logo tobb logo tobbetu

Köşe Yazıları

Fatih Özatay, Dr. - [Yazarın tüm yazıları]

Yanlış yorum 16/08/2009 - Okunma sayısı: 817

 

Son krizin derinliği ve uzunluğu hepimizin moralini bozmuş olacak ki, basit üretim artışı yorumlarında en az 15 yıl geriye gittik. Üretimimizin arttığını gösterebilmek için, sanayi üretiminde bir ay öncesine kıyasla artıştan söz etmeye başladık. Mesela, temmuz ayında sanayi üretiminin yüzde 7.3 oranında arttığı belirtildi. Bunun hiç mi hiç anlamı yok.
Aslına bakarsanız, bir yıl öncesine kıyasla, temmuz ayında yüzde 9.7 oranında daha az üretmiştik.Yıllık olarak sanayi üretimimizin çok yüksek arttığı herhangi bir yılı alın. Ocak ayında bir ay öncesine göre sanayi üretiminin düştüğünü bulacaksınız.

Yeni sanayi üretim verilerinin mevcut olduğu 1998'den bu yana bunun istisnası yok: Her ocakta düşüyor sanayi üretimi. Keza her nisanda da düşüyor. Tek istisnası 2002 nisanı; onda da sadece yüzde 0.2 artmış. Buna karşılık her eylülde de artış var; mesela ekonomimizin yüzde 5.7 oranında küçüldüğü 2001 yılının eylül ayında sanayi üretimi bir ay öncesine kıyasla yüzde 4 oranında artmış.

Bir örnek daha: 2002'nin eylül ayından 2006'nın eylül ayına kadar sanayi üretimi bir yıl öncesine kıyasla hep daha yüksek. Hızlı bir üretim artışı var. Mesela ocak 2003'de bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla tam yüzde 15.4 oranında daha fazla üretim yapmışız. Oysa son aylarda yapılan yorumlar gibi yorumlasaydık o zamanki sanayi üretimini, moralimiz çok bozulacaktı. Çünkü bir ay öncesine göre yüzde 8.6 oranında düştüğünü görecektik üretimin!

İktisadi nedenler (iç ya da dış talep azlığı ya da fazlalığı, kurulu kapasiteyi kullanmayı
engelleyen enerji kısıtlamaları gibi) dışındaki unsurlar nedeniyle üretimde olan dalgalanmalarla ilgilenmiyoruz. Bunlardan arındırarak bakmak istiyoruz üretim rakamlarına. Bu nedenle ya mevsimsel hareketlerinden arındırılmış serilere bakıp bir ay öncesine göre değişimleri alıyoruz, ya da basitçe bir yıl öncesinin aynı ayına göre üretim artmış mı yoksa azalmış mı ona bakıyoruz.

Ama bazı dönemlerde bu tür bir inceleme de yeterli değil. Son yazımda basit bir örnek verdim. Bir daha vermekte sakınca yok: Diyelim ki sanayiniz sadece gömlek üretiyor. 2008'de 100 gömlek ürettiniz. 2009'da üretiminiz 80 gömleğe düştü; sanayi üretiminiz yüzde 20 azalmış oldu. 2010'da 84 gömlek üretirseniz sanayiniz yüzde 5 büyümüş oluyor.

Oysa 2008'e göre üretiminiz hala yüzde 16 daha az!
2010 yılında aynen böyle olacak. Yeni büyük bir dışsal şok gelmezse, ekonomimiz 2010'da bu matematiksel nedenle yüzde 4 dolaylarında büyüyecek. Bu, işlerin rayında gitmeye başladığı anlamına gelmeyecek ama. Elbette küçülmekten iyidir matematiksel nedenle de olsa büyümek. Ama anlatmaya çalıştığım farklı birşey.
Şu: Üretimin çok hızlı arttığı ya da çok fazla azaldığı bir (anormal) yıldan sonra gelen yılda gerçekleşecek üretim artışını ya da azalışını o anormal yıla kıyasla hesaplamak bazı gerçekleri maskeler.

Böyle durumlarda, üretimdeki yıllık büyüme hızlarının yanında üretimin düzeyini de
dikkate alıp değerlendirmek gerekir.
Kısacası, hız delisi olmanın anlamı yok bu dönemlerde. Mesela bir ölçü şu olabilir: Kriz öncesindeki üretim düzeyine ne zaman geri dönüyoruz? Bu üretim düzeyi, milli gelir dikkate alındığında 2008'in üçüncü çeyreğindeki son bir yılın milli geliri oluyor. Sanayi üretimi açısından bakınca ise, üretimin zirveye ulaştığı dönem 2008'in temmuz ayı oluyor.Aslında biraz daha karmaşık bir hesap yapmak gerekiyor. Mesela 2008'in ikinci ve üçüncü çeyreğinde büyüdük ama milli gelir artışımız potansiyelinin çok altında arttı. Potansiyelimizi kullansaydık üretim düzeyimiz ne olurdu sorusundan yola çıkıp, bundan sonraki milli gelir ya da üretim rakamlarını öyle yorumlamak gerekiyor.

Neyse, işi daha fazla karıştırmanın anlamı yok. Yukarıdaki paragraftaki analiz de amaca hizmet eder.

Bu yazı 16.08.2009 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

 

Paylaş Bookmark and Share

« Diğer köşe yazıları