Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Özelleştirmeler devam etmelidir ama Sabah/ATV olayı gibi değil
    Güven Sak, Dr. 29 Nisan 2008
    Türkiye, yine çok kısa vadeli bir ekonomi gündemine hapsolmuş bulunuyor. Bu dönemde özelleştirme sürecinin sürdürülmesi kaynak girişi açısından önemlidir. Bu bir. Ama özelleştirmelerin devam etmesi kadar nasıl devam ettiği de önemlidir. Bu da iki. Özelleştirme süreci, bir başka istikrar sütununun, mali disiplinin, yıkılmasına neden olmamalıdır. Kaşıkla verirken sapıyla göz çıkarmamakta fayda vardır. Hatırlayın, geçmişte 1990'lı yıllarda hep böyle olmuştur. Beceriksiz yönetimler, çok sayıda şaibeli işlemle oldukları yerde dönerek memlekete vakit ve de nakit kaybettirmişlerdir. Önce yenen hurmaların sonraki acısı hâlâ zihinlerde taze kalmış olmalıdır. Bugünlerde de Türkiye iktisadi olarak bakıldığında zaman kaybetmektedir. Yanlış yönetilmiş siyasi tartışmaların şehvetiyle siyase [Devamı]
    Krediler nasıl artıyor?
    Fatih Özatay, Dr. 28 Nisan 2008
    Kriz sonrası uygulanmaya başlanan programın temel unsurlarından birisiydi bankacılık sektörünü tekrar ayağa kaldıracak düzenlemelerin yapılması. Dünkü yazımda zamanın ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Dr. Kemal Derviş imzalı çok önemli bir rapordan uzun bir alıntı yapmıştım. Rapor, bankacılık sektöründeki hastalığın nasıl o dönemin çözülmesi gereken acil sorunlarının başında geldiğini bizlere gösteriyordu. O dönemden bu yana sektör önemli bir değişikliğe uğradı. Bir yandan bankalar kredi açabilir hale geldiler, diğer yandan da ekonomik birimlerin ekonomiye duydukları güven arttıkça kredi talebi de yükseldi. Özellikle tüketici kredilerindeki hızlı artış tüketim harcamalarını ve dolayısıyla da milli geliri hızla artırdı.Grafik 1'de 2001'in ilk ayından bu yana mevduat bankalarının a [Devamı]
    Greenspan'a göre piyasanın üstünlüğü
    Hasan Ersel, Dr. 28 Nisan 2008
    Son zamanlarda yeni bir moda ortaya çıktı: ABD mali sisteminde olup biten her türlü olumsuzluğun nedeni olarak Alan Greenspan'ı sorumlu tutmak. Bir bakıma bu görüşte olanlar haklılar hem de yerden göğe kadar. Koskoca ABD ekonomisini bu kadar etkilemeyi (zarar vermek biçiminde de olsa) ancak efsaneleşmiş bir insan yapabilirdi. Bu sıfatı kazanmış bir merkez bankası başkanından daha uygun bir aday olabilir mi? Doğrusu bütün bunların beni biraz mutlu etmediğini söyleyemem. İnsanlara bu tür haksızlıkların sadece bizde yapıldığını düşünüp dertleniyordum. Meğer küresel bir rahatsızlıkmış. [Devamı]
    Kamu bankaları nasıl zarar eder?
    Fatih Özatay, Dr. 27 Nisan 2008
    'Mayıs 2001' tarihini taşıyor. Adı 'Türkiye'nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı: Hedefler, Politikalar ve Uygulamalar'. İki sayfalık bir 'sunuş' ile başlıyor. Altındaki imza Devlet Bakanı Dr. Kemal Derviş'e ait. T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı matbaasında basılmış.İlk bölümü '1990-1999 Döneminde Ekonomide Oluşan Temel Sorunlar' başlığını taşıyor. Bu bölüm iki ana alt bölüme ayrılmış: 'Sürdürülemez İç Borç Dinamiği' ve 'Mali Sistemdeki Sorunlar'. Şöyle başlıyor bu bölüm:"Kamu bankalarına devlet tarafından verilen tarım kesimi ile küçük ve orta boy işletmeleri destekleme görevi sonucunda oluşan zararların zamanında ödenmemesinin yanısıra, uzun yıllardır devam eden ve ekonomik etkinliğe ters düşen müdahaleler ve kamu bankalarının yönetim sorunları bu bankaların mali bünyelerini [Devamı]
    Bir sigortacının düşünürler üzerine müziği
    Hasan Ersel, Dr. 26 Nisan 2008
    1904 yılında ABD'de mali sistem yine bir skandal ile sarsılmıştı. Sigortacılıkta yeni ürünler kural tanımaksızın pazarlanıyor, elde edilen büyük komisyonlar sigortacıların cebine iniyordu. New York Eyaleti, bu olayı inceleyip gerekli önlemleri almak üzere ünlü "Armstrong Komisyonu"nu kurdu. Bu komisyonun çalışmaları sonunda New York Sigoracılık Yasası geçti. Sigortacılık endüstrisinde köklü bir temizlik yapıldı ve kalan sigorta firmaları da kendi içlerinde, yolsuzluğa bulaşmış elemanlarını tasfiye etmeye zorlandılar. [Devamı]
    İstikrarın yolu AB sürecinin yeniden keşfinden geçer
    Güven Sak, Dr. 26 Nisan 2008
    İçinde bulunulan kayıkçı kavgası ortamı Türkiye'yi en azından yeniden Avrupa Birliği sürecine yönlendirmiştir. Bundan sonra Brüksel'den gelen mesajlar içinde iktisadi mesajların önemi giderek artacak. [Devamı]
    Demirliyormuş gibi yapan geminin öyküsü
    Hasan Ersel, Dr. 25 Nisan 2008
    Gemi bir yerde konaklamak istediğinde demirler. Böylece akıntı gibi dış etmenlerin etkisiyle yer değiştirmez. Gemi tek çapa atarsa onun etrafında döner. Hem baştan hem kıçtan çapa atarsa konumu sabitlenir. Dolayısıyla nasıl çapa atılacağı ortamsal koşullara ve niyete göre değişir. Ancak bir nokta açık: Hiçbir aklı başında kaptan hem çapa atıp hem de gemisini hareket ettirmeye kalkışmaz. O zaman gemi demir tarar. [Devamı]
    Faizi artırmak yerine...
    Fatih Özatay, Dr. 24 Nisan 2008
    Kürede muhtemelen yeni bir köpük oluşuyor: Enerji ve gıda ürünlerinin fiyatları sürekli artıyor. Gelişmiş ülkelerin mali sistemindeki depremin bizim paramızın değerine yaptığı tahribatla birleşince Merkez Bankası (MB) açısından enflasyonla mücadele son derece zorlaşıyor.Bir yandan yüksek enflasyon gerçekleşmeleri, bir yandan emtia fiyatlarındaki artışın gelecekte de devam edeceğine dair işaretler, enflasyon bekleyişlerini de bozuyor. 2008 sonu için beklenen enflasyon şubat ayının ikinci anketinde yüzde 6.54 düzeyindeymiş. Nisan ayının ikinci anketine göre aradan geçen iki ay içinde iki puan artmış ve yüzde 8.44'e sıçramış. Yirmi dört ay sonrası için beklenen enflasyon oranında da yükselme var. Yılbaşından bu yana neredeyse bir puanlık bir artış gerçekleşmiş durumda (yüzde 5.98'e [Devamı]
    Türkiye bir dönüm noktasında mıdır
    Güven Sak, Dr. 22 Nisan 2008
    Geçenlerde memlekette dolaşan yabancılardan biri işte tam da bu soruyu sordu. Ne dersiniz? Memleketimiz bir dönüm noktasında (point of inflecton) mıdır? Soruyu soran orada da kalmadı. Bir ikinci soru daha sordu. "Dünyada otoriter eğilimlerin giderek güç kazandığı bir zamandayız. Türkiye'de olup bitenlere bu eğilim çerçevesinde bakılabilir mi?" dedi. Biz iki soruya da aynı nedenle "hayır" cevabını verdik. Merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Öncelikle şu dönüm noktası ya da kırılma noktası hadisesinden başlayalım müsaadenizle. Dönüm noktası eğrinin ikinci türevinin işaret değiştirdiği noktadır. Eğer düz bir yol üzerinde araba kullanıyorsanız, arabanın direksiyonunu "düz" tutarken birdenbire, anlık olarak, sağa veya sola çevirdiğiniz noktadır. Dönüm noktasından sonra artık o [Devamı]
    Faizi artırmak gerekiyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 21 Nisan 2008
    Para politikası açısından çok zor dönemlerden geçiyoruz. Ama bir o kadar da heyecanlı. Akademik açıdan elbette bu heyecan. Uzunca bir süredir hedefin oldukça üzerinde gezinen bir enflasyon var. Hedeften bunca sapmanın nedeni iç talebin fazla olması değil. Ücret ve maaş artışlarının da hedefle uyumsuz olduğu söylenemez. Üstelik birkaç ay öncesine kadar kurdaki hareket değil enflasyonu artırmak, enflasyonu düşürmek yönündeydi.Hedeften bunca sapmanın temel nedenini hepimiz biliyoruz. Tüm dünyada enerji, gıda ve emtia fiyatları artıyor. Üstelik de oldukça hızlı artıyorlar. Bu dışsal koşullar enflasyon bekleyişlerini de bozmaya başladı. 'Kitaba' bakarsanız, enflasyon bekleyişlerini bozmadığı sürece dışsal arz şoklarına para otoritesinin tepki vermemesi gerekiyor. Ama bekleyişleri olu [Devamı]