TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Sağlıklı bir ülkenin gündeminin başında ABD'nin ne yapacağı olmamalı. Türkiye'nin, dışsal şokların gündemde alt sıralara inmesini sağlayacak bir yapıya kavuşması gerek.
Onca kriz geçirdik, sonuçta batmadık. Elbette toparlanana kadar bazı insanlar işlerinden oldu, kimi şirketler kapandı, kişisel dramlar yaşandı. Ama sonuçta hayat devam etti; toparlandık. Öyleyse neden o krizleri yaşadığımızı unutmalı mıyız?
Krizler dışında önemli finansal gerginlikler de oldu son yıllarda. Mesela 2004’ün baharında, 2006’nın yaz aylarında ve 2011’in ikinci yarısında. Kur arttı, faiz yükseldi, ülkeye sermaye girişi azaldı. Bir müddet sonra büyüme oranımız düştü. Ama bu gerginlik dönemlerinde krizlerde görülen ölçüde olumsuzluklar yaşanmadı. Öyleyse neden bu tür finansal gerginliklere karşı duyarlı olduğumuzu unutmalı mıyız?
Son aylarda, kriz niteliği taşımasa da önemli bir finansal gerginlik daha yaşadık. ABD’de olanlar bizim gibi ülkeleri olumsuz etkiledi (etkiliyor). Faiz ve kur artışı bir yandan, artan belirsizlik ve azalan risk alma iştahı diğer yandan, büyüme oranımızı düşürücü yönde çalışıyor. Buna karşın, son haftalarda göreli bir rahatlık yaşanıyor. Oysa kepenk kapatılması ve borçlanma tavanı sorunları çözümlendikten bir süre sonra yeniden ABD Merkez Bankası’na dönecek yüzler. Bu sorunların çözülmemesi durumunu düşünmek bile istemiyoruz öte yandan. Çözüldüklerini varsayalım. Parasal genişleme ne zaman durdurulacak? Faizler ne zaman yükseltilecek? Bıkkınlık verecek biçimde tekrar ve tekrar tartışılacaklar.
Muhtemelen bu yılın sonundan önce gerçekleşmeyecek gibi görünse de eninde sonunda parasal genişleme durdurulacak ve faizler yükseltilecek ABD’de. Evet, olumsuz etkilenecek özellikle Türkiye gibi cari açığı yüksek, dolayısıyla dış finansman ihtiyacı fazla olan ülkeler. Önemli dalgalanmalar yaşandıktan sonra, bu olumsuzluklar elbette bir süre sonra geride kalacak. Kısacası hayat devam edecek. Öyleyse neden ABD Merkez Bankası’nın kararlarından bunca etkilendiğimizi unutmalı mıyız?
Sağlıklı bir ülkenin ekonomi gündeminin başında ABD’nin ne yapacağı olmamalı. Türkiye’nin, bu tür dışsal şokların gündemde daha alt sıralara inmesini sağlayacak bir ekonomik yapıya kavuşması gerekiyor. Temel sorun şu: Yüksek büyüme dönemleri bu ülkede kalıcı olmuyor, çünkü önemli ölçüde olumlu dış finansman koşullarına bağlı olarak ortaya çıkıyor böyle dönemler. Bu koşullar bu yaz aylarında olduğu gibi kötüye gidince ve bu olumsuzluk bir süre daha sürünce yüksek büyüme ortadan kalkıyor.
‘Bu ülkede’ derken, yanlış anlaşılmasın, çoğu gelişmekte olan ülke de bizden farklı durumda değil. Ama temelde bu nedenle, hem biz hem de onlar gelişmiş ülke ligine terfi edemiyoruz. Onların da başarısız olmaları bizi rahatlatmıyor elbette. Sonuçta bir üst lige terfi etmekte biz de başarısızız. İyi bayramlar dilerim.
Bu köşe yazısı 15.10.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.
Fatih Özatay, Dr.
30/04/2025
M. Coşkun Cangöz, Dr.
27/04/2025
Burcu Aydın, Dr.
26/04/2025
Fatih Özatay, Dr.
25/04/2025
Fatih Özatay, Dr.
23/04/2025