Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Kriz bize doğru nasıl yürür? Vaziyet umutsuz mudur?
    Güven Sak, Dr. 18 Ekim 2008
    Daha önce birkaç kere altını çizdik: İçinde bulunduğumuz uluslararası bankacılık krizi, güzel mavi yerküremizin karşılaştığı ilk küresel krizdir. Buradaki "küresel"in manası, banka ve şirket bilançolarının, bugün, dün olmadığı kadar, birbirinin içine geçmiş olmasıdır. Böyle bir ortamda, finansal serbestleşme sürecinden geçmiş, dışa açık bir ekonominin bu ölçekte bir krizin etkilerinden kendisini tamamen soyutlayabilmesi ne yazık ki mümkün değildir. Siz gözlerinizi de kapatsanız, "endişelenmemeye" kararlı da olsanız, vakıa ortadadır. Vakıa ile kavga edilmez. Yalnızca gereken yapılır. Evet, gelişmiş ülkelerde krize artık doğru bir biçimde müdahale edilmiştir. Bugünlerde gelişmiş ülke finansal piyasalarında devam etmekte olan sarsıntılar, krizin, bir nevi artçı sarsıntılarıdır. N [Devamı]
    Çifte güvensizlik ve çözümü
    Hasan Ersel, Dr. 17 Ekim 2008
    İki gözlem yapayım:   1) "Krizin güven sorunu çözülmeden çözülemeyeceği" sıkça söylendi. Doğru ama işe yaramayan bir söz. Çünkü güven sorununun nasıl çözüleceği belli değil. 2) Hükümetler açıklamalar yaptılar "Finans sisteminin çökmemesi için gerekli her şey yapılacaktır" diye. Piyasalar yine de kötüye gitti. Piyasa oyuncularının, haklı olarak, bu boş lafları ciddiye almadıkları ve almayacakları ortaya çıktı. Bu, bana Stalin'e atfedilen bir fıkrayı anımsattı: II. Dünya Savaşı sırasında Stalin'e "Papa hazretleri müttefiklerden yana" demişler. O da "Kaç tankı var?" diye sormuş. Sonuçta Gordon Brown'un açık ve net tutumuyla öncülük ettiği yaklaşım Atlantik'in iki tarafında da benimsendi. Hükümetler güvencenin mali destekten geçtiğini anladıklarını ve bunun için de yüklü bir kamu kaynağını sef [Devamı]
    Olayların önünden gitmeliyiz ama geride kalıyoruz
    Güven Sak, Dr. 17 Ekim 2008
    Geçmişi tartışmanın hiç kimseye yarar getirmeyeceği bir süreçteyiz. Şimdi artık olayların önüne geçmek gerekiyor. Gelin bugün iki adet tespitle başlayalım: Birincisi, Amerika Birleşik Devletleri'nde başlayıp, şimdilerde dünyayı saran bu yangın, daha Türkiye'ye gelmemiştir. Hissettiğimiz yangının ateşi değil, uzaktan gelen dumanıdır. İkincisi, bugüne kadar buraya gelmemiş olan yangın, artık buraya gelme yolundadır. Türkiye'de hesapları, bu çerçevede, yapmakta fayda vardır. İlk sonuç açık değil mi? IMF ile anlaşma yapmaya artık ihtiyaç kalmadığını düşünmemekte fayda vardır. Asıl bugün, dünden daha fazla IMF ile anlaşma yapmak önem taşımaktadır. Eğer hâlâ bugüne kadar sürdürdüğümüz reaktif tavrı devam ettirirsek, bir süre sonra zaten hiçbir adım atmamıza gerek kalmayacaktır. Ne ola [Devamı]
    Yangın sönecek mi?
    Fatih Özatay, Dr. 16 Ekim 2008
    Pazar ve pazartesi günleri önde gelen ekonomilerde uzun zamandır beklenen önlemler açıklandı. Bu önlemler daha önce İngiltere'de açıklanan ve giderek büyüyen yangını önce kontrol altına almak daha sonra da söndürmek için olmazsa olmaz nitelikte görülen önlemlere benziyor. Süreç içinde sermayeleri eriyen mali kurumlara ilgili devletlerin sermaye enjekte edeceği belirtildi ve enjeksiyon başladı. Ayrıca mali kurumların borçlanmalarına devlet güvencesi getirildi. Merkez bankaları nakit sağlamaya devam ettiler. Bu nedenle de pazartesi günü tüm borsalar coştu, bankalararası piyasalarda borçlanma maliyetleri düştü. Peki, krizin sonuna geldik mi? Bu soru, her açıklanan önlemden sonra tekrar gündeme geliyor. Bu kadar kapsamlı önlem paketlerinden sonra tekrar gündeme gelmesinden daha doğa [Devamı]
    Paket halen eksiktir
    Güven Sak, Dr. 14 Ekim 2008
    Bu hafta sonu tüm gözler Atlantik Okyanusu'nun bizden tarafını izliyordu. Merakla beklenen toplantı bu kez Paris'teydi. Euro bölgesi ülkeleri liderleri toplantıda, akşam ise dönem başkanı, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ekranlardaydı. Kamu kaynakları ile bankaların sermayelendirilmesi dahil, her tür adımın içinde bulunduğumuz hafta içinde atılması konusunda bir ortak nokta söz konusuydu. Şimdi bu ne anlama gelmektedir? Bu toplantı ile çözüme yönelik, ciddi bir mesafe alınmış mıdır? Ortadaki uzlaşmanın işaret ettiği zafiyet nerededir? ilk sorudan başlayarak, neden umutlu ancak mutsuz olduğumuzu anlatmaya başlayalım. Evet, evet, vaziyet tam da böyle. Umutlu ancak mutsuz. Gelin bir bakalım. Şimdi bu hafta sonu Paris'te açıklanan kararlar ne anlama gelmektedir? Ortada iki adet kutup v [Devamı]
    Çözüm yaklaşıyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 13 Ekim 2008
    Dün krizin temelinde yatan nedenlere inmeye çalıştım. Parça parça alınan kararların neden çare olamadığına değindim. Bugün sıra çözüme geldi. Bir de Türkiye’nin neler yapabileceğine... Çözüm, açıktır ki, krizin temelinde yatan sorunların hepsinin birden aynı anda üzerine gitmekten geçiyor.Cumartesi günü bizim gazetede Roubini’nin çözüm önerileri ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştı. İnternette şöyle bir dolaşınca çoğu uzmanın benzer öneriler ileriye sürdüklerini görmek mümkün. Üzerinde hemen hemen görüş birliği olan öneriler şöyle: [Devamı]
    Finansman sorunu ulusal fonlara yarıyabilir
    Hasan Ersel, Dr. 13 Ekim 2008
    Ulusal Fonlar uluslararası mali varlıkları portföyünde tutan devlet mülkiyetindeki yatırım araçlar. Finansman kısıtının sıkılaşması bu tür fonlara olan talebin de artmasına yol açacaktır. Dikkatle incelendikten sonra bu fonların Türkiye'ye uzun dönemli yatırım yapmalarını özendirmekte yarar var. [Devamı]
    Neden alınan önlemler çare olmuyor?
    Fatih Özatay, Dr. 12 Ekim 2008
    Cumayı cumartesiye bağlayan gece yarısı; saat 1'e yaklaşıyor. Evde arkadaşlar var, sohbet ilerlemiş. Hay Allah, şimdi masadan nasıl kalkıp bilgisayarı açacağım, internete girip o merakla beklediğim açıklamayı okuyacağım.Dünyanın en büyük yedi ekonomisinin (G-7) merkez bankalarının başkanları ve hazine bakanları toplandılar Washington'da. Dünya merakla bekliyor ne açıklayacaklarını. Acaba ortak bir plan var mı?Meslek aşkı ağır bastı; açtım interneti. Açıklamanın daha ilk satırlarını okurken aklıma gelen ilk şey "Haksızlık yapmışsın, yok birbirlerinden farkları!" oldu. Pazartesi günü "Sağ olsun yöneticilerimizÖ Hem 'gerekeni' yaparlar, hem de kafamızı yormayalım diye 'gerekenin' ne olduğunu açıklamazlar. Neyse, ne gerek var, 'gerekeni' gereksiz yere kurcalamaya..." diye başlamışım y [Devamı]
    Küresel kriz bize ne getirir
    Güven Sak, Dr. 11 Ekim 2008
    Dünyada her gün milyarlarca söz veriliyor. Biri diğerine ileride bir konuda yardımcı olmaya, ödeme yapmaya, mal teslim etmeye, bozulan bir malı tamir etmeye söz veriyor. Sonra ancak o sözlere dayalı olarak yerine getirilebilecek bir dizi söz daha veriliyor. Biri size ödeme yapacak ki, siz de aynı gün beş ayrı yerde ödeme yapabileceksiniz, size bir mal teslim edilecek ki, dünyanın dokuz ayrı yerine başka bir mal teslimatını bundan bir ay sonra, yapabileceksiniz. Böyle bakarsanız, dünya üzerinde yaşamımızı biçimlendiren ve düzene koyan, birbirimize verdiğimiz sözler ve o sözlere güvenerek atılan adımlardır. Sözler, el sıkışmaktan kontratlara kadar değişik biçimlerde olabilir. Her kontrat ileride yerine getirilecek bir değil, birkaç sözü ve de o sözün nasıl yerine getirileceğine i [Devamı]
    FED Başkanı ne dedi
    Hasan Ersel, Dr. 10 Ekim 2008
    ABD Merkez Bankası (Fed) başkanı Ben Bernanke 7 Ekim 2008 günü bir konuşma yaptı. Bu konuşmadan anlaşıldığı kadarıyla Bernanke, önümüzdeki dönemde ABD ekonomisi için büyüme performansının daha da kötüleşeceğinden endişe ediyor. Bunun için yapılması gerekenin mali piyasaların istikrarının sağlanması olduğunun altını çiziyor. Bu sıkça söylenen "kamu harcamalarını artırıverelim" türü bir yaklaşım değil. Barnanke'nin mantıklamasının arkasında yatan iktisadi düşünce şöyle: Bu hafta başı Başkan Bush tarafından onaylanan Acil İktisadi İstikrar Yasası ile kamu yetkelerine sorunlu mali varlıkları iskonto ederek satın alıma, güvence verme ve bireysel kurumların bilançolarını güçlendirme olanağı ve yetkisi verildi. Bu çerçeve içinde mali kurumların bilançolarındaki sorunlu mali varlıklar kısmen (belk [Devamı]