TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
İstenildiği kadar kredi olanağı olsa ve faiz haddi makul bir düzeyde bulunsa da, ekonomiye güven duyulmuyorsa, yatırım harcamaları öteleniyor.
Reel kesim güven endeksi ve reel özel yatırım harcamaları: 1999Ç1-2013Ç1 (yıllık yüzde değişimler)
Bugün iki önemli veri açıklanacak. Temmuz ayı reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanım oranı. Her zamanki öneminin dışında, reel kesim güven endeksinin bu döneme ilişkin özel bir önemi var.
Özel yatırım harcamaları 2012’nin ikinci çeyreğinden bu yana, bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla düşüyor. Bu düşüş 2012’nin son çeyreği ile bu yılın ilk üç çeyreğinde oldukça şiddetli oldu. Buna karşın ilk çeyrekte yüzde 3 oranında büyüdü GSYH. Temel nedeni, kamu yatırımındaki ve tüketimindeki artıştı. Oysa kamu harcamalarını sürekli arttırarak büyümeyi kalıcı olarak yüksek tutmak mümkün değil. Özel yatırım harcamalarının da devreye girmesi gerekiyor. Özel yatırım harcamalarının gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki payı yüzde 20 dolaylarında. Buna karşın çok şiddetli dalgalanmalar gösterdiği için herhangi bir dönemdeki büyüme oranının önemli belirleyicilerinden birine dönüşüyor. GSYH verileri gecikmeli bir biçimde yayımlandığı için özel yatırım harcamalarının nisan ayından bu yana nasıl şekillendiğini bilmiyoruz.
Neyse ki reel kesim güven endeksi bu açıdan bize ışık tutuyor. Çok güncel; ana ilişkin bilgi alabiliyoruz. Sadece bununla kalmıyor... Özel sektörün yatırım harcamalarının yılın kalanında nasıl bir seyir izleyeceği hakkında da fikir veriyor. Zira istenildiği kadar kredi olanağı olsa ve faiz haddi makul bir düzeyde bulunsa da, ekonomiye güven duyulmuyorsa, yatırım harcamaları öteleniyor. Sisin dağılması bekleniyor. Grafik 1, güven endeksindeki dalgalanmaların, özel yatırım harcamalarındaki dalgalanmalardan nasıl daha önce gerçekleştiğini güzel biçimde gösteriyor. Bu nedenle, güven endeksi, faiz haddinin düzeyinden ya da ‘geçmişi’ yansıtan kredi artış oranından daha önemli olabiliyor kimi zaman.
2012 ekonomiye duyulan güven açısından bir yıl öncesinden daha kötü bir yıl oldu. Reel kesim güven endeksi (bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla) 2012’nin son ayı hariç, özel yatırım harcamalarına paralel bir seyir izledi: O da düştü. İzleyen üç ay sınırlı bir artış gösterdi, mart-mayıs döneminde sınırlı biçimde düştü. Haziranda ise belirgin biçimde arttı.
Ekonomi ‘normal koşullarda’ çalışırken şöyle bir bakıp geçtiğimiz veriler, normal dışı dönemlerde, normal koşullardaki önem düzeylerinin oldukça üzerinde bir öneme sahip oluyorlar. Şu sıralarda ‘normal koşulların’ hüküm sürdüğü söylenemez. Hem yurtiçindeki gelişmelerin hem de iki ayı aşkın bir süredir uluslararası finansal piyasalarda yaşanan çalkantının, reel kesimin ekonomiye duyduğu güveni nasıl etkilediği bu nedenle merak konusu. Güvende aşınma olup olmadığı hakkında temmuz ayı güven endeksinin önemli bilgi vereceği açık. Bakalım bugün açıklanacak güven verisi bize nasıl bir mesaj verecek?
Bu köşe yazısı 25.07.2013 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlandı.
Burcu Aydın, Dr.
03/05/2025
Fatih Özatay, Dr.
02/05/2025
Fatih Özatay, Dr.
30/04/2025
M. Coşkun Cangöz, Dr.
27/04/2025
Burcu Aydın, Dr.
26/04/2025