TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
En kötüsü şu: Bakanlar arasında mali disiplin konusunda çok farklı görüşler olduğu izlenimi verilmesi. Belli bir anda mevcut verilerin mali disiplinin sağlandığını göstermesi yetmiyor çünkü. İleride de sağlanacağı hakkında kuvvetli bir güven yaratılması gerekiyor. Yoksa bugünkü disiplinin geçici, giderek göstermelik olmadığına nasıl inanacağız?Kaldı ki bugün disiplin olduğu da su götürür. Seçim öncesi uygulamaları 2007'de mali disiplini bozdu. Bununla kalsa iyi. Bu uygulamalar 2008'i de esir almışa benziyor. Oysa mali disiplinin bozulmadığı güvencesini vererek mikro reformlar için gereksinilen 'can suyunu' sağlamak üzere faiz dışı fazlada indirim gerekiyordu. Bu can suyu, reformlara değil de seçim öncesi uygulamalara can verdi.Krizden bu yana mali disiplindeki ilk bozulma bu değil. 2002 sonunda da genel seçim vardı. Bu seçimin olacağı ancak yılın ikinci yarısında belli oldu. Seçimin 'erken seçim' olmasına ve seçime kadar dört-beş ay gibi kısa bir süre kalmasına karşın o tarihte de mali disiplinden önemli ölçüde ödün verildi. Yüzde 6.5 hedefine karşın 2002'de gerçekleştirilen faiz dışı fazla GSYİH'nin sadece yüzde 4.2'sine ulaştı.2007 uygulaması ilk değil kısacası. Ama 'ilk olmamak' masum kılmıyor mali disiplindeki gevşemeyi. Olsa olsa siyasetçilerimizin benzerliğini gösteriyor. Aynı kültürden etkilendiklerini kanıtlıyor.Bu nedenlerle bu ülkede hep bir ekonomik çapa arıyoruz. İşler tam rayına girdi; zemini sağlamlaştırdık, artık ekonomimizi bir üst lige sıçratacak reformları yapabilecek düzeye geldik derken, bastığımız zemini balçıklaştırma gayretleri ne yazık ki eksik olmuyor. Ne yapalım ki böyle. Böyle olduğunu bildiğimiz için istiyoruz bu çapaları.Kurallı maliye politikası uygulaması da bu tür bir çapa. Herhangi bir ekonomik çapanın kendisinden beklenen işlevi görmesi için, sağlamlığı hakkında ve ileride 'gemiye çekilmeyeceği' hakkında güvence verilmesi gerekiyor. Bir anlamda bir para politikası çapası olan enflasyon hedeflemesi rejiminde bu güvenceyi vermek ve karşılığında aranılan 'güveni' almak daha kolay. Oysa kurallı maliye politikasında bunu gerçekleştirmek zor.Ortada önemli bir tasarım sorunu var kısacası. Enflasyon hedeflemesinde, hedeften uzaklaşıyorsa enflasyon (gemi sürüklenmeye başlıyorsa) çapayı kuvvetlendiriyorsunuz (faiz artırımına gidiyorsunuz). Kararı hemen alabiliyorsunuz ve uygulamaya sokabiliyorsunuz.Diyelim ki kurallı maliye politikası uygulaması çerçevesinde kamu borcunun milli gelire oranını üç yıllık bir süre için yılda beş puan indirmeyi hedeflediniz. Mevcut gidişat umut vermiyorsa ne yapacaksınız? Elinizdeki tek araç faiz dışı bütçe fazlasını kontrol etmek.Burada iki tane 'yapılabilirlik' sorunu karşımıza çıkıyor: Diyelim ki bir 'maliye politikası kurulu' var. Teknik düzeyde toplandı ve faiz dışı fazlanın milli gelire oranla bir puan yükseltilmesine karar aldı. Birincisi, bakanları nasıl razı edeceksiniz? Özellikle 'yatırımcı' bakanlıkların kendilerine göre öncelikleri var. Nihai karar vericinin aklını her zaman çelebilirler.İkincisi, varsayalım ki ikna ettiniz. Ama düşündüğünüz bütçe kontrolü vergi gelirlerinde artırım gerektiriyor. Hemen nasıl sağlayacaksınız? Kolay yoldan birkaç mal ve hizmet üzerindeki vergiyi mi artıracaksınız? Yoksa daha sağlıklı ve kapsayıcı bir vergi değişikliğine mi gideceksiniz? Kolay yolun seçilmesi, ekonomideki göreli fiyat yapısının bozulmasının tercih edilmesi anlamına geliyor. Ekonomistlerin hiç hoşlanmadıkları bir durum. Sağlıklı yol ise, yasal değişiklikleri gerektiriyor. Çok uzun bir süreç.Başka sorunlar da var, ama durum ümitsiz değil. Sürdüreceğim.
Bu köşe yazısı 29.11.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Fatih Özatay, Dr.
29/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024