logo tobb logo tobbetu

Köşe Yazıları

Hasan Ersel, Dr. - [Yazarın tüm yazıları]

Özel kesimin dış borçları ve bankalar 19/01/2009 - Okunma sayısı: 1514

Özel kesimin dış borçlarına ilişkin 2008 yılı kasım ayı itibariyle veriler açıklandı. Buna göre üçüncü çeyrekte özel kesim dış borcunun yaklaşık yüzde 69'u finansal olmayan şirketlerin. Bankaların payı ise yüzde 23 dolaylarında. TCMB özel kesimin dış borçlarına ilişkin 2008 yılı kasım ayı itibariyle bilgileri açıkladı. Bu rakamlara okurların da göz atmasında yarar olduğunu düşündüğüm için, yazıda, olağandan çok tablo var. Kısa açıklamalarla tablolardaki önemli gördüğüm rakamlara dikkat çekmeye çalışacağım. Özel kesimin dış borç stokunun, ABD doları cinsinden ölçüldüğünde, doruk noktasına ulaştığı 2008 yılı üçüncü çeyreğinde (2008/III; yani 2008 Eylül ayı) toplam dış borç stoku 146,78 milyar ABD doları. Bunun yüzde 98,7'si uzun vadeli (yani vadesi bir yıldan fazla olan) borçlar. Dolayısıyla bu borçların incelenmesi önem kazanıyor. 1) Tablo-1'den görüleceği üzere, özel kesimin uzun vadeli dış borcu 2002 yılında yaklaşık 30 milyar dolar iken, 2008/III'de 145 milyar dolara yükselmiş. Bu yüzde 380 artış anlamına geliyor. 2) 2008/III itibariyle özel kesim dış borcunun yaklaşık yüzde 69'u finansal olmayan şirketlerin. Bankaların payı ise yüzde 23 dolaylarında. Demek ki, özel kesimin dış borçlanmasındaki artışı açıklayabilmek için finansal olmayan şirketlerin (kısaca "şirketler kesimi") davranışlarına bakmak gerek. Ancak yanıt bulmak o kadar kolay değil. Örneğin ilk akla gelen, ihracattaki artışın finansman gereğinin böyle bir borç artışına yol açmış olabileceği. Ancak 2002-2007 döneminde ihracat yüzde 183 artmış. Oysa şirketler kesiminin bu dönemde uzun vadeli dış borcu yüzde 309,8 yükselmiş. O halde neden şirketler daha çok dış borç almaya yönelmişler?  

Konjonktürün etkisi Akla gelen bir başka neden 2002-2007 döneminde dünya ortamının borçlanmayı çok kolaylaştırmasının bunda katkısı olduğu. Ama yine bir sorun var: Dünyadaki likidite bolluğu niçin Türkiye'de iç piyasalarda da olumlu bir etki yaratmadı da şirketler kesimi dış piyasalara yöneldi? Türkiye'de faizler yüksek idiyse, o zaman dünyadaki bu fazla likidite neden koşup bundan yararlanabilmek için kuyruğa girmedi? Hem kredi istemi ve hem de yerleşik bankaların kredi sunumuna ilişkin davranışlar dikkatli bir biçimde incelenmeden bu sorulara yanıt vermek olanaksız. 3) Tablo-1'in alacaklılara göre dağılım tarafına baktığımızda en büyük alacaklı kategorisinin, yüzde 56 paylarıyla, yabancı ticari bankalar olduğu görülüyor. Ama ikinci sırada yüzde 29 paylarıyla, "yerleşik bankaların yurt dışı şube ve iştirakleri" geliyor. Demek ki Türkiye'de yerleşik bankalar (bunlar yabancı ortaklı bankalar da olabilir) için yurt dışındaki şube ya da iştirakleri yoluyla kredi kullandırmakta kendileri açısından bir yarar, belki de bazen zorunluluk, varmış. Bunun nedenleri olmalı. Araştırmak gerek. 4) Öte yandan, ABD doları cinsinden ölçüldüğünde, özel kesimin dış borcu 2008 eylül ayından sonra düşmeye başlıyor. Kasım ayı borç rakamı, eylüle oranla yüzde 5,3 daha düşük. Bunun farklı nedenleri olabilir. Ancak bu gerçek borç azalması değil. TCMB'nin verdiği rakamlara göre özel kesimin dış borçlarındaki azalma bu dönemde ABD Doları'ndaki güçlenme sonunda oluşan kur farklarına kabaca eşit. Dolayısıyla eylülden kasım ayına kadar olan süre içinde özel kesimin dış borcunda kayda değer bir değişiklik olmadığı söylenebilir. 5) Özel kesimin kısa vadeli kredi borcu stokunun aslında önemli bir kısmı ticari bankaların. Bu rakam 2008 Eylül ayında 8,97 milyar dolar düzeyindeymiş, Kasım ayında 8,62 milyar dolara inmiş. Ancak bu bankacılık faaliyetinin doğal bir uzantısı olarak görülebilecek bir büyüklük, nitekim 2004 yılı sonunda da bu rakam pek farklı değil; 8,41 milyar dolar.  

Borçların yenilenmesi 6) Tablo-2'de ise bankacılık dışı özel kesimin kısa vadeli dış borç rakamları veriliyor. Görüldüğü gibi bu stok, uzun vadelilere oranla ihmal edilebilecek kadar küçük. Bu da doğal. Çünkü kısa vadeli kredi stoku, alınan ve geri ödenen krediler arasındaki farkı gösterir. Bu tür kredilerin kısa vadeli işletme sermayesi gereğini karşılamada kullanıldığı düşünülürse, önemli olan gayri safi büyüklüktür. Bu nedenle bir milyon TL kısa vadeli kredi alıp, aynı ay içinde bunun 999 000 TL'sini geri ödeyen bir şirket ile 2000 TL kredi alıp, 1000 TL'sini geri ödeyen şirketin yapabileceği iş miktarı aynı değildir. 7) Önümüzdeki bir yıllık dönemde (Kasım 2009) özel kesimin geri ödemesi gereken borç miktarının ne kadar olduğu da Tablo-3'de veriliyor. Bankacılık dışı özel kesimin ödemesi gereken dış borç miktarı 38 milyar dolar. Özel kesimin bu dönemde ödemesi gereken tüm borcunu bulabilmek için bankaların bu dönemde vadesi gelen borcunun eklenmesi gerekir. Bu rakamın kabaca 7 milyar dolar dolayında olduğunu varsayarsak, özel kesimin borçlarını ödeyebilmesi için 45 milyar dolar temin etmesi gerekiyor. 8) Bu borcun yenilenmesinin koşullarına bakalım. Elbette, borç alan şirketin durumunun kötüleşmemiş olması gerekiyor. Ama "kötüleşme" kavramını da ikiye ayırıp düşünmekte yarar var. Şirketin durumu, kendi hataları nedeniyle, kötüleşmiş olabilir. O zaman, bu şirketin kredilerini yenileyebilmesi için bile kendisini yeniden yapılandırdığını kanıtlaması gerekir. Bu tür şirketlerin kredi piyasasına tekrar dönebilmeyi umuyorlarsa, kredi borçlarını geri ödemekten başka çareleri yoktur. İkinci neden, küresel kriz nedeniyle, şirketin geçici etki bırakan bir dışsal şokla karşılaşmış olmasıdır.  

IMF desteği Bu durumda şirketin durumunda iyileşme olup olmayacağı, kendi iradesinin ötesinde Türkiye ekonomisinin durumu ve alınan önlemlere bağlıdır. İşte bu tür şirketler için Türkiye'de izlenecek olan iktisat politikasının saygınlığı önem taşıyacaktır. Bu nedenle bir iktisat programının açıklanması ve eğer olanaklıysa, IMF tarafından da desteklenmesi ön koşul olarak ortaya çıkmaktadır. Tabii uygulamanın da bununla tutarlı olamsı koşuluyla. Yabancı bankalar 2009'da bunu, daha önceki yıllara oranla, çok daha titiz bir biçimde takip edeceklerdir. Bir şirketin yukarıda belirtilen iki konumdan hangisinde yer aldığınnı en iyi bilecek ("çok iyi bilecek" değil) durumda olan ise bankalardır. 9) Yukarıda sayılanlar, mali durumu kötüye gittiği için kredilerini kısmak durumunda kalan yabancı bankaların konumunu, elbette, değiştiremeyecektir. İşte bu noktada da dış şoktan olumsuz etkilenen şirketlerin durumlarının daha da kötüleşmemesi için mahrum kaldıkları dış kredinin iç kaynaklarla kısmen de olsa karşılanabilmesi gündeme gelecektir. Bankalara sermaye ya da sermaye benzeri kredi yoluyla destek verilmesi önerimin arkasında yatan gerekçe de budur.

Tablo 1
Özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu (milyon ABD doları)
2002 2005 2007 2008/III 2008/ Kasım
Borçluya Göre Dağılım 29.142 50.363 120.885 144.932 137.212
I- Finansal 4.854 16.025 41.648 45.384 40.739
i- Bankalar 3.023 12.144 30.741 33.876 30.463
ii- Bankacılık Dışı Fin. Kuruluşlar 1.831 3.881 10.907 11.508 10.276
II- Finansal Olmayan 24.288 34.338 79.237 99.548 96.473
- Krediler 23.292 32.712 76.110 96.296 93.466
- Yabancı Sermaye Sayılan Krediler 787 1.272 2.637 2.558 2.327
- Ticari Krediler 209 354 490 694 680
Alacaklıya Göre Dağılım 29.142 50.363 120.885 144.932 137.212
I- Resmi Alacaklılar 2.521 3.269 5.271 6.328 6.014
II- Özel Alacaklılar 26.606 47.094 115.614 138.604 131.198
i- Yabancı Ticari Bankalar 17.904 30.364 69.865 80.437 75.655
ii- Yerleşik Bankaların Yurtdışı
Şube ve İştirakleri
2.851 8.897 31.368 42.475 40.527
iii- Bankacılık Dışı Fin. Kuruluşlar 1.651 2.159 6.251 6.551 6.257
iv- Finansal Olmayan 4.200 5.674 8.130 9.141 8.759
III-Tahvil Alacaklıları 15 0 0 0 0
Tablo 2
Bankalar hariç özel sektörün yurt dışından sağladığı kısa vadeli kredi borcu (ticari kredi dışı) (milyon ABD doları)
. 2004 2008-III 2008-Kasım
Borçluya Göre Dağılım 1.781 2.022 1.993
I- Bankacılık Dışı Finansal Kuruluşlar 407 452 256
II- Finansal Olmayan 1.374 1.570 1.737
Alacaklıya Göre Dağılım 1.781 2.022 1.993
I- Resmi Alacaklılar 0 0 0
II- Özel Alacaklılar 1.781 2.022 1.993
i- Yabancı Ticari Bankalar 1.167 1.136 1.137
ii- Yerleşik Bankaların Yurtdışı Şube ve İştirakleri 482 624 615
iii- Bankacılık Dışı Finansal Kuruluşlar 32 1 1
iv- Finansal Olmayan 100 261 240
Tablo 3
Bankalar hariç özel sektörün yurtdışından sağladığı kalan vadesi 1 yıl veya daha kısa olan kredi borcu (Kasım 2008 itibariyle)
1 YILA KADAR TOPLAM (Milyon ABD Doları)
UZUN VADELİ 36.060
Bankacılık Dışı Finansal Kuruluşlar 6.939
Finansal Olmayan 29.121
KISA VADELİ (*) 1.993
Bankacılık Dışı Finansal Kuruluşlar 256
Finansal Olmayan 1.737
TOPLAM 38.053


Bu yazı 19.01.2009 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Paylaş Bookmark and Share

« Diğer köşe yazıları