TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Sayın Tarhan Erdem'in seçim öncesinde karşı karşıya kaldığı eleştirilerden bir kısmı çok haksız ve ağırdı. Radikal, dün bu konunun üzerine gitti, çok da iyi yaptı. Şimdi, bir an için düşünelim: KONDA'nın tahminleri yanlış çıksaydı, sayın Erdem 'halkı bilerek yanıltmış' mı olacaktı?
Bu tür tahminler için, birtakım gelişmiş teknik yöntemler kullanılıyor. KONDA'nın kullandığı yöntemi anlamadan ya da bu yöntemlerden anlayan uzmanlardan görüş almadan yapılan ağır eleştiriler havada kalmaya mahkûm. Şüphesiz, 'Çevremde yaptığım gözlemler bu araştırmanın sonuçları ile uyuşmuyor.' ya da 'Ben bu konunun uzmanı değilim, ama sanıyorum yanılıyorlar.' veya 'Başka kuruluşların araştırmaları oldukça farklı sonuçlara işaret ediyor; onlara güveniyorum.' falan demek hepimizin hakkı. Oysa bazıları (elbette her eleştirmen değil) eleştirinin dozunu artırıp işi 'bilerek yanıltmaya' kadar vardırdılar. Teknisyenlerin ya da araştırmacıların sık sık karşılaştıkları sevimsiz bir durum bu.
Dolayısıyla, yukarıda sorduğum sorunun yanıtı apaçık ortada. Tahminleri yanlış çıksaydı, sadece ve sadece sayın Erdem'in başında bulunduğu kuruluşun kullandığı teknik yöntemlerin gözden geçirilmesi gerekecekti. Bu da o kuruluşun sorunu olacaktı. Tekrar bizlerin güvenini kazanmaları için de bizlere sağlam bir açıklama borçlu olacaklardı.
Benzeri bir sevimsizlik ekonomik duruma ilişkin saptamalar yapıp, bu saptamalardan hareketle ileriye yönelik bir şeyler söylemek isteyenlerin de oldukça sık başına geliyor. Oysa herhangi bir alanda yapacağınız politika tasarımının çıkış noktası durumun doğru saptanması olmak zorunda. Çektiğiniz fotoğrafı ve arkasındaki nedenleri doğru okumalısınız ki, o fotoğrafta yer alan olumsuz unsurları gidermek için çözüm üretebilesiniz.
Radikal'in dün ilk sayfasındaydı: 'Ana ölçüt: Ekonomi' başlığıyla verilmiş haber. Seçim sonuçlarını önceden büyük bir başarıyla tahmin eden KONDA'nın bulgularına göre, seçmen oy vereceği partiyi belirlerken en çok ekonomik duruma öncelik veriyormuş.
Şimdi, soldaki boşluk gündemde. Ekonomik konularda yeni şeyler söylemek zorunda yeni sol hareket. Geleneksel olarak, solun ekonomik açıdan temel ayırt edici özelliklerinden birisi toplumdaki gelirin adil dağılmasına öncelik vermesi. Bunu gerçekleştirmek için yeni sol hareket bazı temel soruları yanıtlamak zorunda: Türkiye'nin potansiyel büyüme hızını artırmak için neler yapacaklar? İşsizlik sorununun çözümünü nasıl sağlayacaklar? Verimlilik düzeyini nasıl artıracaklar? Benzeri soruları peşi sıra dizebiliriz.
Soruları artırmaya gerek yok. Gelmek istediğim nokta şu çünkü: Kayıkçı kavgası ile bir yere varmak mümkün değil. Yani, 'Borçlarımız sürekli artıyor; batırdılar bizi' kötü bir çıkış noktası. Çünkü doğru değil. Ya da 'Bu büyüme sanal, çünküÖ' diye başlıyorlarsa politika tasarımlarına koyverin gitsin. Bu da doğru değil.
Şimdi yeni bir şeyler söylemek zamanı.
Bu köşe yazısı 26.07.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
Fatih Özatay, Dr.
27/11/2024
M. Coşkun Cangöz, Dr.
26/11/2024
Burcu Aydın, Dr.
23/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
22/11/2024
Fatih Özatay, Dr.
20/11/2024