TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Doğrusu ya, benim ilkokul yıllarındaki okul önlüğümle ilgili iyi ya da kötü bir anım yok. Sizin var mıdır? "İlkokulda giyerdik işte" diye hatırlıyorum. Hiç öyle "aman, yine bunu mu giyeceğim" diye hayıflandığımı hatırlamıyorum. Hatta iyiydi bile, her sabah ne giyeceğiniz belliydi. Bu aralarda benzer bir biçimde dolaşıyorum galiba. Hep aynı blazer ceket, aynı tür gömlek ve de pantolon. Bu arada aynı marka ayakkabı. Bir kere fevkalade rahat oluyor. Hep o okul önlüğünden kalma bir alışkanlık gibi duruyor. Geçenlerde "Milli Eğitim Bakanlığı okullarda kıyafet serbestisi getirecek" haberini işte bu ruh hali içinde okudum. Sonra da geldi bir merak: Benim için bir problem olmamıştı, ama acaba bu okul önlüğü alışkanlığı bir tek bizim memlekete mi özgüydü? Neydi o öyle, bir nevi, tek tip insan yaratma projesi miydi? Acaba ruhlarımız örselenmiş miydi? Artık böyle merak ettiğinizde, son derece hızlı cevaplar alabiliyorsunuz. İki nedenle: Bir kere, TEPAV'da genç iktisatçılara sorabiliyorsunuz. İkincisi ise internet sayesinde dünyanın istediğiniz bölgesine istediğiniz anda ulaşabiliyorsunuz. Bakın ben bu okul üniformaları konusunda neler öğrendim? Önce bir fikrim yoktu, ama şimdi Milli Eğitim Bakanlığı'nın pek de akıllıca bir iş yapmadığını düşünüyorum. Umarım sonunu düşünerek bir adım atmışlardır. Konu ile ilgili en güncel internet haberi, Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'nden. Buna göre Alabama eyaletindeki Aniston City'deki beş ilköğretim okulunun, dördünde, bu yıl serbest kıyafet uygulamasına son veriliyormuş. Bundan sonra okul önlüğü kullanılacakmış. Haberi okuyunca anlıyorsunuz ki, nedeni son derece operasyonel. ABD'de okullarda önlük ya da üniforma geleneği yok. Kıyafet serbest. Ama kıyafet serbest demek, herkes her istediğini giyerek okula gelebilir anlamına gelmiyor. Okullarda bir kılık-kıyafet düzenlemesi var. Bu her okulda ayrı ayrı oluyor. Sonuçta öğretmenler sabahları bir de çocukların kıyafet yönetmeliğine uygun olarak okula gelip gelmediklerini denetlemek zorunda kalıyorlar. Bu çerçevede, "serbest kıyafet yönetmeliği"ni uygulamanın operasyonel maliyeti nedeniyle Aniston City'deki beş okulun dördünde idare okul üniforması sistemine geçmeye karar vermiş. Demek ki neymiş, okul üniformasının öyle tek tip insan yaratma programı ile doğrudan bir alakası olması gerekmiyormuş. Konu, okulu işletmenin operasyonel maliyeti ile yakından alakalıymış. Bu ilk tespit. Gelelim ikinci tespite, bundan birkaç yıl önce Polonya okul önlüklerine geri döndü. Önlük esasen komünizmin simgesi gibiydi. 1980'lerde, 1990'larda Polonya'da okul üniforması vardı. Sonra komünizm sonrası dönemde bir serbestlik geldi. Ama 2007 yılında yapılan anketlere göre, okul önlüğü geri geldiğinde, ankete katılanların yüzde 70'i önlüğü geri istiyormuş. Bunlar elbette anne ve de babalar. Çocukların dörtte üçü ise önlük sisteminin geri gelmesine karşıymış. Bu arada okul müdürlerinin başlangıçtaki ilk tespitle bağlantılı olarak, okul üniformasına geri dönüşü olumlu karşıladıklarını da not edelim. Buradan ikinci tespit şudur: Okul üniforması anne ve babalar için de maliyet azaltıcı bir mekanizma olarak iyidir. Rusya'da da tartışma benzer bir biçimde başlamış zaten. 1992 yılında getirilen serbesti, daha sonra isteyen okul-aile birliklerinin formayı geri getirebileceğine ilişkin bir madde ile sınırlandırılmış. Orada da benzer bir tartışma var sonuçta. Üçüncü nokta ise şu olmalı: Okul üniforması sisteminin tarihine baktığınızda, ilk görülen düzenlilik, üniformanın 16. Yüzyılda ortaya çıkmış olduğu. O vakitler üniforma, aristokratların gençleri için bir ayrıcalık unsuru olarak tasarlanmış. Herkesin gidemediği okullarda böyle bir zorunluluk varmış. Üniforma sonradan demokratikleşmiş. Bu arada İngiliz sömürgelerinin tümüne de yayılmış. Bugün Pakistan'dan Hindistan'a, Endonezya'dan Mısır'a her yerde okul üniforması varsa, bunun temelinde İngiliz geleneği yatıyor. Demek ki konunun tarihsel ve gelenekle ilgili bir boyutu da var. Üniformayı giyenler, mensup oldukları okulla gurur da duyuyorlar. Dışarıdakilerden farklarını ortaya koyduğu için onu giyiyorlar. Bu da üçüncü tespit. Peki, bu çerçevede bakınca, okul üniforması bir nevi sınıf farklarını ortadan kaldıran bir mekanizma olarak da kullanılıyor mu? Böyle argümanlar da var. Çocuklar farklı olduklarını ileride giderek daha iyi ayırtına varacakları için bari en baştan farklılıkların farkına varmasınlar diye düşünenler de var. Özellikle ilköğretim de bir nevi kıyafet serbestisinin olduğu Fransa, Almanya gibi Avrupa ülkelerinde şimdilerde okul önlüğü sistemine geri dönmek için bir tartışma var. Ama bu ne kadar, böyle gelir dağılımı farklılıklarını çocuklara erken yaşta hissettirmeme duyarlılığından, ne kadar Avrupa sınıflarında artmakta olan başörtüsü meselesinden onu halen ayırt etmek mümkün görünmüyor. Öyle anlaşılıyor ki, Almanya'da burka ile okula gelmek isteyen kız öğrenciler üzerine başlamış bir tartışma var. Bu da olsun dördüncü tespitimiz, müsaadenizle. İnternette arayınca bir sürü gazete kupürü çıkıyor. Okuyup öğreniyorsunuz. Bir de beşinci mesele var. Mesela İtalya'da okullarda serbest kıyafete geçmiş olmanın tarihsel nedeni doğrudan Mussolini döneminin utancından kurtulma özlemi. Demek ki tarihsel utançtan kurtulmak için de okul önlükleri ile ilgili karar alınabiliyor. Bu da ideolojik adım atılabileceğine işaret ediyor. Başta dedim ya, ben okul önlüğü ile ilgili iyi ya da kötü bir anımı hatırlamıyorum. Önce ilkokulda Bursa Merinos İlkokulu'nda önlük giymeye başladım. Sonradan adı Bursa Anadolu Lisesi olan Bursa Maarif Koleji yıllarında da mutat bir başka okul üniformamız vardı. Dolayısıyla ben ilkokuldan lise son sınıfa kadar, hazırlık dahil, on iki yıl hayatımı bir nevi okul üniformasıyla geçirdim. O günlerden kalan tek alışkanlığım, kravatı ceketin cebinde taşımaktır. Yaşlandıkça kravat takma mecburiyetine giderek daha az uyuyor olmaktan yalnızca memnunum. Kravatlar masanın çekmecesinde ve de ceketin cebinde dolaşmaya devam ediyor bu arada. Okul önlükleri tartışması her yerde devam ediyor. Görüldüğü gibi, okul önlüğünü kaldırmanın, serbestiyet getirmenin bir maliyeti oluyor. Serbestiyet kuralsızlık demek değil, bir kılık-kıyafet düzenlemesi yapılıyor. Okul yönetimine ve okul-aile birliğine yetki aktarılıyor. Üniformayı kaldırmak için, okulları yerelleştirmek gerekiyor. İdari olarak bakıldığında, yeni bir sistem tasarlamak gerekiyor. Öyle kafadan, "önlük kalktı" demekle iş olmuyor.
Bu yazı 22.05.2010 taihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.