TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
2008 yılı itibariyle Türkiye'de 26.5 milyon kişi internet kullanıyor. Bu rakam 2000 yılında 2.5 milyon kişiden ibaretti. 2008 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 40'lık bir artış olmuş. Yine öyle olsa, şimdilerde internet kullanıcısı sayısının 35 milyonu aşmış olması gerekir. Rakamlar yayımlanınca yine bir bakarız. Hiç merak ettiniz mi, bu kadar kişi internette ne yapıyor olabilir diye? Ben bir baktım. Başka ülkelere de baktım. Türkiye'de bir kamu kurumunun en popüler siteler listesinde otuz üçüncü sırada olduğunu biliyor muydunuz? Peki, başka ülkelerin internette en popüler siteler sıralamasında kamu kurumlarının bu sıralara pek ulaşamadıklarını biliyor muydunuz? Milli Eğitim Bakanlığımızın web sitesi, Türkiye'de en çok ziyaret edilen web siteleri sıralamasında otuz üçüncü sırada yer almaktadır. Artık vaziyeti bildiğinize göre, öncelikle Milli Eğitim Bakanlığı'nı tebrik ederek yazıya başlayalım. Milli Eğitim Bakanlığı web sitesine bakarken aklıma takılanları okumak isteyenleri aşağıya beklerim, efendim. Peki, Milli Eğitim Bakanlığı web sitesini bu kadar popüler hale getiren nedir? Birincisi, bakanlığımızın sitesini ziyaret edenlerin yüzde 54'ü doğrudan e-okul sayfalarını ziyaret etmektedir. Nedir e-okul? Milli Eğitim Bakanlığı'nın İlköğretim Veli Bilgilendirme Sistemi'dir. Bu sistem sayesinde veli, öğrencinin eğitim sistemi içindeki hayatını izleyebilmektedir. İzlemekle de kalmamakta, başka öğrencilerle de kıyaslayabilmektedir. İkinci olarak, bakanlığın web sitesini öğretmenler derslerini hazırlayabilmek için doğrudan kullanabilmektedirler. Üçüncü olarak ise Milli Eğitim Bakanlığı web sitesini ziyaret edenlerin yüzde 9'u açık lise programlarını takip etmektedir. Dördüncüsü, elbette bakanlığın sitesi bir ilan panosu olarak da kullanılabilmektedir. Öğretmen tayinlerini, işe giriş sınavı sonuçlarını hep buradan izleyebilmek mümkün olabilmektedir. Beşinci olarak ise yapılan düzenlemeler, genelgeler de izlenebilmektedir. İl eğitim müdürlüklerine doğru gidildiğinde, ilan panosu işlevi daha da artmaktadır. Ancak internet vasıtasıyla bakanlığın çalışanlarına doğrudan direktifler iletebilmesi ve onları istediğinde belli toplantılarda buluşturabilmesi mümkün olabilmektedir. Bu da internetin çağdaş kullanımı açısından önemlidir. Milli Eğitim Bakanlığı internet sitesi, Türkiye'de iyi bir uygulama olarak değerlendirilebilir. Hemen "Canım o kocaman bir bakanlık, nüfus genç, elbette böyle olacak!" demeyin. Mesela bakın İŞKUR'un web sitesi Türkiye'nin en popüler web siteleri arasında değildir. Halbuki işsiz sayısı şu son bir yıl içinde bir milyon kişi daha yükselmiştir. İş aramak için insanlar İŞKUR'un web sitesine gitmemektedirler. Hadisenin biraz da içerikle bir ilgisi olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı internet sitesi işe yaradığı için insanlar onu kullanmaktadır. Bu birinci noktadır. Milli Eğitim Bakanlığı internet sitesinin bu popülerliği benim çocukluğundan kalma bir pratiğin artık ortadan kalktığını göstermektedir. Artık çocukların karneyi eve getirmeden, notları şöyle çamaşır suyu ile değiştirebilme lüksü yoktur. Buradan iki sonuç çıkartılabilir: Öncelikle George Orwell'in "1984" romanı, 1984 yılında değilse bile bir on beş-yirmi yıl sonrasında tamamıyla gerçek olmuş görünmektedir. 1984 yılında doğup, sonrasında büyüyenler gözlerini bir başka dünyada açmışlardır. Büyük yazar olmak herhalde böyle bir şeydir. Şimdi anne baba kontrolünden kaçmak, anlık bir özgürlük alanı oluşturmak zorlaşmış gibi durmaktadır. Ama türümüz buna da bir çözüm yolu bulabilme potansiyeline sahiptir. "1984" romanında da tam böyle olmuyor muydu? Kısıt, çare arayışını yalnızca artırır, ortadan kaldırmaz. Acaba Milli Eğitim Bakanlığı'nın internet sitesine girerek içindeki verileri değiştirmek için kaç teşebbüs olmaktadır? Bakanlığımız bir açıklasa da bilsek değil mi? "Olmaz, olmaz..." demeyin, mutlaka olur. Biz çamaşır suyu kullanırdık, şimdiki internet kuşağının da bir yolu mutlaka vardır. Bu da günün ikinci tespitidir: Şimdiki çocukların işi zordur. Ancak 2008 yılı rakamları ile bakarsanız, on beş yaşın altında yaklaşık bir on milyon internet kullanıcısı vardır ki, onlar ne yapacaklarını bilirler. Gelelim üçüncü tespite: Nüfusu bizden daha kalabalık, interneti bizden daha yoğun kullanan ülkelerde, Milli Eğitim Bakanlığı internet sitesinin bizimki kadar yoğun kullanılmıyor olması ne anlama gelmektedir? Bakın son olarak benim aklıma takılan budur. Öyle ya, ABD'de öğrenciler okula gitmektedir. Neden orada buradaki gibi, bir e-okul sistemi yoktur? Vallahi, sorunun cevabını ben de merak ediyorum. Ne olabilir? İlki orada sistemin eyaletlere dayalı olması, bu tür işlerin eyalet hükümetlerinin işi olması olabilir. Ama bu durumda, neden Fransa'da benzer bir sistem yoktur? Oranın eğitim bakanlığının internet sitesi neden böyle yoğun bir biçimde kullanılmamaktadır? Yoksa bizim bakanlık bu işi onlardan daha mı iyi yapmaktadır? Ya da bu tür işler hakikaten merkezi bir biçimde değil, yerel olarak mı halledilmektedir? Bakın bu akla yakın gelmektedir. Ancak bütün gelişmişliğine rağmen Milli Eğitim Bakanlığı internet sitesi Web 1.0 dönemine aittir. Tek taraflı olarak malumat yayımlamaktadır. Bu açıdan bakıldığında buyurgandır. Hem merkezi hem de buyurgan oluyor bu durumda. Web 2.0 dönemine daha geçememiş görünmektedir. Web 2.0'ın Web 1.0'dan farkı, kullanıcının neler düşündüğünü de izleyebiliyor olmanızdır. Son dönemin hızla gelişen blog'lar âlemi ve Twitter bu açıdan bakıldığında kullanıcının neler düşündüğünü izleyebilmenize imkân sağlayan araçlar gibi görünmektedir. Peki, bu büyük bir eksiklik midir? Belki de hayır. Bu durum, Milli Eğitim Bakanlığımızın interneti kendi amaçları doğrultusunda kullanabildiği gerçeğini gölgelememelidir. Blog'lar âleminde Türkiye ve İran gibi ülkelerin ilk on içinde yer aldığını biliyor muydunuz? Ben bir bakayım, size de anlatırım. İyi hafta sonları, efendim.
Bu yazı 26.12.2009 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.