TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Yüzde 3,5 dolaylarında büyüme makul görünüyor. Net sermaye girişlerinde daha şiddetli azalma ve faizlerde daha belirgin yükseliş elbette büyümeyi aşağıya çeker.
Sıra 2014’e ilişkin büyüme tahminimde. Daha önce verdiğim temel senaryo geçerli olursa, 2014 büyümesinin 2013’tekinden daha düşük olacağını tahmin ediyorum. Salı günü açıklanan üçüncü çeyrek gayri safi yurtiçi hasıla rakamlarına göre, 2013’te büyüme oranımızın yüzde 4’e çok yaklaşacağı anlaşılıyor; yüzde 4 diyelim. 2014 büyümesi muhtemelen yüzde 3,5 dolaylarında kalacak. Gerekçelerim aşağıda.
Büyümeyi 2013’e kıyasla daha yükseğe çekecek unsurlar: Listenin başında ihracat geliyor. Temel senaryo altında, 2013’te büyümeyen Avrupa Birliği’nin (AB) 2014’te yüzde 1,3 oranında büyüyeceği varsayımı vardı. Toplam ihracatımızın yüzde 40’ını AB’ye yapıyoruz. İhracatımızın yüzde 30’u ise Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesine. Bu bölgenin 2014 büyümesinin 2013’e kıyasla 1,7 puan artacağı tahmin ediliyor. Ayrıca, temel senaryo altında, Türkiye’ye net sermaye girişleri azalacağından lira reel olarak değer kaybedecek. Bu nedenlerle, ihracat artış oranımız 2013’tekinden daha yüksek olacak (bu yılın ilk on ayında altın dışı ihracatımız yüzde 6,3 oranında arttı).
Büyümeyi 2013’e kıyasla aşağıya çekecek unsurlar: Öncelik, net sermaye girişlerindeki azalmada. Yurda daha az net sermaye girişi olması demek, bankaların ve büyük şirketlerin daha
az dış kaynak bulmaları demek. Ayrıca net sermaye girişlerinin azaldığı dönemlerde faizler üzerine yukarıya doğru baskı oluyor. Sonuçta kredi arzı ve talebi olumsuz etkileniyor. Daha az kredi -açık ki- büyümeyi olumsuz etkileyecek bir unsur.
İkinci olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun almakta olduğu kararlar var. Tüketim harcamalarının artış oranını düşürecek bu kararlar. Keza Merkez Bankası yeni yıla 2013 ortalamasının üzerinde bir faiz ile giriyor. Bu politikanın ne kadar süreceği belli değil. Temel senaryo altında lirada reel değer kaybı söz konusu olacaksa ve önceki yazımda belirttiğim enflasyon artışı gerçekleşecekse yüksek faizin yılın önemli bir kısmında sürmesi beklenir. Dikkat: Yüksek faiz derken, geçen yıla göre (hem nominal hem reel olarak) yüksek, yoksa enflasyonun altında hâlâ. Bunlar da büyümeyi aşağıya çekecek unsurlar.
Yatırım harcamaları da önemli elbette. Güven endeksleri, son aylarda ekonomiye duyulan güvenin artmakta olduğunu gösteriyor. Bunun sonucu olarak üçüncü çeyrekte özel yatırım harcamaları arttı. Bu, 2012’nin başından beri ilk artış oldu. Temel senaryo altında, bunun sürmesini beklemiyorum. Yatırım artışı ya sınırlı kalacak ya da 2013’e kıyasla yatırımlarda düşüş göreceğiz.
Sonuç olarak yüzde 3,5 dolaylarında bir büyüme oranı makul görünüyor. Net sermaye girişlerinde daha şiddetli bir azalma ve faizlerde daha belirgin bir yükseliş elbette büyümeyi aşağıya çeker. Tersi durumda ise büyüme artar. Aşağıya doğru hareketin olasılığı daha yüksek görünüyor.
Bitirmeden bir de not: ABD Merkez Bankası kararlarının (FED) ‘önceden satın alındığı’, dolayısıyla FED beklenen kararları yürürlüğe koyduğunda, bu kararların belirgin bir olumsuz etkisi olmayacağı sıkça söyleniyor. FED’in daha az para basması ve sonra da tamamen durdurmasından söz ediyoruz. Peşinden de faiz arttırımı tartışmaları gündeme gelecek. Bunların bizim gibi ülkelere gelecek net sermaye miktarını azaltması beklenir. Allah aşkına ‘satın alınan’ ne? Neyse, bir ara şu ‘satın alma’ işini daha açık biçimde ele almakta yarar var.
Bu köşe yazısı 12.12.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.
M. Coşkun Cangöz, Dr.
27/04/2025
Burcu Aydın, Dr.
26/04/2025
Fatih Özatay, Dr.
25/04/2025
Fatih Özatay, Dr.
23/04/2025
Güven Sak, Dr.
22/04/2025