Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Wolfowitz’i götüren baskı şimdi Zoellick’e yöneliyor
    Güven Sak, Dr. 14 Temmuz 2007
    Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz yoğun baskılara dayanamayarak istifa etti. O zaman yazdığımız yazının başlığı "Washington'da Neoconlar için Avlanma Mevsimi Başladı" idi. Yazıda şöyle demiştik, hatırlayın. "Siz şimdi Wolfowitz partnerinin maaşını etik dışı bir müdahaleyle artırdığı için yoğun baskı altında zannedebilirsiniz, ama aslında Wolfowitz yolsuzlukla mücadele konusunda gözü kara yaklaşımı nedeniyle namlunun ucunda görünüyor" demiştik. Wolfowitz'in idealist bir neocon olarak, "âleme nizam verme" misyonunu, Dünya Bankası vasıtasıyla, devam ettirmesi sonunda başını yedi. Artık kala kala yaklaşık onbeş ayı kalan Başkan Bush Wolfowitz'i korumaktan vazgeçti. O gitti. Yerine Bush döneminin her derde deva ismi Robert Zoellick yeniden göreve çağırıldı. Robert Zoellick önce D [Devamı]
    Seçmenin giderek merkezde yer almaya başlaması neye alamettir?
    Güven Sak, Dr. 13 Temmuz 2007
    Aynı rakamlara bakınca herkes farklı bir sonuç görebilir. Cevap, kafadaki soruyla yakından alakalıdır. Karl Marx, cevapların etrafta uçuştuğunu, önemli olanın doğru soruyu sormak olduğunu söylememiş miydi? İşte öyle bir şey. Biz, bir süreden beri, ortadaki, hiç de ilginç olmayan, seçim kampanyasını, uzaktan uzaktan seyrediyoruz. Medya aynasında büyütülen tartışmalara bakılırsa, seçim kampanyasının konuları, hepimizin boyunu fersah fersah aşıyor. Öyle anlaşılıyor ki, bazı çevreler için, bu bir "ulvi" meseleler seçimidir. Bazılarına göre, seçmen, bir beş yıl daha günlük işlerin nasıl yönetileceğine değil de, ilerideki tüm zamanlarda alemin nizamının nasıl biçimleneceğine karar verecektir. Acaba öyle midir? Öyle değildir. Yapılan çalışmalar, memleket seçmeninin ekonomi, işsizlik ve [Devamı]
    Otomatik istikrar sağlayıcı
    Fatih Özatay, Dr. 12 Temmuz 2007
    Son dönemlerde iyice belirginleşen bir gelişme var: Mal ve hizmet ithalatımız hız keserken, mal ve hizmet ihracatımızın hızla artmasına dayanarak ekonomimiz hiç de küçümsenmeyecek bir şekilde büyüyor. Buna karşın, son dönemlerde özel tüketim harcamalarının artış hızı neredeyse durma noktasına geldi. [Devamı]
    Seçmenin akılcılığı ve AKP'nin oy oranı
    Hasan Ersel, Dr. 12 Temmuz 2007
    Türkiye'de seçmen akılcı davranıyor mu? Bu soruyu 2 Temmuz 2007'de Açık Radyo'da yaptığımız söyleşide Prof. Dr. Ali Akarca'ya sorduk. Sayın Akarca hemen akılcılıkla neyin kastedildiğinin açıklığa kavuşturulması gerektiğine dikkati çekti. Yanıtı aynen şöyle: [Devamı]
    AKP'nin seçim kampanyası Cumhuriyetçileşiyor mu
    Güven Sak, Dr. 10 Temmuz 2007
    Hayatta herşey isteğe bağlı olarak olmaz. Bazen atılan adımların bir dizi "istenmeyen sonucu" da olabilir. Bize öyle geliyor ki, son dönemde AKP'nin seçim kampanyası giderek daha fazla "Cumhuriyetçi"leşiyor. Cumhuriyetçileşiyor derken, esasen, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki iktidar partisini, Cumhuriyetçi Parti'yi kastediyoruz. Meramımızı anlatmak için önce bir Cumhuriyetçilikle ne anlatmak istediğimizi vurgulayalım. Sonra da AKP'nin seçim kampanyasının, belki de istemsiz bir biçimde, giderek Cumhuriyetçileşmesini izah edelim. [Devamı]
    TCMB, faizleri ne zaman düşürür?
    Fatih Özatay, Dr. 09 Temmuz 2007
    Bundan sonrası için faiz politikası nasıl şekillenebilir? Geçen hafta açıklanan enflasyon verileri ışığında bu soruya yanıt aramaya çalışalım bugün. Tablo 1'de 2003'ten bu yana gerçekleşen aylık enflasyon oranları veriliyor. 2004'ten başlayarak 2006'nın nisanına kadar yıllık enflasyon dar bir aralıkta seyretmişti. Bu nedenle 2006'yı hem içeren hem de içermeyen iki ayrı dönemin ortalamaları da yer alıyor tabloda. [Devamı]
    Seçmen büyümeye, enflasyona oranla 7 kata daha fazla ağırlık veriyor
    Hasan Ersel, Dr. 09 Temmuz 2007
    Seçmen büyüme ve enflasyonda son yılın rakamlarına bakıyor. Enflasyonundaki 1 puan artış, iktidar partisinin oy oranında 0.13 puan düşmeye yol açarken, Büyümede 1 puanlık artış, iktidarın oy oranını 0.88 puan artırıyor. [Devamı]
    İhracata dayalı büyümenizi, ama tüketiminizin artmamasını ister miydiniz?
    Fatih Özatay, Dr. 08 Temmuz 2007
    Düşsel bir ülke düşünün: Ekonomi yüksek sayılabilecek bir hızla büyüyor. Büyümenin arkasındaki temel neden de ihracat. Neydi o tanımlama? Hah buldum; 'ihracata dayalı' bir büyüme söz konusu olan. Buna karşın tüketim harcamaları çok düşük bir hızda artıyor. [Devamı]
    Küreselleşen bir ekonomide büyümeye nasıl bakılmalıdır
    Güven Sak, Dr. 07 Temmuz 2007
    Referans'taki yazılarımıza "hızla değişen bir dünyada, iktisatçıların hatalarını mazur görmek gerekir" diye başlamıştık. Hatırlayanınız var mı? Dünün kavram kutusuyla, bugünün problemlerini anlamak mümkün olmuyordu. Olup biteni anlayabilmek için zihinlerde değişiklik, bakış açılarında ayarlama gerekiyordu. Bize kalırsa, Türkiye'de büyüme rakamlarına, cari açık rakamlarına daha farklı açılardan bakma zamanı geldi de geçiyor bile. 2007 yılının ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisi büyümeye devam etti. Rakam hâlâ etkileyici: Yüzde 6,8. Ama bu arada 2006 yılında "dönüşüm koalisyonu" çatırdamaya başladığı için, tüketici güveni sarsıldı. Bakın şekildeki CNBC-e tüketici güveni endeksine... 2006 yılı sarsıntısından sonra ancak 2003 yılı düzeyine doğru toparlanabildi. Anektodlara bakarsanız, [Devamı]
    Muhammed Yunus artık bir holding sahibi
    Güven Sak, Dr. 07 Temmuz 2007
    Muhammed Yunus bir fark yarattı. İnsanların yaşamını değiştirdi. Bengaldeş Pakistan'dan ayrıldıktan hemen sonra, halkına yardım etmek, onlarla birlikte olmak için Bengaldeş'e döndü. Sonra cebindeki 27 ABD dolarını, yardım etmek amacıyla, 40 kişiye borç olarak dağıttı. Yunus'un ülkesine dönerken kendi deyimiyle "aklında nasıl yardım edeceğine dair hiçbir fikir olmaması"na rağmen, borç alanların ne iş yapabileceklerine ilişkin fikirleri vardı. Borç olarak verdiği paranın geri gelip gelmeyeceğini de bilmiyordu. Ama yaparak öğrendi. Borç alanlar geri ödüyorlardı. Herkesin birbirini tanıdığı, birbirine kefil olduğu, yakın ilişkilerin egemen olduğu bir ortamda Muhammed Yunus borç verdiği parayı geri alabildiğini gördü. Bunun üzerine iş büyüdü. 1976 yılında 27 ABD doları ve 40 adet "m [Devamı]