TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Baştan belirtmekte yarar var: Enflasyondaki gidişat iyi değil. Bir ara yüzde 7'nin altına inen enflasyon, enflasyonla mücadele açısından çoğumuzu iyimser yapmıştı. Gerçi iyimserlik açısından temkinliydik. 'Dışsal şokların yokluğunda' ibaresi ya da benzerleri hep yorumlarımıza eşlik ediyordu.Daha üç-dört ay öncesi enflasyon üzerine bu türden bir yorum yapmış ve yıl sonu enflasyonunun, yeni dışsal şoklar yaşanmazsa yüzde 7'ye yakın bir yerde gerçekleşebileceğini vurgulamıştım. Salt rakam açısından bakarsanız, tipik bir öngörü hatası. Yok, bu öngörünün 'koşullu' olduğuna dikkat ederseniz, o koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğine bakarak değerlendirmek gerekir öngörünün ne kadar sağlıklı olduğunu.Her neyse. Sorun, şimdilik, benim öngörülerimin sağlık derecesi değil. Elbet, ona da sıra gelir. Özeleştiri her zaman yararlıdır. Sorun, enflasyondaki gidişatın sevimli olmaması.Yıllık tüketici enflasyonu, neredeyse 2004'ün başlarından 2007'nin ortalarına kadar yüzde 8-10 aralığında dalgalanma eğilimi gösteriyordu. Birkaç ay öncesine kadar enflasyona ilişkin benim de katıldığım iyimserliğin tek nedeni ana enflasyonun yüzde 7'nin altına düşmesi değildi. Evet, aylar sonra içine sıkıştığı dar banttan çıkmıştı nihayet enflasyon. Bu önemliydi, ama yeterli değildi. Çünkü sözünü ettiğim dönemde de bazı aylarda bu bandın dışına çıkan enflasyon değerleri gözlenmişti. Ama bu sefer başka olumlu unsurlar da söz konusuydu.Para politikasının etkilerini yansıtması açısından önemli bir gösterge var: İşlenmemiş gıda, enerji, altın ve alkollü içkiler ve tütün fiyatlarının dışlandığı H endeksi. Bu endeks ile ölçülen yıllık enflasyon, mart ayında başladığı baş aşağı gidiş eğilimini hızlandırarak sürdürüyordu. Yıllık artışı yüzde 6'ya kadar gerilemişti. Öte yandan, uzun bir süredir önemli bir katılık gösteren hizmet fiyatları nihayet düşme eğilimine girmişti. Bulundukları nokta hâlâ enflasyon hedefi ile uyumlu değildi; ama bir düşüş de vardı.Oysa, son aylarda enflasyon açısından bizi iyimser yapan bu unsurlarda ters yönde gelişmeler gözlenmeye başlandı. Ekim ayı verileri çekirdek enflasyondaki düşüşün çok sınırlı bir düzeye indiğini gösterdi. Bu, elbette geçici olabilirdi. Ek gözlemlere gereksinim vardı. Ne yazık ki gelen ikinci gözlem de olumlu bir sinyal vermedi. Kasım ayında H endeksi ile ölçülen yıllık enflasyonda 0.3 puanlık bir yükseliş gerçekleşti. Gerçi sınırlı bir yükseliş bu, ama nihayetinde ikinci bir olumsuz gözlemi temsil ediyor. Benzer bir şekilde hizmet fiyatlarının yıllık artışında da sınırlı bir yükselme oldu.Kapımızda bekleyen ve enflasyona olumsuz etkileri olacak başka idari kararların alınması da söz konusu. Elektrik ve doğalgaz fiyatlarına önemli bir zam yapılacağı yazılıyor, söyleniyor. Bu sektörlerde faaliyet gösteren kamu kuruluşları 'yanlış' ya da 'düşük' fiyatlama nedeniyle zarar ediyorlarsa bu fiyat artışı kaçınılmaz.Kaçınılmaz olabilir de, özellikle elektrik enerjisi fiyatlarına yapılacak zamların ikincil etkilerinin kuvvetli olması da kaçınılmaz. Çok önemli bir girdi bu çünkü. Alkollü içki ya da tütün ürünlerine zam yapmaya benzemez. Her sektörün maliyetini şu ya da bu biçimde, ama mutlaka etkilemesi beklenir elektrik enerjisi fiyatlarının artırılması. Enerji fiyatlarına zam yapılması bu durumda önümüzdeki dönemde enflasyonist baskıları kuvvetlendiren bir gelişme olacak.Bunları alt alta topladığımızda enflasyon açısından çok zorlu bir dönemin eşiğinde olduğumuz ortaya çıkıyor. 2006'nın ilk yarısının sonlarına doğru başlayan yükselme eğilimine hep çeşitli nedenler bulduk. Bu nedenlerin çoğu da dışsal koşullar ile ilgiliydi. Altın fiyatları yükseliyordu mesela. Ya da kuraklık nedeniyle işlenmemiş meyve ve sebze fiyatları artıyordu. Petrol fiyatları ise almış başını gidiyordu. Bunların hepsi doğru. Ama enflasyonun yüksek bir düzeyde seyrettiği de doğru.
Bu köşe yazısı 09.12.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Fatih Özatay, Dr.
29/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024