TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Yanıtını aradığımız temel soru şu: Para politikasını kullanarak, bir ülke için çok önemli olan potansiyel büyüme hızının düzeyini nasıl yukarı çekebiliriz? Yüksek düzeydeki işsizlik sorunumuzu kangren haline gelmeden çözmek için önümüzdeki yıllarda potansiyel büyüme hızımızı yüzde 7 dolaylarına çıkarmaya çabalamamız gerektiğinde herkes hemfikir. Potansiyel büyüme hızının bir göstergesi, bugüne kadar gerçekleşen ortalama büyüme hızımız. Son kırk yılda (1968'den bu yana) ortalama olarak yüzde 4.3 oranında büyümüşüz.Geçmiş, ancak geçmişi yaratan nedenler gelecekte de geçerli olacaksa, geleceğe ışık tutabilir. Oysa biliyoruz ki, özellikle makro istikrarı sağlamak yolunda kriz sonrasında önemli adımlar attık. Kurumsal yapımızda da radikal değişikliklere gittik (2006-2007'de istikrar açısından ters işler yapmamızı ve de yapısal reformları tavsatmamızı bu yazıda unutuyoruz).Dolayısıyla, şu andaki potansiyel büyüme hızımızın yüzde 4.3'ün üzerinde bir yerde olduğunu söyleyebiliriz. Ama ne kadar üzerinde, bilmiyoruz. Diyelim ki yüzde 5-5.5 dolaylarında. Bu düzeyi yüzde 7'ye doğru götürmek için yapılabilecekleri bu köşede çok tartıştık:Yatırım yapmanın önündeki engellerin kaldırılması, işgücü piyasasındaki katılıkların yok edilmesi, mevcut işgücünün niteliğinin yükseltilmesi, işgücüne yeni katılacakların daha donanımlı kılınması, yenilikçiliğin teşviki, küçük şirketlerin finansa erişiminin kolaylaştırılması, araştırma faaliyetlerinin geliştirilmesi gibi başlıkları kapsıyordu yapılacaklar.Sadece bir örnek: Son zamanlarda, doğudaki kentlerimizde işadamlarının nitelikli eleman bulamamaları nedeniyle fabrikalarını başka kentlere taşıdıklarına dair çok sayıda haber çıkıyor.Şimdi, potansiyel büyüme hızını artırmak üzere yapılabileceklere bir de para politikası çerçevesinden bakalım. Disiplinli bir para politikası, eğer bu disiplinin kalıcı olacağına olan güveni sağlayacak disiplinli bir maliye politikası varsa, belirsizlikleri azaltacak ve planlama ufkunu genişletecektir. İstikrarı oluşturmaya ve kalıcı kılmaya yönelik bir makroekonomik politika demeti, uzun vadeli yatırım yapmanın da önkoşuludur. Yine böyle bir ortam, mali sistemin büyümesi ve reel ekonomiye kredi açabilir duruma gelmesi için de gereklidir.Keza, disiplinli bir maliye politikası ile disiplinli bir para politikası reel faizlerin düşmesi için olmazsa olmazdır. Böylelikle bütçenin rahatlaması sağlanacak, yukarıda başlıklarını saydığım reformlar için daha fazla kaynak ayrılabilecektir.Bu çerçevede, para politikasının potansiyel büyüme hızını artırmak için yapabileceği çok önemli bir şey olduğu rahatça görülüyor: Makroekonomik istikrarı sağlamak, bunun için de disiplinden sapmamak.Yani, geçici kazanımlar için işi 'berbat' etmemek. Disiplinden taviz vererek büyüme hızını potansiyel düzeyin üzerine çıkarmaya çabalamamak. Mümkün olmayanı boş yere gerçekleştirmeye uğraşarak durumu daha kötüleştirmemek.Makro istikrarın ne denli önemli olduğunu kavramış ülkelerin merkez bankalarının yasaları, bu nedenle 'fiyat istikrarının sağlanmasını' merkez bankalarının temel amacı olarak belirtiyorlar. Bir-iki bürokrat istedi diye değil. Bu çerçevede, Merkez Bankası'nın mevcut yasasında değişiklik önerisi hiç yerinde değil.
Bu köşe yazısı 22.11.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Fatih Özatay, Dr.
29/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024