Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Döviz müdahalesi
    Fatih Özatay, Dr. 28 Ağustos 2008
    Lira oldukça değerli bir düzeyde. Varsayalım ki paramıza değer kaybettirmek istiyoruz. 'Zihni Sinir' projelerini bir tarafa bırakırsak, Merkez Bankası (MB) paramıza değer kaybettirmek için ne yapabilir? Döviz piyasasına sık sık müdahale ederek döviz alma seçeneğine bakalım önce. Her şeyden önce bunun 'yapılabilir' bir seçenek olduğu ortada. Zira 'mevcut koşullar' altında piyasada alınacak döviz var. Üstelik bu müdahalelere başlarsa Türkiye'ye daha fazla döviz geleceğinden de şüpheniz olmasın. Mevcut koşullardan kasıt şu: Birincisi, cari işlemler fazlası veren ülkelerle petrol zengini ülkelerin büyük tasarruf fazlaları var. Eskisinden farklı olarak ABD piyasaları güvenilir liman değil onlar için. Bizim gibi ülkeler, küresel krize rağmen, bu nedenle hâlâ önemli miktarda sermaye çeke [Devamı]
    Jackson Hole Konferansı, uluslararası kriz için bilinenleri tekrarladı
    Güven Sak, Dr. 26 Ağustos 2008
    Jackson Hole, ABD'nin Wyoming eyaletinde bir vadi. Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) Kansas City Şubesi, Jackson Hole'da, her yıl tüm merkez bankacıları bir araya getiren bir toplantı düzenlemeyi artık âdet edindi. Konu "değişen finansal piyasalarda istikrarı korumak" olarak saptanmıştı. Bu yılın Jackson Hole Konferansı bilinenleri tekrarladı. En ilginç olan ise eski bir önerinin yeniden dirilmesiydi. Bu yılJackson Hole'da kimse, "Uluslararası kriz artık bitti, bunlar artçı sarsıntılar" demedi. Bizi en fazla ilgilendiren haber ise şöyleydi: "Bankacılar krizin çözümü için bir süper yatırım fonu öneriyorlardı." Uluslararası bankacılık krizi ile ilgili 15 Temmuz 2008 tarihli yazımızda "ABD'den gelen değil, gelmeyen haberler daha dikkat çekicidir" demiştik. Hiçbir krizin kaynak dağ [Devamı]
    On gerçek
    Fatih Özatay, Dr. 25 Ağustos 2008
    Bu cari açık tartışmaları hiç bitmeyecek gibi. Önemli noktaları kısaca hatırlamakta yarar var.Birincisi, cari işlemler açığı verebilmeniz ancak yabancıların tasarruflarının bu açığı finanse etmesi ile mümkün oluyor. Herhangi bir nedenle risk alma iştahları azalır ve yabancılar tasarruflarını Türkiye'de değerlendirmezlerse, önemli sorunlar yaşarız. Dolayısıyla, cari işlemler açığının bugün finanse ediliyor olmasına güvenmemek gerekir. Yarın ne olacağı belli olmaz. Cari açığı yaratan nedenleri iyi anlayıp, o nedenlerin üzerine gitmek gerekir.İkincisi, bir ülke cari açık veriyorsa, iç tasarruflarından daha fazla (fiziki) yatırım yapıyor demektir. Ortaya çıkan tasarruf açığını yabancıların tasarrufları ile kapatıyordur. Eğer yabancılar size çok uzun vadeli ve sıfıra yakın maliyetli b [Devamı]
    Rusya malumu ilan etti Batı'ya ben buradayım dedi
    Hasan Ersel, Dr. 25 Ağustos 2008
    Gürcistan, 7 Ağustos'ta gece yarısına doğru Güney Osetya'yanın başkenti Çinvali'ye saldırarak, başta ABD olmak üzere, herkese kötü bir sürpriz yaptı. Saldırı, Gürcistan'ın kontrol ettiği bölgelerden, çok namlulu roket atar, topçu ve büyük çaplı havan topları kullanılarak başlatıldı. Gürcistan bölgeye çok sayıda tank, zırhlı araç ve asker sevk etti; ertesi sabah şehri havadan da bombaladı. Çinvali'de, hastaneler dahil, pek çok bina tahrip oldu. Düzinelerle insan öldü ve yaralandı. Aynı gün Gürcistan hava kuvvetleri Güney Osetya'daki bazı köyleri bombaladı. Rusya hemen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni toplantıya çağırdı. Gürcistan ise bir yandan ateşkesten söz edip, bir yandan da harekâtına devam etti. ABD'li askeri uzmanlar Gürcistan'ın bu, bir anlamda, intihar kararının, Rusya'nın o [Devamı]
    Politika faizi nasıl şekillenebilir?
    Fatih Özatay, Dr. 24 Ağustos 2008
    Örtük enflasyon hedeflemesi rejiminin uygulanmaya başlanmasından bu yana ilk defa para otoritesinin yakın gelecekteki faiz kararları asıl olarak dış koşullarca şekillenecek. Denilebilir ki, 2006'daki faiz kararları ya da 2007 sonu ve 2008 başındakiler de asıl olarak dış koşullarca şekillendi. [Devamı]
    Türkiye'nin bir tekstil politikasına ihtiyacı var (2)
    Güven Sak, Dr. 23 Ağustos 2008
    Bu hafta sonu bir değişiklik yapalım ve cuma günü başladığımız tekstil sohbetini şimdilik bir sona bağlayalım. Neydi mesele? Türkiye'de tekstil ölmemişti. Rakamlar başka sektörlerde, örneğin, tv üretiminde rekabet gücü kaybettiğimizi ama tekstilde daha böyle bir gelişme olmadığını gösteriyordu. Tekstildeki rekabet gücü tişörtten tufte halılara doğru geçmeye başlamamızla yakından alakalıydı. Tekstil bir tek endüstri değil, bir endüstriler toplamıydı. Rekabet gücü kaybettiğimiz alanlardan yeni alanlara doğru geçiyorduk. Tekstilin bu ülkede ölmeyeceğini kanıtlıyordu. Şimdi zaman bir tekstil politikası geliştirme zamanıydı. Çıkan kısmın özeti tam da böyleydi. Peki, ne yapacağız? Nasıl düşüneceğiz? Esasen durumu şöyle de izah edebilmek mümkün: Bildiğimiz tişört pazarında, ucuz işgü [Devamı]
    USNS Comfort da neyin nesi
    Hasan Ersel, Dr. 22 Ağustos 2008
    Bu defa da Gürcistan-Rusya takışması gündemimize düştü. Savaş, görünüşe göre karada ve daha az bilinen boyutuyla denizde oldu. Ancak "sözümona bilgilendirme" [aslında "yanıltma"] savaşı çok daha yoğundu. Bunun sonucu olarak ne olup bittiğini anlayabildiğimizi söylemek olanaklı değil. Bizi doğrudan ilgilendiren boğazlardan gemi geçişi öyküsü de öyle. ABD, Gürcistan'a insani destek vermek üzere boğazlardan hastane gemisi geçirmek istediği konusunda da bir haber savaşı yaşadık. Türkiye'de "ABD askerlerinin Çanakkale Boğazı açıklarında beklediğini" ima eden başlık bile atıldı. Yurtdışında da "Ruslar SS-21 füzelerini Güney Osetya'ya yerleştirirken Türkiye, Amerikan hastane gemisine izin vermedi" gibi acayip haberlere rastlanıyordu. Sorun ne? Söylenenler doğruysa ABD insani yardım için USNS Comf [Devamı]
    Türkiye'nin bir tekstil politikasına ihtiyacı var (1)
    Güven Sak, Dr. 22 Ağustos 2008
    Geçen hafta "Ahir Zaman Hurafeleri Kataloğu"na yeniden kayıt düşmeye başlamıştık. Hurafemiz son derece reeldi. "Türkiye'de tekstil bitti abi" önermesi üzerine düşünmeye başlamıştık. Tekstili hazırgiyimden ayrı düşünmüyorduk. Vardığımız sonuç şuydu: Türkiye'de tekstil bitmezdi. Tekstil, hazırgiyimle birlikte ele alındığında, tek bir endüstri değil, bir endüstriler toplamıydı. Türkiye'nin Çin'den yükselen dalga nedeniyle ucuz işgücüne dayalı rekabette şansını yitirmiş olması, Türkiye tekstilinin bittiği anlamına gelmezdi. Türkiye tekstilde geniş bir küresel pazarlama ağına ve deneyime sahipti. Şimdi yapılması gereken tekstil-hazırgiyim değer zinciri içinde, katma değeri yüksek, hangi alanlara odaklanacağımıza karar vermekti. İlk yazıda geldiğimiz nokta böyleydi. Bugün müsaadenizl [Devamı]
    Enflasyon ve büyüme açısından riskler
    Fatih Özatay, Dr. 21 Ağustos 2008
    Son yazıda 'kürede pişer, bize ne düşer' faslına dönmüştüm yeniden. ABD ve Avrupa merkez bankalarının olası politika tepkilerini geçici bir süre analiz dışında tutup, sadece bu ekonomilerdeki çok belirgin yavaşlama hatta küçülme eğilimlerinin bizde yaratabileceği etkilere odaklanmıştım.1990'ların sonlarından itibaren bu ekonomilerin faaliyet düzeyinde gözlenen dalgalanmalarla bizdeki dalgalanmalar arasında belirgin bir paralellik var. Daha önce böyle değildi. Türkiye ekonomisinin eskiye göre çok daha fazla dışa açık olması sanırım bu olgunun arkasındaki temel neden.Bu durumda salt gelişmiş dünyadaki yavaşlama açısından bakıldığında 2008'in geriye kalanında ve 2009'un önemli bir kısmında bizim büyüme hızımızın olumsuz yönde etkileneceğini belirtebiliriz. Unutmayalım ki, büyüme hız [Devamı]
    Ekonomi politikası olmayanın aktif dış politikası olamaz
    Güven Sak, Dr. 19 Ağustos 2008
    Rus birliklerinin Gürcistan'a girmesi ile birlikte yeni bir dönem başlamıştır. Adına ne derseniz deyin, askeri birliklerin sınırı geçmesi iyi değildir. Şimdi ne olmuştur? Rusya, oyuna geri dönmüştür. Daha düne kadar kendi iç meselelerine odaklanmış görünen Rusya, şimdi kendine çekidüzen verdiğine karar vererek, âleme nizam vermek üzere geri dönmüştür. Bu iyi ya da kötü değildir, vakıadır. Vakıa ile kavga edilmez, ne olduğunu anlamak için düşünülür. Şimdi karar verilmesi gereken konu sayısı ikidir. Birincisi, geri dönen Rusya, yirminci yüzyılın son çeyreğinde imparatorluğunun dağılmasının getirdiği travma sonrası stresi atlatmış mıdır? Yeni dönemin gerçeklerinin farkında mıdır? İkincisi, Türkiye'nin bu yeni gelişme karşısında, kolaylıkla uyarlanabilecek, bir dış politika stratej [Devamı]