TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Merkez Bankası'nın (MB) döviz rezervleri 75 milyar dolar dolaylarında. Rezervin bu düzeye ulaşmasında, 2002 başından bu yana düzenli ihaleler ve sürpriz niteliğindeki müdahaleler ile satın aldığı dövizlerin önemli bir rolü var. Bu miktar 54 milyar dolar civarında.Çoğu zaman şöyle bir görüş duyuyoruz: "Yabancılara yüksek faiz vererek bu kadar döviz toplamanın anlamı ne? Üstelik dövizler ile çok daha düşük faizle yabancı devletlerin çıkardığı tahviller satın alınıyor." Gerçekten bu kadar 'fazla' döviz rezervi tutmasına gerek var mı MB'nin?Sabit kur rejimi uygulanıyor olsaydı yanıtlamak daha kolaydı. Kurun söz verilen düzeyine bağlı olarak döviz rezervlerinin yüksek olmasında yarar olacaktı. Bankacılık sektörünün ve şirketler kesiminin bilanço yapıları da dikkate alınacaktı. Buralardaki zayıflıklara bağlı olarak MB'nin tutması gereken rezerv düzeyi de artacaktı.Oysa krizden bu yana dalgalı kur rejimi uygulanıyor. Buna karşın, MB'nin döviz rezervi tutmasının üç temel nedeni var. Birincisi, yurtdışında çalışan vatandaşlarımıza 1970'li yılların ortalarında, o 'bir cent'e muhtaç olduğumuz' dönemlerde MB'de döviz hesabı açmak 'hakkı' tanınmış. Dünya üzerinde örneği pek görülmeyen bir uygulama bu.Farklı bir ifadeyle, MB ticari bankacılığa itilmiş. Uzun bir süredir bu 'garip' durumdan kurtulmak isteniliyor. Krizden sonra uygulanan programın yaratacağı istikrar ortamının bunun için iyi bir fırsat oluşturacağı düşünüldü. Bu hesaplara ödenen faizler kademeli bir biçimde düşük bir düzeye çekildi. Yaklaşık 17 milyar dolar karşılığı bu türden mevduat var MB'de.Çoğu ülkede olduğu gibi bizde de MB devletin dış borç ödemelerini gerçekleştirmek zorunda. Hazine, bu ödemelerin yurtdışına transfer edilmesi için MB'ye döviz de getirebilir, YTL de. Bu ikinci durumda YTL'yi dövize çevirerek yurtdışına transfer etmek durumunda MB. Bunun için de döviz tutması gerekiyor. Bu da ikinci neden.Üçüncü neden ise güvenilirlik ile ilgili. Uygulanan kur rejimi dalgalı kur rejimi de olsa uluslararası derecelendirme kuruluşları, yabancı mali yatırımcılar ve analistler ülkelerin döviz rezervlerini kullanarak bazı oranlar hesaplıyor. Mesela, rezervler ile ithalat, dış borçlar ve benzerleri karşılaştırılıyor. Güvenilirlik açısından rezervlerin belli bir düzeyin üzerinde olması gerekiyor.Yazının girişinde değindiğim türden eleştirilerin bir kısmı yanlış anlamadan kaynaklanıyor. Sanılıyor ki MB yüksek faizle yurtdışından borç alıyor. Ya da başkalarının yüksek faizle aldığı borca, mevzuatın kendisine sağladığı olanakları kullanarak el koyuyor.Bakın, aralık ayı ortası itibarıyla durum şöyle: 75 milyar dolar düzeyinde rezervi var. Döviz borçları ise 41 milyar dolar kadar. Dağılımı şöyle: Vatandaşlarımız ticari bankalarda döviz hesabı tutuyorlar. Bankalar da, uluslararası bankacılık kurallarına uygun olarak, bu mevduatlar için MB'de karşılık ayırıyorlar. Ama bu, MB'nin onlara borcu ve 15 milyar dolar kadar. Kamunun MB'de döviz cinsinden hesabı var. Bu da 9.5 milyar dolar ediyor. Geriye kalan da yukarıda bahsettiğim yurtdışında çalışan vatandaşlarımıza olan borcu MB'nin. IMF'ye borcu ise milyon dolar mertebesinde; 'yok' sayılır.Yani, MB'nin rezervinin yüzde 42'si vatandaşlarımızın (yurtiçinde ve yurtdışındakilerin) döviz mevduatı tutmak tercihi sonucu oluşuyor. Bir yüzde 10'luk kısım ise kamunun mevduatı. Geriye kalan yüzde 48'i ise, güvenilirlik ve kamunun dış borç ödeme gereksinimi çerçevesinde değerlendirmek gerekir.Bu, yine de çok bulunabilir. O zaman bu rezervlerin alternatif maliyetine bakmak gerekir. Onu da yarın ele alırım. Ama önceden söyleyeyim: Bu maliyetin içinde yabancılara 'yüksek faiz' ödemek yok. Tandoğan'da basılan YTL'nin basım maliyetleri var, ama.
Bu köşe yazısı 23.12.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Fatih Özatay, Dr.
29/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024