Bu sonuçlardan ekonomi nasıl etkilenir? Halkın tercihine herkesin saygı göstereceğini ve cumhurbaşkanlığı seçiminde olgun bir uzlaşmanın hâkim olacağını varsayıyorum. İktidarın ise bu kadar desteği arkasına aldıktan sonra gereksiz gerginliklerden uzak durmasının kendisi ve ülke açısından en akılcı davranış olacağını düşünüyorum.
Bu durumda şunlar rahatlıkla belirtilebilir:
Birincisi, makro istikrar bundan sonra da sürecek. Sosyal güvenlik reformu yasalaşacak ve Türkiye'nin tepesindeki bir saatli bomba imha edilmiş olacak. İkincisi, iktidar partisi arkasına aldığı bu büyük destekle artık herkesin hakkında yazıp çizmeye başladığı mikro reformları tartışmaya açabilecek ve belli bir zaman sonra da uygulamaya geçebilecek.
Bu durumda önümüzdeki dönemde ana eğilim olarak faizlerin aşağıya ineceğini, liranın yoğun bir değerlenme baskısı altında kalacağını (kurun aşağıya doğru gideceğini), enflasyonun 2008 başlarından itibaren yüzde 4 ile uyumlu bir patikaya oturacağını göreceğiz. Sürdürülebilir büyüme hızımızın yüzde 7'lere çıkması ve işsizliğin belirgin biçimde azalması için ise mikro reformların gerçekleştirilme hızı belirleyici olacak.
Bu ana eğilimden ne kadar sapılacağı ve bu sapmanın ne kadar süreceği ise dış koşullar tarafından (küresel likidite, Irak ve İran) dikte edilecek. Ama bu sapmalar kalıcı olmayacak, eninde sonunda ana eğilime geri dönülecek. Zamanla da dış koşulların Türkiye üzerine etkilerinin bugüne kıyasla azalacağını göreceğiz.
Bu köşe yazısı 23.07.2007 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.
