yunanistan’a siyasi şantaj ekibine katılmasına herhalde bu çerçevede bakmak gerekiyor.
Ne diyeyim? Bana ilginç geldi. Şimdi Türkiye euroya üye olsaydı, onların bankalarının yaptığı hataları da bizim millet ödeyecekti. Biz bir yabancı para kullanmaya başlamış olacaktık. Avrupa Merkez Bankası bir nevi Düyun-u Umumiye İdaresi gibi davranacaktı. Doğrusu ya, ben bu resmi hiç sevmedim.
Bu köşe yazısı 02.07.2015 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024