TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Başbakan Sayın Davutoğlu, geçtiğimiz gün Ak Parti’nin Haziran 2015 seçim beyannamesini açıkladı. Bu Ak Parti’nin dördüncü genel seçim beyannamesi. Bu beyannamenin ekonomi kısmı hakkında uzun bir değerlendirme yazısı yazmayacağım. Zamanında 2011 beyannamesi için yazmıştım ama kimsenin hayatında bir şey değişmemiş, evrenin derinliklerinde kayboluvermişti. Zaten partilerin seçim beyannamelerinin, seçim şarkılarına kıyasla çok daha az etkili olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Ben de açıkçası, bu ortamda 350 sayfalık sıkıcı bir dokümanı okumak yerine, 3 buçuk dakikalık oynak bir şarkıyı dinlemeyi tercih ederim.
Ama yine de bu beyannameyi öncekilerle kıyaslayarak, 2002’den bu yana memleketimi tek başına yöneten partinin ekonomi politikaları ve önceliklerinin nasıl değiştiği hakkında birkaç not düşmek istedim. Önce Hatice kısmına bakalım, sonra da neticeye gelelim.
Ak Parti’nin dört beyannamesini kıyaslama işini oldukça yüzeysel biçimde yapacağım. Hangi kelimeler / kavramlar, hangi dönemde daha fazla kullanılmış? Hazırlayanların zihin dünyasında hangi şeyler daha fazla yer kaplıyor? Bunlara bakmak her seçim dönemi ve sonrasında önceliklerin ne olduğunu ve nasıl değiştiğini görmek için bir ipucu verebilir. Geçmişten günümüze, Ak Parti’nin dört genel seçim (2002, 2007, 2011, 2015) beyannamesinin kelime bulutları aşağıdaki tabloda. Bir kelime ne kadar büyükse, o beyannamede o kadar daha fazla kullanılmış demek. Siz bir bakıp kendi sonuçlarınızı çıkartın, sonra en altta benimkileri okuyun lütfen.
Tablo 1: Ak Parti’nin 2002, 2007, 2011 ve 2015 seçimleri beyannamelerinin kelime bulutları
(kelimelerin büyüklüğü, kelimelerin kullanım sıklığıyla doğru orantılıdır)
Ak Parti 2002 Seçim Beyannamesi
Ak Parti 2007 Seçim Beyannamesi
Ak Parti 2011 Seçim Beyannamesi
Ak Parti 2015 Seçim Beyannamesi
Evet, bazı arkadaşların “1000 sayfalık Ak Parti külliyatı” dediği şeyi okumuş kadar oldunuz :-)
Bunlara bakıp çok şey konuşabiliriz. Mesela, 2002 beyannamesinde “kamu”nun en fazla zikredilen sözcük olması, devletin işleyişine yönelik reform gündeminin Ak Parti’nin ilk döneminde ön planda tutulduğuna işaret ediyor. Ama sonra bu odak giderek dağılmış. 2011 beyannamesinde, Ak Partinin miladı olan 2002 ve Cumhuriyetin yüzüncü yılı olan 2023 yılları ön plana çıkmış. Ancak 2015 beyannamesinde 2002 ve 2014 yıllarına eşit miktarda ağırlık verilmiş, 2023’den pek bahsedilmemiş. Sanıyoruz, bu bizi yönetenlerin kafasındaki artık bir dönemin kapandığı (Eski Türkiye ve “birinci atılım dönemi”) ve yeni bir dönemin başlayacağı (“Yeni Türkiye ve ikinci atılım dönemi”) düşünceyi yansıtıyor.
Bense şuna dikkat çekmek istiyorum: Bizi zamanında heyecanlandıran, uğrunda sayfalarca yazılar yazdığımız 2023 hedefleri çöpe atılmış gibi duruyor. 2011 beyannamesinde en ön plandaki kavramlardan biri 2023 çıpası iken, 2015 beyannamesinde bu çıpa neredeyse yok olmuş. Kişi başı 25 bin dolar hedefinin ve dünyanın en büyük 10 ekonomisi içine girme hedefinin sessiz sedasız ortadan kalkmış olması biraz şaka gibi. Bu şakayı komik yapmayan ise, bu hedefleri revize etmek yerine, yerlerine yeni (belki daha gerçekçi) hedefler koyulmamış olması, kısacası bunların unutulmuş gibi yapılması. Bu hedefleri atınca, Yeni Türkiye’den geriye ne kalıyor insan merak ediyor.
Gelelim neticeye. Sonuçta ne oluyor? Ekonomik hedefler tutuyor mu? Aşağıya üç temel göstergenin, 2002-2007-2011-2014 yıllarındaki değişimini koydum: Birincisi dünyanın kaçıncı büyük ekonomisi olduğumuz; ikincisi kişi başı gelir; üçüncüsü ise toplam ihracat miktarı. Her ne kadar Ak Parti’nin 2015 seçim beyannamesi, bu kocaman dünyada bir tek biz varmışız gibi yapsa da, ben üç ülkeyi daha ekledim, karşılaştırma yapalım diye. Güney Kore, Polonya ve Endonezya.
Bu tablonun sonuçlarını da az çok tahmin ediyorsunuzdur. Orta gelir tuzağındayız, 10 bin dolar gelire uzun bir süredir takılmış gibiyiz, ihracatımızın 2023 hayali olan 500 milyara yaklaşması kolay gözükmüyor. Bunlar zaten bir süredir biliniyor, tartışılıyor.
Tablo 2: Milli gelir açısından dünyadaki sıra, kişi başı gelir düzeyi, ihracat hacmi, 2002-2007-2011-2014 (Türkiye, Polonya, Kore, Endonezya)
Kaynak: Dünya Bankası ve *2014 verileri için ülkelerin resmi istatistik kurumları
Ama ben henüz pek de tartışılmayan bir sonucu çıkartayım bu tablodan izninizle. 2002 yılında, Ak Parti iktidara geldiğinde Türkiye dünyanın en büyük Müslüman ekonomisine sahipti. Yani nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkeler içinde, en büyük ekonomi bizimkisiydi 2002’de. Ancak bugün değil. Yok yok korkmayın, son 13 senede dinimiz değiştiği için değil, Endonezya, arkadan adeta bir Arap atı gibi gelip bizi geçtiği için. Endonezya, 2002’de dünyanın en büyük 23. ekonomisiydi, bugün ise dünyanın 16. en büyük ekonomisi. Biz bir yandan yerimizde sayıp, bir yandan da âleme nizam verdiğimizi sanırken, Endonezya arkadan gelip bizi geçmiş, dünyanın en büyük Müslüman ekonomisi oluvermiş.
Bu gidişle, 2002’de dünyanın 50. en büyük, bugün ise dünyanın 25. ve Müslüman âleminin de dördüncü en büyük ekonomisi olan Nijerya, biz 2019 seçimlerinin şarkılarını yorumlarken bizi geçmiş olacak. İsterseniz iddiaya girelim.
Galiba artık biz vaktimizi ve enerjimizi, netice için değil de Hatice için harcıyoruz. 2007’den bu yana bizi gelişmiş ülkelere doğru yaklaştıran tek ciddi reform sigara yasağı oldu. Allahtan onu becerebildik. Haziran 2015’den sonra bakalım ne olacak. Allah sonumuzu hayır etsin.
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
16/11/2024