Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Gustav Mahler üzerine 50 yıl
    Hasan Ersel, Dr. 23 Şubat 2008
    Gustav Mahler, müzik tarihinin kuşkusuz en ilgi çeken insanlarından birisidir. Yanlış anımsamıyorsam ve istatistiklere güvenilebilirse Ludwig van Beethoven 'den sonra hakkında en çok yazı yazılan müzikçi de odur. Bruno Walter, Otto Klemperer ve Colin Matthews gibi müzikçilerden Theodor W. Adorno gibi felsefecilere kadar yayılan geniş bir yelpaze içinde yer alan kişiler Mahler hakkında kitap yazmışlar. Tabii buna binlerce makaleyi de eklemek gerek. Bugün dünyanın çeşitli yerlerinde kurulmuş, belki yüzlerce, Mahler derneği var. Mahler'in müzik tarihinde bir isim olmaktan çıkıp bir araştırma alanı konumuna gelmesi bu konuda uzmanların yetişmesine de yol açtı. Bu uzmanlardan en önemlilerinden birisi de İngiliz müzik yazarı Donald Mitchell. 6 Mayıs 1925'te Londra'da doğmuş. Annesi İs [Devamı]
    Challenger nasıl düştüyse, bankacılık krizi de öyle çıktı
    Güven Sak, Dr. 23 Şubat 2008
    Uluslararası bankacılık krizi, finansal piyasaların giderek karmaşıklaşan ve de etkinleşen işleyişinden kaynaklanan bir 'normal kaza'dır. Challenger uzay mekiğini düşüren nasıl bir 'normal kaza' ise bankacılık krizi kazası da öyledir. [Devamı]
    Ertelenen bütçe harcamaları
    Hasan Ersel, Dr. 22 Şubat 2008
    TEPAV İstikrar Enstitüsü'nün 2007 Aralık Ayı Sonuçları ve Bütçeden Harcama Kaçırma Yöntemleri alt başlıklı Mali İzleme Raporu 14 Şubat 2008'de kamuoyuna açıklandı. İlgimi, doğal olarak, altbaşlık çekti. Baştan okuru bir noktada aydınlatmalıyım: Raporla hiçbir ilgim yok ama TEPAV'ın mütevelli heyeti üyesiyim. Raporda 2007 yılı bütçe sonuçları değerlendiriliyor. Bütçe yine açık veriyor fakat faiz harcamaları dışarıda bırakıldığında fazla var. Faiz dışı fazla ise hedeflenmesi gereken miktarın altında. Bu noktalarda, rakamlar dışında bilinmeyen bir şey yok. Ama yine de iki bilinenin altını çizeyim. Birincisi, bütçe açık veriyorsa, iç talebi artırıcı etki yapıyordur. Faiz dışı fazla veriliyor olması bu durumu değiştirmez. İkincisi ise faiz kazanabilecek durumda olanlar genellikle gör [Devamı]
    Kriz neden hâlâ Avrupa bankalarını vurmadı
    Güven Sak, Dr. 22 Şubat 2008
    Etraftaki garip sessizlik epeydir dikkat çekiyordu. Avrupa bankalarından en son haber bu hafta İsviçre'den geldi. Credit Suisse, İsviçre'nin ikinci büyük bankası, 2008 yılının ilk çeyreğinde kârlarını 1 milyar dolar azaltacak bir gelişmeyi haber verdi. Bilançosundaki VDMK'lerin (varlığa dayalı menkul kıymetlerin) bir bölümü "yanlış" fiyatlanmıştı. Yanlışlık düzeltildiğinde, bilançonun varlık tarafından 2.85 milyar dolarlık bir değerin silinmesi gerekecekti. Açıklama İsviçre'nin bir numarası UBS'den gelen bir açıklamadan hemen sonra yapılmıştı. UBS, şubat ayının 12'sinde, kendisinin VDMK portföyü ve bu portföyün değeri konusunda "son derece şeffaf" olduğunu açıklamıştı. Böylece ortadaki problemin ne olduğunu da açıklıkla vurgulamıştı. Gelin bir bakalım. 1997 yılındaki finansal k [Devamı]
    Biraz iç gelişmelere dönelim
    Fatih Özatay, Dr. 21 Şubat 2008
    Para politikası uzunca bir süredir bir dizi güçlükle karşı karşıya, bazılarını ele alıp incelemek istiyorum birkaç yazı. Sayın Hasan Ersel'in Referans gazetesinde pazartesi günü çıkan yazısından esinlenerek şirketler kesiminin yurtdışından sağladığı kaynakların para politikası üzerindeki etkilerine değineceğim bugün.Yapılan çalışmalar, kredi miktarının hem şirketlerin yatırım harcamaları hem de tüketicilerin tüketim kararları üzerinde önemli etkileri olduğunu gösteriyor. Bu çerçevede, iç talep gelişmelerini enflasyon hedefine uyumlu hale getirmek isteyen bir merkez bankasının aldığı faiz kararlarıyla kredi faizlerini de etkilemek istemesi çok doğal. Kredi faizleri etkilenmeli ki para otoritesi şirketlerin ve hane halkının aldıkları kredilerin koşullarını değiştirebilsin, böyleli [Devamı]
    Northern Rock neden devletleştirildi
    Güven Sak, Dr. 19 Şubat 2008
    Eskiden bir özel kurum kamu kontrolü altına alındığında, "devletleştirilmez"di, "millileştirilir"di. "Savaş" bakanlığı yerine "barış" bakanlığı demek gibi. Bakın yine öyle oldu. Geçen pazar, Birleşik Krallık Maliye Bakanı Alistair Darling, problemli Northern Rock (NR) bankasının "millileştirildiğini" açıkladı. Bu acaba yeni başlayan bir eğilimin ilk işareti sayılabilir mi? Yoksa uluslararası bankacılık krizinde asıl tedaviye şimdi mi başlıyoruz? Acaba bir dönüm noktasında mıyız? Öyle. Ama galiba bunun NR olayı ile bir alakası yok. Gelin bir bakalım. NR, geçen eylül ayında, zor duruma düşünce, İngiltere Merkez Bankası'na başvurarak acil yardım talebinde bulunmuştu. Zaman, uluslararası bankacılık krizinin ilk evresiydi. Birbiri ardına kötü haberler geliyor, kimse kimseye güvenmi [Devamı]
    ABD'de mali paket çare olacak mı?
    Fatih Özatay, Dr. 18 Şubat 2008
    ABD için durgunluk (resesyon) en az iki çeyrek negatif büyüme olarak tanımlanıyor. O çok korkulan durgunluğu önlemek amacıyla hazırlanan mali genişleme paketi geçtiğimiz hafta içinde Bush tarafından imzalanarak yürürlüğe girdi. Toplam 168 milyar dolarlık bu paketin önemli bir kısmını nakit vergi iadeleri oluşturuyor. Birkaç ay içinde nakit çekler hane halklarına gönderilmeye başlanacak.Dikkat edilirse hane halkları açısından bu geçici bir gelir artışı anlamına geliyor. Vergi iadelerini aldıktan, bir kısmı da ek işsizlik yardımını edindikten sonra yine eski gelir düzeylerine dönecek gelirleri.Tüketim davranışlarını açıklamaya çalışan iktisat kuramları, tüketimi belirleyenin genellikle kalıcı gelir olduğu görüşünde. Mesela, daha iyi bir iş bulup gelirinizin yakın gelecekte artacağ [Devamı]
    Cari açık dışsal nedenlerle düşse bile tekrar yükselir
    Hasan Ersel, Dr. 18 Şubat 2008
    Cari dengenin bileşenlerinden hiçbirinin dinamiği cari açığı kapatacak yönde değil. Dışsal nedenlerle cari açığımız biraz düşse bile, bunlar etkisini yitirdiğinde, yine eski haline gelecek gibi görünüyor. [Devamı]
    Esas gündem önemli ölçüde yine kadınlarımızla ilgili
    Fatih Özatay, Dr. 17 Şubat 2008
    Başlık kısmen Radikal'in dünkü manşetinden alınma. Manşetin tamamı şöyleydi: "Esas gündem: İşsiz ve ümitsiz Türkiye".TÜİK dün 2007'nin ekim-kasım-aralık aylarına ait istihdam verilerini açıkladı. Bir önce açıklanan verilerde işsizlik oranında artış vardı. Bu sefer de öyle. Kötü bir haber. Birkaç saptama yapalım. Bir önceki yılın aynı döneminde yüzde 9.6 olan işsizlik oranı 2007'de yüzde 10.1'e yükselmiş. Önemli bir artış var.Genel işsizlik oranının yanı sıra tarım dışı sektörlerdeki gelişmeler de önemli. Tarımda uzun bir süredir istihdam düşüyor. Bu doğal bir gelişme. Ama bu düşüş tarım dışı sektörlerdeki istihdam artışıyla telafi ediliyor ve genel işsizlik oranı kötüleşmiyordu. Hatta bir miktar da düşmüştü.Aralık ayında açıklanan veriler (ağustos-eylül-ekim dönemi) tarım dışı i [Devamı]
    İktisat politikası neyi hedeflemeli
    Hasan Ersel, Dr. 15 Şubat 2008
    Sanırım, dünya ekonomisindeki son gelişmelerin Türkiye üzerinde olumsuz yönde etki yapacak cinsten olduğu konusunda görüş birliği var. Bu noktadan sonra rivayet muhtelif: Kimilerine göre bu Türkiye'yi az etkileyecek bir olay, kimilerine göre ise felaket kapımızı çalmak üzere. Söylendiğine göre bankacılık kesimimizde dünyayı sarsan türden sorunlu yatırımlar/krediler yok. Bankacılığın dış borcunun toplam özel kesimin borcu içindeki payı da az. Dolayısıyla soruna çare bulabilmek için şirketler kesimine bakmak yeterli olabilir. Şirketler yatırımlarını borçlanma ve dağıtılmamış kazançlarıyla finanse ediyor olsunlar. Kolaylık olmak üzere borçlanmanın tümüyle yurtdışından yapıldığını varsayalım. Dağıtılmamış kazançlar da kârın bir oranı olsun. Kârı da hasılattan girdi ve borçlanma maliy [Devamı]