logo tobb logo tobbetu

Köşe Yazıları

Fatih Özatay, Dr. - [Yazarın tüm yazıları]

Büyüme rakamları açıklanmak üzereyken 28/06/2010 - Okunma sayısı: 858

Çarşamba günü ilk çeyreğe ilişkin büyüme rakamları açıklanacak. Bir yıl öncesinin aynı çeyreğine kıyasla Türkiye ekonomisinin çok yüksek bir hızla büyüdüğü ortaya çıkacak. Tüm yorumcular bu konuda görüş birliği içinde. Öte yandan, küresel krizden önceki zirve değeri ile karşılaştırıldığında gayri safi yurtiçi hasılamızın (GSYH) ve dolayısıyla kişi başına gelir düzeyimizin hala düşük bir düzeyde olduğunu göreceğiz.
Bugün bir tablo vererek bu köşede daha önce de yer alan, ama yanıtı havada kalan bir soruya dönüyorum. Şu: GSYH'nin bir alt kalemi olan sanayi sektöründe yaratılan katma değerin büyüme hızı ile, her ay yayınlanan sanayi üretim endeksinin büyüme hızı arasında 2009'un ikinci çeyreğinden itibaren belirgin bir farklılaşma var. Yanıtı havada kalan, bu farklılığın nedeninin ne olduğu.
Tablo1 'de her iki büyüme hızının karşılaştırması yer alıyor. Mart 2006 ile Mart 2009 arasında kalan dönemde, bu fark en fazla 1.9 puan, en düşük de eksi 1.8 puan olmuş. Oysa 2009'un son üç çeyreğindeki farklar, GSYH lehine çok daha fazla: GSYH'nin sanayi alt kalemindeki büyüme, sanayi üretim endeksindeki büyümeden çok daha yüksek.
Tablo 1: GSYH içinde sanayi ve sanayi üretim endeksi: Yıllık yüzde değişimler

Öncelikle şu noktanın altını çizeyim: Sanayi üretim endeksi sonuçta çeşitli sektörlerdeki üretim miktarlarından hesaplanıyor. Şu kadar araba, şu kadar paket makarna gibi. GSYH ve alt kalemleri ise üretim miktarlarından değil, üretimde yaratılan katma değerden hesaplanıyor. Dolayısıyla, her iki büyüme hızının birbirinin aynı olmaması beklenir. Zaten tablodan da görüldüğü gibi böyle bir denklik söz konusu değil.
Ama burada vurgulanan nokta, bu farklılığın 2009'da önemli ölçüde GSYH lehine değiştiği. Bunun iki açıklaması olabilir: Birincisi, 2009'un ikinci çeyreğinden itibaren sanayide daha fazla katma değer yaratılmaya başlanmış ve/veya daha fazla katma değerli mallar üretilmiş olabilir. İkincisi, TÜİK yenilediği girdi-çıktı tablosundan elde ettiği yeni katma değer oranları ile çalışmaya başlamış olabilir.
Belki TÜİK benim farkında olmadığım bir açıklama yapmıştır. Eğer böyleyse mesele yok. Ama böyle bir açıklama yoksa ve eğer gerçekten de yeni katma değer oranları ile çalışıldıysa, ya da benzeri bir yöntem farklılığına gidildiyse TÜİK'in bir açıklama yapması gerekir. Ek olarak, yeni yöntem ile geçmiş
yılları ve dolayısıyla geçmiş büyüme hızlarını da yeniden hesaplamalıdır.

Bu yazı 28.06.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

 

 

Paylaş Bookmark and Share

« Diğer köşe yazıları