logo tobb logo tobbetu

Köşe Yazıları

Güven Sak, Dr. - [Yazarın tüm yazıları]

Mısır, Sudan’la bir değildir 14/07/2012 - Okunma sayısı: 1735

 

Mısır ve Sudan komşu ülkelerdir. Arap Baharı Mısır’ın otuz yıllık siyasi statükosunu yıktı. Sudan’da statükoyu temsil eden Devlet Başkanı Ömer El Beşir kendi ülkesinde kendisine karşı benzer bir hareket olmayacağını söylediyse de ülkede kargaşa sürüyor. Burada asıl mesele mevcut durumu çok bozmadan ekonomiyi reforme etmek. Oldukça büyük bir sübvansiyon sisteminiz varsa ve El Beşir’in yaptığı gibi sistemi fazla kurcalarsanız, gösteriler etrafınızı sarıverir. Mısır’ın da oldukça büyük bir devlet sübvansiyonları sistemi vardır. Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi devlet sübvansiyonlarını kaldırabilecek midir? Zorundadır. Mısır’da fiyat reformlarına odaklanmanın vakti gelmiştir. Ancak Mısır Sudan ile aynı değildir.

Ekonomi politikası yapma sanatı beklentilerin, yani kamuoyunun herhangi bir reform sürecinin muhtemel sonuçları hakkındaki beklentilerinin yönetilmesiyle ilgilidir. Güven inşasıyla ilgilidir. Yeni bir siyasi hikaye yoksa insanların hayal kırıklığına uğraması kaçınılmazdır. Umut yoksa itaat de yoktur. İnsanlar, zaman kazanmak için umutsuzca çabaladığınızı anlarlar. İşte bugünlerde El Beşir de Sudanlıların gözünde böyle görünmektedir.

Sudan hikayesinin ana teması şöyle: Başlangıçta, bir yıl kadar önce, Güney Sudan petrol rezervlerinin yüzde 75’ini de alarak Kuzey’den ayrıldı. Daha sonra rezerv kaybı mali krize yol açtı. Takiben, bir dizi fiyat artışı meydana geldi. Şubat 2012’de hububat fiyatları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 75 artış gösterdi. Hububat temel besin kaynağı. Yoksullar gelirlerinin yüzde 80’ini gıdaya harcarsa ki Sudan’da durum böyledir, güvenilir bir siyasi hikayeniz olmaz ve bütünüyle bir kargaşanın ortasında kalakalırsınız. Bu El Beşir için kötüdür.

Sudan’da olduğu gibi Mısır’da da ekonomik durum can sıkıcıdır. Fiyatlar üzerindeki devlet kontrolü ve sübvansiyonlardan oluşan sürdürülemez ekonomik sistem nedeniyle büyüme hız kesmiştir. Ekonominin hızlı bir başlangıca ihtiyacı vardır. Öte yandan, Sudan’ın aksine Mısır için umut ışığı vardır. Bu da beklenti yönetimi açısından nispeten olumlu bir tablo oluşturmaktadır.

Tüm bu zorluklar ışığında, Muhammed Mursi nasıl bir Cumhurbaşkanı olmalıdır? Mısır kendi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ından önce Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ını bulmalıdır.  Türkiye’nin ekonomik dönüşümü yaklaşık 30 yıl önce başlamıştır. Merhum Cumhurbaşkanı Özal 1980 darbe hükümetinin teknokrat üyelerindendi. Daha sonra ordunun onayıyla Cumhurbaşkanı seçildi ve ilk döneminde fiyat serbestisini sağlamaya yönelik reformları başlattı. Devlet kontrolü ve sübvansiyon sisteminin kaldırılmasına karşı şiddetli itirazlar vardı; ama sistem mükemmel bir şekilde işledi. Türkiye’nin o zamanlar 3 milyar dolar olan ihracat kapasitesi 2000 yılı itibariyle 30 milyara yükselirken, tarımın yüzde 90 olan payı yerini sanayiye bıraktı.

Türkiye’nin 1996 yılında Avrupa Gümrük Birliği’ne girişini hatırlıyorum. Avrupa Birliği (AB)’ne tam üye olmadan gümrük birliğine kabul edilen tek ülke Türkiye’dir. 1996’da pek çokları anlaşmanın sanayi kapasitemize hasar vermesini bekledi, ancak tam tersi oldu. AB’ye yaptığımız otomobil ihracatı tekstil ihracatının önüne geçti. İhracat kapasitemiz 30 milyar dolardan 130 milyar dolara yükseldi.

Cumhurbaşkanlığı seçimi, ekonomiye odaklanmaya başlamak için iyi bir fırsattır. Sudan’ın aksine, Mursi’nin Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından Mısır’da umut vardır. Ve umut ekonomik dönüşüm programı için iyi bir başlangıç noktasıdır. Ekonomik dönüşüm başarılı olursa, ardından siyasi dönüşüm de sağlanabilir. Hasılı, bugün Mısır’ın elinde fırsat vardır; Sudan’ın şansıysa o kadar yüksek değildir.


Bu köşe yazısı 14.07.2012 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlanmıştır.

Paylaş Bookmark and Share

« Diğer köşe yazıları