TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Bugün sırada şekilleri ve rakamları bol bir yazı var. Son gelişmelere bir göz atmanın zamanı geldi çünkü. Önce, son zamanlarda takıntı listemin en başlarında yer alan, mart ortasından haziran ortasına kadar geçerli olan vergi indiriminin, otomotiv sektöründeki etkilerine bakalım. En son nisan ayı rakamlarını vermiştim; şimdi mayıs ayı rakamları da açıklandı.
Tablo-1 2008 ve 2009 yıllarının ilk beş ayındaki üretim ve ithalat rakamlarını karşılaştırmalı olarak veriyor. Vergi indiriminin açıklanmasından sonra yazdığım ilk yazıda iddia ettiğimden farklı bir durum yok. Evet, üretimi bir miktar kıpırdatıyor bu karar (üretim azalması nisan ve mayısta daha düşük bir hızda) ama esas etki ithalata. Krizin etkisinin henüz hissedilmediği ve ithalatın tam gaz sürdüğü 2008'in nisan ve mayıs aylarına kıyasla 2009'un nisan ve mayıs aylarında çok daha fazla otomobil ithal etmişsiz.
Bankalarımızın açtıkları toplam kredi miktarında ekim başından bu yana yaşanan erozyonun son haftalarda durduğuna değinmiştim. Bu olgu 22 mayıs tarihli son veri ile de doğrulanıyor (Grafik 1). Buna karşın, son haftalarda tüketici kredilerinde gözlenen artış giderek belirginleşmeye başlıyor (Grafik 2). Güven endeksleri yükselmeye devam ediyor. Bunların belki de en önemlisi olan ve Merkez Bankası tarafından hesaplanan reel güven endeksi neredeyse nötr duruma (100 düzeyi) geldi (Grafik 3). Bunlar iyi haberler.
Dış olumsuzluklar ise sürüyor. Şirketlerimizin ve bankalarımızın dış kaynak kullanımına ilişkin en 'güncel veri' mart tarihli. Daha önce üzerinde durmuştum: Her iki kesim 2007'de vadesi gelen dış borçlarını ödedikten sonra üzerine toplam 31.4 milyar dolar kadar kaynak bulmuşlar. Oysa bu yılın ilk üç ayında dışarıya toplam 3.4 milyar dolar transfer etmişler. Yeni veriler açıklandığında bu olumsuz durumun sürdüğünü göreceğiz.
İkinci dış kaynaklı olumsuzluk ise ihraç ettiğimiz mallara olan talebin düşük düzeyde olması. İlk dört ayda ihracatımız 2008'in ilk dört ayına göre yüzde 28 oranında azaldı. TİM verilerine göre mayıs ayı ihracatımız ise 2008 mayısına göre yüzde 40 daha düşük oldu.
Yeni açıklanan ekonomi politikalarına gelince... Orada da durum aynı: "Bir olumlu, bir olumsuz". İşgücü piyasasına yönelik kararlar hem düşük gelirli gruplara yönelik olduğu için olumlu, hem de iç talebi artırıcı yönde çalışacağı için. Teşvik politikası daha genel bir açılımı yansıtıyor; şimdilik bir şey söylemeyeceğim. Açıklanan politikaların olumsuz tarafı ise bütçeye gelecek yükün büyüklüğünün ne olduğunu, bu yükün ileride telafi edilip edilmeyeceğini ve de edilecekse nasıl edileceğini bilmememiz. Orta vadeli bir mali kural hala ortada yok.
Bir diğer olumsuzluk da bu kararları almakta çok geç kalmamız. Bu gecikmenin yaratabileceği etkileri, ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke'nin hafta
içinde yaptığı ilginç konuşmaya atıfla yarın ele alacağım.
Grafik 1: Toplam krediler (4 Ocak 2008 22 Mayıs 2009; milyon lira)
Grafik 2: Tüketici kredileri (4 Ocak 2008 29 Mayıs 2009; milyon lira)
Grafik 3: Reel kesim güven endeksi (Ocak 2000 Mayıs 2009)
Bu yazı 07.06.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.