TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Fortune dergisinin 500 büyük global şirket listesinde 17 tane Kore firması varken yalnızca 1 tane Türk firması yer bulabiliyor. Buradan bakıp iki adet sonuç çıkartabilirim. Birincisi, küresel ölçekte faaliyet gösteren firmalar arasında neredeyse hiç Türk firması bulunmuyor. İkincisi, listelerde kendisine yer bulabilen tek Türk firması, Koç Holding ise 1926 yılında kurulmuş. Türkiye’nin hem küresel firması yok, hem de yeni firmalar çıkartamıyor. KOBİ’lerimiz KOBİ’likten çıkıp serpilemiyorlar. 35 yıldır KOBİ’likten çıkamamış şirketlerimiz var. En azından ben öyle biliyordum. Geçen gün, TEPAV’ın Malezya misyonunun ön raporunu dinlerken gözüme, Evyap Sabun çarptı. Doğrusu ya bildiklerim eksikmiş. Yeni şeyler öğrendim. Bana öyle geliyor ki, Evyap Sabun tecrübesi, Türk firmalarının makus talihinin nasıl yenilebileceğine ilişkin son derece önemli dersler içeriyor. Bizim şirketlerimizin temel sorunu nedir? Küreselleşememek ve de vasat kalmaya razı olmaktır. Ama bakın Evyap Sabun, Malezya’nın Johor kentindeki İskandar sanayi bölgesindeki tesisini bu yıl Ekim ayında açacak. Ben bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Birkaç tespit yapmak isterim. Önce üç adet şirketle ilgili gözlemimi anlatayım. Sonra da iki adet genel tespit yapayım, müsaadenizle.
Evyap Sabun yüzde 100 Türk sermayeli bir aile şirketi. Şimdilerde üçüncü kuşak tarafından yönetiliyor. Bu birinci nokta: Bir aile şirketi eğer kafasına takarsa, isterse, küreselleşebiliyor. Nasıl? Profesyonel yöneticiler eliyle. Ar-Ge merkezinin başında, Almanya’da, Nivea şirketinde kariyer yapmış bir Alman var. Malezya Johor’da Ekim ayında açılacak tesisin başında ise bir Singapur’lu var. Evyap aynı Koç Holding gibi eski bir firma. Öyle yeni filan değil, tam 84 yıllık. Bu durumda kuruluşu 1927 yılına kadar gidiyor. Demek ki, köklü bir şirketten, aileden gelen bir sanayi geleneğinden bahsediyoruz. Evyap Sabun’un başlangıç noktası Erzurum’da. İstanbul’un içine Ayazağa’ya sonradan gelmişler. 2012 yılında Johor’daki fabrikanın temel atılırken, neler söyledilerse, şimdilerde yapmışlar.
Geleyim ikinci noktaya: Evyap, hızlı tüketim mallarından Duru, Arko, Fax gibi bizim bildiğimiz ürünleri üretiyor. Evyap bugünkü haline nasıl gelmiş? Elbette rekabet ile birlikte gelmiş. Türkiye 1980’li yıllarda sanayisini rekabete açtı. Rekabet bizim şirketlere esasen iyi geldi. Evyap, sonuçta, Procter and Gamble, Palmolive, Colgate gibi dünya devleri rekabet etmek zorunda kaldı. Öyle görünüyor ki, rekabet, Evyap’a iyi gelmiş. Küresel şirketlerle rekabet ederken, kendisine bir küresel genişleme stratejisi tasarlamış. Şirket Malezya’ya öyle gelmiş. Şimdi o bölgedeki talebe hizmet edebilmek için dededen bildiği işi yapıyor, sabun üretiyor. Malezya’nın palmiye yağı avantajından da yararlanmayı planlıyor. Küresel düşünüyor.
Üçüncü nokta ise şu: Evyap, Ayazaağa’da, İstanbul içindeki fabrikasını Tuzla’ya taşımış. Fabrika arazisini AVM ve ticaret merkezine dönüştürmeye karar vermiş. Bu arada bir de Johor-İskandar operasyonuna başlamış. Ne demek lazım? Şirket sahipleri ikiye ayrılıyor: Türkiye’de son dönemde yaygınlaşan arsa rantı piyangosundan pay almak için sanayi tecrübesini unutanlar ve unutmayanlar. Öyle anlaşılıyor ki, Evyap, nesillerden süzülerek gelen sınai tecrübeyi unutmamaya ahdetmiş olanlar arasında yer alıyor.
Bu arada, Türkiye’nin iktisadi dönüşümünün hikayesini Evyap’ın kendi tarihinden de okumak mümkün. Önce İstanbul sanayileşti. Sonra herkes İstanbul’a gelmeye başladı. Türkiye’nin en kalabalık kenti İstanbul’da toplam nüfusun yüzde 20’sinden fazlası oturmaya başladı. O vakit ne oldu? Metrekare maliyetleri artmaya başladı. O metrekare maliyetleri sınai faaliyet yürütmek karlı olmaktan çıktı. Sanayi İstanbul dışına doğal olarak yürümeye başladı. İşte telefat bu arada başladı. Bazıları sanayiye her koşulda devam etti. Bazıları arsa işini daha çok sevdi. Sanayiye her koşulda devam edenler arasında Evyap Sabun küreselleşmeye başladı. Bir nevi Türk şirketlerinin makus talihini yenenler arasında girdi.
Yukarıdaki gözlemlere ek olarak, müsaadenizle üç adette tespitte bulunayım. Malezya, Türkiye ile kıyaslandığında ilginç bir örnek. Ülkenin kuzeyinde Penang’ta Çin ile entegre çalışan bir sanayi bölgesi var. Güneyde Johor’da ise Singapur ile entegre çalışan bir sanayi bölgesi kurulmuş. Türkiye’nin ihracat menzili 2800 kilometre civarında, Malezya’nın ihracat menzili ise 5800 kilometre civarında. Malezya’da kurulu bir sanayi kapasitesi demek, o 5800 kilometrelik yeni menzilden faydalanmak demek öncelikle. Bu atılım, bizim 1990’larda Çin uyanırken yapmamız gereken bir atılımdı. Yirmi yıl gecikmeyle şimdilerde yapılıyor. Neden? Dün Çin uyanırken, biz bir nevi derin uykudaydık. Siyasi istikrarsızlık ekonomiye odaklanmamızı engelledi. Enerjimizi israf etti. Geç de olsa şimdi doğru bir adım attık. Türkiye’nin ihracat menzilini kalıcı olarak genişletecek yapısal bir değişiklik yaptık.
İkincisi, Türkiye ile kıyaslandığında Malezya nasıl duruyor? Ben otoyol ağına bakmanızı öneririm. Ülkeyi kuşatıyor. Aynı Kore gibi. Bunun yanına, Türkiye’nin Turgut beyden kalan kırık dökük otoyol hattını bir koyun. İkisi arasındaki fark, Türkiye’nin kırık dökük sanayi politikası çerçevesini çok güzel özetliyor. Altyapı önemli.
Üçüncüsü, bir sektörü dünyaya açmanın iki yolu var. Biri sabunda, diğeri ise inşaatta izlediğimiz yol. İlkinde sektörü Türkiye içinde rekabete açtık, sektörün en büyük şirketlerinden biri yurt dışına açılmaya başladı. İkincisi, inşaat sektöründe her dönemde yeni türeyen firmalara kamu ihaleleri vererek, bir önceki dönemin kamu destekli inşaat şirketlerinin yurt dışına açılmasına vesile olduk. Dikkat edin yurt içinde bir işin tamamını alan bir yabancı inşaat şirketi yok. İlkinde içerideki firmalar rekabetle güçlendi. İkincisinde ise, rekabet kısıtı nedeniyle firmalar gürbüzleşemedi.
Bakalım Evyap Türk firmalarının makus talihini yenebilecek mi?, göreceğiz.
Bu köşe yazısı 18.09.2014 tarihinde Dünya Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024