TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Standardizasyonun önemi, ekonomik büyümeye katkısı konusu böyle. Peki dünyada ürün, materyal, süreç standartlarını kim koyuyor, kimin sözü geçiyor, bu güce sahip? Kısa cevap çeşitli ulusal ve uluslararası kuruluşlar şeklinde –ki bunlardan en önemlisi 1947’de kurulan Uluslararası Standartlar Örgütü (ya da ISO). Daha ayrıntılı cevabı, Tablo 2’deki göstergeler eşliğinde vereceğim. Böylece standartları(mızı) kim(ler)in saptadığı netleşecek.
ISO tarafından oluşturulan komitelerden kısaca söz ederek başlayayım. ISO’nun koyduğu (yayınladığı) standartlar, ilgili konunun uzmanlarından ve paydaş temsilcilerinden oluşan teknik komiteler tarafından belirleniyor. Yalnız bu komiteler belli bir ürün, materyal ya da süreç için bir standart belirleme ihtiyacına cevaben oluşturuluyor. Yani komitenin oluşturulması için, önce böyle bir standart belirlenmesi talebinin ISO’ya iletilmesi gerekiyor. Bu talebe cevaben oluşturulan komitelerin hazırladığı standart taslakları, üye ülkelerin oylarıyla onaylanırsa yayınlanıp standart haline geliyorlar. Onaylanıp yayınlanmasından önceki çeşitli aşamalarda olan, üzerinde çalışmaların devam ettiği standartlar, komitelerin “iş programı”nı oluşturuyor.
Teknik komiteler farklı ülkelerden gelen uzman ve temsilcilerden oluşsa da, komitelerin sekretaryasını hangi (ISO üyesi) ülkenin ulusal standart kuruluşunun üstlendiği kritik öneme sahip. Sekretaryayı üstlenen üye ülke ilgili sektördeki standartların belirlenme sürecini yönetme gücüne kavuşuyor –yahut zaten bu gücü olduğu için sekretaryayı üstleniyor. Her iki durumda da “bütün yollar Roma’ya çıkıyor.” Yani ilgili standart, sekretarya kimdeyse onun tercihlerine uygun biçimde belirleniyor; en azından uyumsuz olmuyor. Ulusal standartlarınızı küresel standartlara dönüştürerek, ilgili ürünün bütün dünyadaki üreticilerini sizin tercihlerinize uygun özelliklerde ürünler üretmeye zorlamanın çok ciddi ekonomik getirisi olduğu açık.
ISO, 200 civarında teknik komitesi eliyle, bugüne dek 20 bine yakın standart belirleyip yayınlamış. Bu komitelerin görev alanları ve yaptıkları işlerle ilgili bilgi ISO’nun www.iso.org adresindeki web sitesinde mevcut. Ben burada komitelerin görev alanlarının ayrıntılarına giremeyeceğim. Sadece bir fikir vermesi açısından, en fazla standardı yayınlayan komiteleri ve bunların sekretaryalarının hangi ülkeden olduğunu listeleyeyim:
Komitelerin, sekretaryayı üstlenen ülkelere göre dağılımını ve ilgili ülkelerin karakteristiklerini Tablo 2’de veriyorum. Tablonun ikinci sütununu, sekretaryası ilk sütundaki ülke tarafından üstlenilen teknik komite sayısını; üçüncü ve dördüncü sütunları, adı geçen komitelerce yayınlanan standartların sayısı ve toplam içindeki payını; beşinci sütunu ise, halen bu komitelerin iş programında yer alan standartların sayısını göstermeye ayırdım. Diğer sütunlara da, sekretaryayı üstlenen ülkeye ilişkin bazı göstergeleri koydum.
Tablo 2. ISO Komiteleri ve Sekretaryalarını Üstlenen Ülkeler
Ülke |
Sekreteryayı Üstlendiği Komite Sayısı*
(Eylül 2013) |
Bu Komitelerce Yayınlanan Toplam Standart Sayısı* (Eylül 2013) |
Yayınlanmış ISO Standartları Toplamı içindeki Payı (Eylül 2013) |
İlgili Komitelerin İş Programındaki Toplam Standart Sayısı (Eylül 2013) |
Ülkenin Toplam Dünya GSYİH içindeki Payı
(2012) |
Dünya İhracatı içindeki Payı
(2012) |
2011 SAGP GSYİH/Kişi |
Dünya Nüfusu içindeki Payı |
ABD |
33,0 |
5099,5 |
25,85 |
1196,5 |
21,89 |
8,53 |
48113 |
4,45 |
Fransa |
20,5 |
3556,0 |
18,03 |
849,0 |
3,65 |
3,09 |
35366 |
0,92 |
Almanya |
37,0 |
2143,5 |
10,87 |
382,5 |
4,74 |
7,97 |
39456 |
1,13 |
Çin |
24,5 |
1611,5 |
8,17 |
282,0 |
11,48 |
16,14 |
8408 |
19,10 |
Japonya |
15,5 |
1431,5 |
7,26 |
279,5 |
8,32 |
4,22 |
33838 |
1,79 |
Hollanda |
9,5 |
842,5 |
4,27 |
217,5 |
1,08 |
2,94 |
42779 |
0,24 |
İsveç |
12,0 |
686,0 |
3,48 |
158,0 |
0,73 |
0,97 |
41453 |
0,13 |
İngiltere |
21,0 |
592,0 |
3,00 |
189,0 |
3,40 |
2,59 |
35586 |
0,90 |
Brezilya |
3,0 |
530,0 |
2,69 |
58,5 |
3,14 |
1,32 |
11634 |
2,73 |
Kanada |
8,5 |
449,0 |
2,28 |
106,0 |
2,54 |
2,53 |
41392 |
0,49 |
Malezya |
3,0 |
449,0 |
2,28 |
61,0 |
0,42 |
1,35 |
16122 |
0,42 |
İsviçre |
3,0 |
379,0 |
1,92 |
47,0 |
0,88 |
1,82 |
51227 |
0,11 |
Danimarka |
4,0 |
355,0 |
1,80 |
101,0 |
0,44 |
0,57 |
40933 |
0,08 |
Kore |
3,0 |
306,0 |
1,55 |
47,0 |
1,58 |
3,02 |
29786 |
0,71 |
Norveç |
5,0 |
298,0 |
1,51 |
52,0 |
0,70 |
0,87 |
61046 |
0,07 |
İspanya |
3,5 |
210,5 |
1,07 |
38,0 |
1,88 |
1,59 |
32087 |
0,66 |
İran |
3,5 |
166,5 |
0,84 |
28,5 |
0,72 |
0,36 |
11395 |
1,08 |
Avustralya |
5,0 |
155,0 |
0,79 |
54,0 |
2,12 |
1,41 |
42119 |
0,33 |
G. Afrika |
3,0 |
110,0 |
0,56 |
22,5 |
0,54 |
0,55 |
11028 |
0,74 |
Hindistan |
2,0 |
91,0 |
0,46 |
14,0 |
2,57 |
1,63 |
3714 |
17,4 |
Ukrayna |
1,0 |
56,0 |
0,28 |
16,0 |
0,25 |
0,38 |
7215 |
0,64 |
Portekiz |
1,0 |
46,0 |
0,23 |
3,0 |
0,30 |
0,32 |
25586 |
0,15 |
İtalya |
4,0 |
36,0 |
0,18 |
12,0 |
2,81 |
2,61 |
32648 |
0,84 |
Belçika |
3,0 |
26,0 |
0,13 |
1,0 |
0,67 |
1,72 |
38644 |
0,16 |
Jamaika |
1,0 |
26,0 |
0,13 |
0,0 |
0,02 |
0,10 |
9100 |
0,04 |
Polonya |
1,0 |
21,0 |
0,11 |
4,0 |
0,68 |
1,03 |
21133 |
0,54 |
Avusturya |
0,5 |
20,0 |
0,10 |
7,5 |
0,56 |
0,88 |
42172 |
0,12 |
Tunus |
0,5 |
6,5 |
0,03 |
7,0 |
0,06 |
0,09 |
9326 |
0,15 |
İsrail |
1,0 |
0,0 |
0,00 |
4,0 |
0,34 |
0,34 |
28809 |
0,11 |
Rusya |
1,0 |
0,0 |
0,00 |
3,0 |
2,81 |
2,89 |
22408 |
2,02 |
Kenya |
0,5 |
0,0 |
0,00 |
0,0 |
0,05 |
0,03 |
1695 |
0,62 |
TÜRKİYE |
0,0 |
0,0 |
0,00 |
0,0 |
1,10 |
0,89 |
17242 |
1,06 |
Kaynak: TSE’den M. Çağrı Peker ile TOBB ETÜ’den SPM yardımcı araştırmacısı M. Furkan Karaca’nın, Dünya Bankası ve ISO verilerinden yararlanarak yaptıkları hesaplamalar.
* Bir teknik komitenin sekretaryasını iki ülkenin üstlenmesi halinde, o komite ve o komitece hazırlanan standartlar ilgili ülkelerin hanesine yarım olarak yazılmıştır.
Tabloda en az bir komitenin sekretaryasında, tek başına ya da bir başka ülkeyle birlikte sorumluluk üstlenen tüm ülkeler yer alıyor. Bu 31 ülkeden Kenya, Hindistan, Ukrayna, Çin, Jamaika ve Tunus dışında kalanların tümünün kişi başına GSYİH düzeyi 10 bin dolardan (G. Afrika, İran, Brezilya ve Malezya da hariç tutulursa 20 bin dolardan) fazla (SAGP’ne göre). Ancak dördüncü sütunda verdiğim, ülkelerin sekretaryasını üstlendikleri teknik komitelerce yayınlanan standartların toplam içindeki payı ile en yüksek korelasyon katsayısına (0,80) sahip olan değişken, ülkenin toplam dünya GSYİH’si içindeki payı. Bunu 0,61’lik değeri ile ülkenin dünyanın toplam ihracatı içindeki payı izliyor. Yani standartları belirleyenler (kişi başına değil) toplam GSYİH büyüklüğü görece yüksek olan ülkeler ve bunlar aynı zamanda, dünya ihracatının büyük bölümünü de gerçekleştiriyor.
Şekil 1’deki grafikte verdiğim doğrusal olmayan regresyon egzersizinden de görüldüğü gibi, ülkelerin dünyanın toplam GSYİH’si içindeki payı arttıkça, sekretaryasını üstlendikleri teknik komitelerce yayınlanan standartların toplam içindeki payının artma olasılığı yükseliyor. Çok şaşırtıcı değil belki. Bu rakamlara göre bir miktar şaşırtıcı olan bir husus ise, dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında yer almasıyla övündüğümüz güzel Türkiye’min durumu. Dünyanın toplam GSYİH’sinin % 1,1’ini üreten ve toplam ihracatının % 0,89’unu kontrol eden Türkiye’nin sekretaryasını üstlendiği tek bir alan bile yok. Oysa yaptığım doğrusal olmayan regresyon egzersizi, Türkiye’nin çeşitli alanlarda yayınlanan standartların en az % 1,7’si civarındaki bir kısmını hazırlayacak kadar çok komitenin sekretaryasını üstlenmiş olmasının şaşırtıcı olmaması gerektiğini söylüyor.
Kısacası, Türkiye toplam milli geliri itibarıyla belli bir seviyeye ulaştı; iyi kötü ihracat da yapıyor ama dünya standartlarını belirleme süreçlerinde yok. Türklerin standartlardan hiç hoşlanmayan bir millet olduğunu gösteren o kadar çok gösterge var ki, belki de buna şaşmamak lazım. Görünen o ki Türkler, hemen her alanda karşılaştıkları kaos ve rastgelelikten fazla da rahatsız değil. Galiba dünyada hiçbir standardın belirlenme sürecinde yön verici bir rol alamamamızın ardında yatan asıl sorun da bu. Kısacası, TSE’nin tüm iyi niyetli çabalarına karşın aslında biz “standardımız kadar konuşuyoruz”.
Şekil 2. Ülkelerin sekretaryasını üstlendikleri komitelerce üretilip yayınlanan toplam standartlar ile dünya GSYİH’sı içindeki payları arasındaki ilişki
Bu yazı İktisat ve Toplum dergisinin Ekim 2013 sayısında (No. 36; http://bit.ly/NdPB1T) yayımlanmıştır.
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024
Güven Sak, Dr.
19/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
16/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
16/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
15/11/2024