TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Geçenlerde "Ben sizin üç ay sonra rakamlara bakarak göreceğinizi şimdiden yaşıyorum" ekolünden biri tam da böyle diyordu: "Altmış yaşındayım. Bu yaşıma geldim, bu kadar düşük faiz görmedim. Bu ortam acaba böyle devam eder mi" diye soruyordu. Bir yanda bu, öte yanda ise bankaların bir türlü artmayan kredi portföyleri ile azalmakta olan bir istihdam patikasının yan yana olduğu bir dönemden geçiyoruz. Heyecan yaratması gereken unsurlar, kuşku ifade ediyor. İleriye doğru bakanlar, girişimciliğin giderek zorlaştığını düşünüyorlar. Geçenlerde Rusya Devlet Başkanı Medvedev'in Meclis'te yaptığı bir konuşmayı okurken, benim aklıma bu takıldı. Hiç düşündünüz mü, "Memlekette bugün eksik olan nedir" diye... En büyük eksiklik, memleketin hedefsiz kalmış olmasıdır. İleriye doğru güvenle bakamıyor olmamızdır. Türkiye, bugünlerde "IMF bizim için artık birincil kredibilite unsuru değildir"in ötesinde büyük hedeflere açtır. İçimizi burkan, büyük hedeflerin eksikliğidir. Gelin bakın mesele nedir? Rusya Devlet Başkanı Medvedev, geçen yıl, kasımın 12'sinde Duma'da yaptığı konuşmada, Rusya'nın nasıl bir politika stratejisine sahip olması gerektiğinin altını çizdi. Sovyet devriminin ülkeye getirdiği kazanımların, bugünkü dünyada Rusya'ya güç verdiğini, dün zor şartlarda, bugünün altyapısını hazırlayanlara öncelikle teşekkür etmek gerektiğini, ama bunun yeterli olmadığını vurguladı. Medvedev, Rusya'nın sanayi ihracatının toplam ihracatı içindeki payının yüzde 20 düzeyinde olduğunu, doğal kaynaklara dayalı bir ihracat altyapısının önemli ama istikrarsız olduğuna dikkat çekti. Sanayi sektörünün teknolojik altyapısını elden geçirmek zorunda olduklarının altını özenle çizen Medvedev, Rusya'nın yeniliklere dayalı bir teknolojik yenilenme geçirmesi gerektiğini, bu yönde tedbir aldıklarını, yatırım yaptıklarını söyledi. Çizilen çerçeve bir nevi devlet politikası gibiydi. Putin de devlet başkanlığı döneminde aynı noktaların altını çizerdi. Peki, bu neden önemli? Şundan: Rusya önümüzdeki dönemde yapması gerekenin farkındadır ve elindeki serveti bu amaçla harekete geçirmiş gibi de durmaktadır. Bakın grafikte üç adet balon var. Bunlar Rusya, Türkiye ve İsrail'in imalat sanayi ihracatını temsil ediyorlar. Ortada yalnızca üç adet ülke var, çünkü bölgemizde önem taşıyan başka bir sanayi ülkesi bulunmuyor. Bu ilk tespit olsun isterseniz. Grafiğin dikey ekseni her üç ülkenin imalat sanayi ihracatının toplam bölge imalat sanayi ihracatı içindeki payını gösteriyor. Dikkat ederseniz, Rusya yüzde 35'lerde, Türkiye ise yüzde 40'larda dolaşıyor. Rusya'nın imalat sanayi ihracatının bölgenin toplam imalat sanayi ihracatı içindeki payı 1996'da yüzde 45'lerde, Türkiye'ninki ise yüzde 25'lerdeydi. Geçen zaman bizim lehimize işledi. Türkiye özellikle 2002'den sonra doğru politikalar izlediği için bölge ihracatı içinde bir sanayi ülkesi olarak payını artırdı. Bu da olsun ikinci nokta. Gelelim üçüncü noktaya, grafiğin yatay ekseninde ülkenin kendi imalat sanayi ihracatının kendi toplam ihracatı içindeki payı var. İşte bu oran Rusya'da yüzde 35'lerden yüzde 20'lere doğru geriledi 1996-2008 arasında. Türkiye'de bu oran ise yüzde 75'ten yüzde 80'lere çıktı. Türkiye, izlenen doğru politikalarla hem bölgenin sanayi ihracatı içindeki payını artırdı hem de toplam ihracatının daha büyük bir bölümünü sanayi ihracatı haline getirdi. İyi yaptı. Bu da olsun üçüncü nokta. Şimdi gelelim bir dördüncü tespite: Dünya bir yeni "normal"i tanımlamaya çalışıyor. Grafikteki İsrail balonunun içerdiği sanayi ihracatının kalitesi ile Türkiye balonunun içerdiği sanayi ihracatının kalitesi aynı değil. İsrail yüksek teknolojili ihracat yapıyor. Türkiye orta teknoloji düzeyinde. Rusya Devlet Başkanı, Rusya balonunun içerdiği ihracat kalitesini, İsrail balonunun içerdiği ihracat kalitesine yükseltme hedefi için alınacak tedbirlerden bahsediyordu Duma konuşmasında. Bu amaçla yazdığı "Haydi Rusya" makalesine de atıf yapıyordu. Rusya, komünizm sonrası dönemde, dünyadaki hedefini yeniden belirlemeye çalışıyor. Geçmişiyle barışarak, ileriye doğru bakıyor. Önüne büyük hedefler koyuyor. Biz burada neyle uğraşıyoruz: "IMF ile anlaşma artık birinci kredibilite unsuru değil" açıklaması ile. Şimdi başa dönelim: "Ben bu yaşıma geldim, böyle düşük faiz görmedim" ifadesi neden heyecan kaynağı olmak yerine bir kuşku ifadesi gibi gündeme geliyor? Neden? Türkiye kötü yönetiliyor.
Tablo kaynak: Kaynak: TEPAV hesaplamaları ve UN Comtrade, 2008
Bu yazı 16.02.2010 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.