Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Global risk artınca, öncelik yerel riski azaltmaktır
    Güven Sak, Dr. 09 Mart 2007
    Şimdi kafalarımız karışık. Ama bu kez kafa karışıklığı yalnızca bize özgü değil. Her yerde kafalar karışık. Herkesin aklında bir sürü soru var. Şanghay'daki borsa sarsıntısı, hem ABD borsalarını hem de gelişmekte olan ülkelerin borsalarını sarstı. Görüntü aslında komik. Şanghay Borsası esasen ne Çin ekonomisinde olup bitenin aynası ne de ABD'deki hisse senedi piyasaları ile karşılaştırıldığında dikkate alınabilecek bir büyüklüğe sahip. [Devamı]
    Temel sorunlarımız
    Fatih Özatay, Dr. 08 Mart 2007
    Türkiye'nin yeni bir ekonomik reform dalgasına ihtiyacı var. Mevcut ekonomik program bizi bir yere kadar getirdi. Geldiğimiz yer, işe olumlu tarafından bakarsanız, 1990'larda hayal bile edemeyeceğimiz bir yer. [Devamı]
    Dünya borsaları karıştı, Çin de bahane, ötekiler de
    Hasan Ersel, Dr. 08 Mart 2007
    Borsalar oynadı bu defa... Önceleri neredeyse "Bu olayın nedeni Çin'dir" anlamına gelen sözler söylendi. Sonra bunun yanına bazı başka şeyler eklendi. "ABD'den gelen 'iyi olmayan haberler', Japonya'da faizlerin artması..." [Devamı]
    Her baharda nezle olmamak için
    Fatih Özatay, Dr. 05 Mart 2007
    Potansiyel büyüme hızımızı yükseltmek ve uluslararası rekabet gücümüzü artırmak üzere alınabilecek çok sayıda önlem var. Bunlar genellikle 'reel' önlemler. Bu önlemleri bir bütün halinde ele almak bir mikro reform paketi tasarlamak anlamına geliyor. Dün, bunlar üzerinde düşünmenin, potansiyel büyüme hızımızı ve rekabet gücümüzü etkileyen başka unsurların olmadığı anlamına gelmediğini, bu başka unsurlar üzerinde durmayı da engellemediğinden söz ediyordum. Şimdi şunu ele alın: [Devamı]
    Avrupa Birliği yolunda kimim neredeyim, nereye gidiyorum
    Hasan Ersel, Dr. 05 Mart 2007
    AB genişliyor. Genişleme strateji sözü hep ortalıkta ama genişleme stratejisinin varlığı ya da tekliği tartışmalı. Ama genişleme sonuçta bir değişim demek. İlişki ağının daha karmaşıklaşmasına yol açan bir değişim. Peki bu değişim AB'yi nereye götürüyor? [Devamı]
    Temel sorunu görmezden geldikçe daha çok çalkantı yaşarız
    Fatih Özatay, Dr. 04 Mart 2007
    'Biz adam olmayız' ya da eski şerefli yenilgiler döneminden kalan 'biz (milli futbol takımı kastedilen) Kapıkule'den öteye geçmemeliyiz' gibisinden bir başlık oldu korkarım. Klişelerden etkilenmemek mümkün mü? [Devamı]
    Seçim yılı hiç önemsiz olur mu
    Güven Sak, Dr. 02 Mart 2007
    İtalya'da Prodi yeni hükümeti kurmaya çalışıyor. Her zamanki sihirli formül gereksiz bir biçimde etrafta. "Seçim kanunu değişikliği" gerektiğini herkes söylüyor. Ama küçük partilerin önemi, büyükleri öne çıkaracak bir seçim yasası değişikliğini imkânsız kıldığı için tartışmalar anlamsızlaşıyor. İtalya'nın ihtiyacı güçlü hükümet. Çünkü reformlar güçlü hükümet gerektiriyor. Dünyanın sekizinci en büyük ekonomisine sahip İtalya'da gündemin en tepesinde siyaset var. [Devamı]
    Merkez Bankası köşeye sıkıştı mı?
    Fatih Özatay, Dr. 01 Mart 2007
    Son yazımın başlığı 'faiz indirimini öteletmemeli' şeklindeydi. Geride bıraktığımız mayıs ayında yazsaydım o yazıyı 'faiz artırımını gereksiz büyüklükte yapmak zorunda bırakmamalı' benzeri bir şey olabilirdi. [Devamı]
    İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesinin karma karışık bütçesi
    Hasan Ersel, Dr. 01 Mart 2007
    İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) bütçesinin ne olduğunu ve nasıl kullanıldığını biliyor musunuz? Sanıyorum pek azımız bu soruya olumlu yanıt verebilir. Aslında aynı soruyu herhangi bir belediyenin ismini yazarak yinelediğimizde yanıtımızın pek değişeceğini sanmıyorum. Oysa demokrasiden söz ediyor, hemşehrilikten dem vuruyorsak belediyelerin ne kadar geliri olduğu ve bunu nasıl kullandığı hakkında hiç olmazsa fikrimiz olmalı, değil mi? [Devamı]
    AB korkusunun kaynağı iletişim problemidir
    Güven Sak, Dr. 27 Şubat 2007
    Türkiye'de halinden memnun olmayanların sayısında artış olduğunu epeydir vurguluyoruz. Hatırlayalım, lütfen. Birincisi, toplam işsizler içinde bir yıldan uzun bir süreden beri iş arayanların sayısı son iki yılda yüzde 40'a yükselmişti. İkincisi, 15-24 yaş arasında iş bulmaktan ümidini kesenlerin sayısı yine son iki yılda yaklaşık yüzde 100 oranında artmış ve en sonunda 300 bin seviyesine ulaşmıştı. Bitmedi. Üçüncüsü, tarım kesiminde toplam istihdam 1999 yılından beri tempolu bir biçimde azalıyor. 1999 yılında tarım kesiminde çalışanları 100 olarak alırsak, bugün bu rakam 70'lere doğru geriliyor. Dördüncüsü, perakende piyasasında bakkalların sayısı 1999 yılında 100 olarak kabul edilirse, 2006 yılında 75'e kadar düşüyor. Kahraman bakkal modernleşmenin önünde duramamış. Ancak aynı [Devamı]