logo tobb logo tobbetu

Köşe Yazıları

Güven Sak, Dr. - [Yazarın tüm yazıları]

Türkiye’nin umutsuz ev kadınları 21/07/2012 - Okunma sayısı: 2201

Türkiye’nin ve Güney Kore’nin işgücünün büyüklüğü aşağı yukarı aynı: 25 milyon kişi. Öte yandan, iki ülkenin nüfusu arasında ciddi bir fark var: Türkiye’nin nüfusu 73 milyon, Güney Kore’ninki ise 50 milyon. Yani, bizim nüfusumuz daha büyük, işgücümüz ise daha küçük. Neden? Kadınların işgücüne katılım oranı bizde yüzde 30’un altındayken, Kore’de yüzde 50 civarında. Kadınların işgücüne katılım oranı Türkiye’den yüksek olan tek ülke Kore de değil. Türkiye’de oran nüfusun büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkelere kıyasla da düşük. Avrupa ülkelerini saymıyorum bile… Yani, bir nedenden Türkiye’de kadınlar benzer ülkelerde yaşayan kadınların aksine evde oturmayı tercih etmektedir.

TÜİK verilerine göre Türkiye’de yaklaşık 12,3 milyon ev kadını var. İşgücüne katılan kadın sayısının 8 milyon olduğu dikkate alınırsa, bu oldukça yüksek bir rakam. Öte yandan, Kore’de ekonomik olarak aktif kadınların sayısı 10,5 milyon. Dilerseniz, rakamları biraz daha derinden inceleyelim: Geçen sene, işgücüne neden katılmadıkları sorusuna cevaben ev kadını olduklarını söyleyen kadınların sayısı 11,7 milyondu. Bu rakam 2012 yılında 12,3 milyona yükseldi. Demek ki, ev kadınlarının sayısı yaklaşık 500.000 artmıştır. Peki, bu Türkiye’de kadınların evde dolma yapıp televizyonda gündüz kuşağını seyretmeyi düzenli gelire tercih ettikleri anlamına mı gelmektedir? Bana sorarsanız, hiç de öyle değildir. Burada söz konusu olan tercih değil, mecburiyettir.

Suçlunun kadınlar arasında eğitim seviyesinin düşüklüğü olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak, Türkiye örneğinde asıl enteresan olan eğitimli kadınların da çalışmamayı tercih etmesidir. AB ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı tüm eğitim düzeylerine daha düşüktür. Üniversite eğitimi almış kadınlar arasında işgücüne katılmayanların oranı AB ülkelerinde yüzde 16 iken Türkiye’de yüzde 30’un üzerindedir. İlkokul ve ortaokul mezunları arasında da benzer bir eğilim söz konusudur. Demek ki, çalışmama eğilimi eğitimli kadınlar arasında da mevcuttur.

Öte yandan, bunun sadece kültürel bir eğilim olması ve zaman içerisinde ortadan kalkması da mümkündür. Türkiye’de bireyler hala sürmekte olan ekonomik ve sosyal dönüşüm sürecine tam anlamıyla uyum sağlayamamış olabilirler. ABD 1960’ların başında, Kore ise 1980’lerin sonunda Türkiye’nin bugünkü konumundaydı. Türkiye, kişi başına milli gelirde olduğu gibi kadınların işgücüne katılımı açısından da ABD ve Kore’yi geriden takip etmektedir. Daha esnek işgücü piyasası düzenlemelerini dikkate almanın zamanı belki de gelmiştir. Koreliler işgücü hacmini bu yolla büyütmüştür. Türkiye’de işgücü düzenlemelerinin katılığı kadınların işgücüne katılım oranlarının düşük olmasını kısmen açıklamaktadır.

Ev kadınları, ofislerde ve fabrikalarda yer almak konusunda ne kadar umutsuzdur, bilemiyorum. Ancak bir iktisatçı olarak ben kadınları iş hayatında daha fazla görmeyi çok istiyorum.

Bu köşe yazısı 21.07.2012 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlanmıştır.

Paylaş Bookmark and Share

« Diğer köşe yazıları