TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Kasım ayında sanayi üretiminde bir yıl öncesinin aynı ayına göre yüzde 11,3 oranında artış gerçekleşti. Bu oldukça yüksek artış, ekonomimizin nihayet toparlandığının bir göstergesi mi? Hayır, değil. Birden fazla nedeni var bu olumsuz yanıtın.
Birincisi şu: Aylık verilerde oynaklık çok yüksek. Ekim ayında yüzde 5,7 oranında düşmüştü üretim. Eylül ayında ise belirgin bir artış gerçekleşmişti. Üçer aylık ortalama üretim verileri daha az yanıltıcı: 2011’in ilk üç ayında çok yüksek bir üretim artışı vardı. Bundan sonra, yıllık sanayi üretimi artış oranı sürekli düşerek son çeyrekte yüzde 6,5’e kadar geriledi. 2012’de ise yatay bir seyir izledi: İlk çeyrekte yüzde 2,8, ikincide yüzde 3,5 ve üçüncü çeyrekte yüzde 2,7. Kasım ayı ile biten son üç ayda ise yine bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla üretim artışı yüzde 3,6 oldu. Kısacası, üçer aylık ortalamalar, üretim artışı eğiliminde bir değişikliğe işaret etmiyorlar (Grafik 1).
Grafik 1. Sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı: Mart 2008 – Aralık 2012 (üçer aylık ortalamalarının yıllık % değişimi).
Ama hemen şu soru akla gelebilir. Kasım ayındaki artıştan sonra aralık ayında da yüksek bir artış olursa, üretimde olumlu yönde bir eğilim değişikliği gerçekleşiyor anlamına gelmez mi? Bu soru, başlangıçta sorduğumuz soruya verdiğimiz olumsuz yanıtın ikinci nedenine götürüyor bizi: 2011’in kasım ayında bayram vardı; çalışma günü sayısı azdı. Oysa 2012’nin kasım ayında bayram yoktu. Daha fazla çalışılan 2012’de üretimin de daha yüksek olması normal. Aralık ayındaki üretim artışının kasım ayındakinden daha düşük olacağını ima ediyor bu durum. Tekrar vurgulamakta yarar var: Üstelik kasım ayı itibariyle son üç aylık üretimin bir yıl öncesine kıyasla artışı, yılın kalanında gözlenenden pek farklı değil.
Üçüncü neden kredi gelişmeleri ile ilgili. Kredi artış oranlarında da belirgin bir değişiklik yok son çeyrekte. Haftalık kredi artış oranlarının on üç haftalık ortalamalarının yıllıklandırılmış değerlerinde, son çeyrekte ya da son ayda kayda değer bir değişiklik yok (Tablo 1).
Tablo 1. 2012’de kredi artış oranları (%, bir yıl öncesine göre)
Dördüncüsü, aralık ayına ait kapasite kullanım oranı henüz belirgin bir toparlanmaya işaret etmiyor. Kapasite kullanım oranı, 2012’nin haziran ayından sonra, bir yıl önceki düzeyinin hep belirgin biçimde altında kaldı. Bu durum aralık ayında da devam etti: Bir yıl öncesine kıyasla kapasite kullanım oranı yüzde 2,5 oranında daha düşük bir düzeyde gerçekleşti (Grafik 1).
Beşincisi, Merkez Bankası’nca yayınlanan reel kesim güven endeksi aralık ayında 2011’in aynı ayına kıyasla oldukça sınırlı bir yükseliş gösterdi: Yüzde 0,7. Ancak kritik 100 değerinin altında kaldı. Dolayısıyla, aralık ayı itibariyle, henüz, özel yatırım harcamaları açısından belirleyici olan reel kesim güveninde tatmin edici bir olumlu gelişme yok.
Buna karşılık, son çeyreğin büyüme açısından üçüncü çeyreğe kıyasla sınırlı da olsa daha iyi olduğunu ima eden göstergeler de var. Sanayi üretimi ile birlikte hareket eden altın ve enerji dışı ithalatımız, üçer aylık ortalamalar olarak ele alındığında, 2012’nin başından bu yana bir yıl öncesine kıyasla azalıyordu. İlk defa kasım ayında Yüzde 0,8’lik bir artış gerçekleşti. Yukarıda çalışma günü sayısına ilişkin yaptığımız değerlendirme elbette ithalat için de geçerli. Dolayısıyla, aralık ayındaki ithalat artışının kasım ayındakinin altında kalma olasılığı oldukça yüksek.
Altın dışı ihracat için de benzer bir durum söz konusu: Bu yılın en yüksek yıllık artışı kasım ayı itibariyle son üç aylık ihracatta gözlendi: Yüzde 10,1. Ancak, aralık ayına ait TİM verileri dikkate alındığında, son üç ayın altın dışı ihracat artış oranının yüzde 5,5 civarına gerilediği görülüyor. Yine de ikinci ve üçüncü çeyreğin oldukça üzerinde bu rakam.
Sonuç şu: Büyüme açısından yılın en kötüsü olan üçüncü çeyrekten biraz daha iyi bir dördüncü çeyrek yaşanmış olabilir. Ancak dördüncü çeyreğin ilk iki çeyrekten daha iyi olduğunu ima eden bir gösterge henüz yayınlanmadı. Bu durumda, mevcut bilgiler ışığında, dördüncü çeyrekte belirgin bir toparlanma yaşandığını söylemek mümkün görünmüyor.
Fatih Özatay, Dr.
22/01/2025
Güven Sak, Dr.
21/01/2025
Burcu Aydın, Dr.
18/01/2025
M. Coşkun Cangöz, Dr.
17/01/2025
Fatih Özatay, Dr.
17/01/2025