Bernard Madoff'a kim yardım etti
Güven Sak, Dr.
27 Aralık 2008
Sermaye piyasalarında Bernard Madoff şoku 11 Aralık 2008'de yaşandı. Amerikan Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SEC) web sitesindeki açıklamaya göre Bernard L. Madoff Securities Investment şirketini kuran ve 48 yıldır yönetim kurulu başkanlığını yapan Madoff tutuklandı. Soruşturmanın nedeni Madoff'un, şirkette üst düzey yönetici olan oğullarına yaptığı açıklamalardı. Başarılı işadamımız işte bu yakın çalışma arkadaşlarına "Yaptığımız iş üçkâğıtçılıktan başka bir şey değil, buna yalnızca Ponzi finansmanı denebilir" demişti. Onlar da yememiş içmemiş babalarını ve/veya patronlarını SEC'ye şikâyet etmişlerdi. SEC, şirketi hemen kayyuma devretti ve incelemeye başladı. Şimdi "SEC vs Madoff" davası biçimleniyor. Haberlere göre, aralarında anlı şanlı finansal kurumların da olduğu, bir sürü
[Devamı]
Kamu harcamaları yoluyla büyümeye çalışmanın sınırları
Hasan Ersel, Dr.
26 Aralık 2008
Geçen yazımda kamu harcamaları yoluyla ekonomiyi canlandırmaya yönelik bir programın sorunlarından söz etmiştim. Çünkü, böyle bir programın başarıya ulaşması ancak sorunları ve dolayısıyla sınırları bilinirse olanaklıdır. Bunlara dikkat edilmezse beklenen sonuç alınamayacak, program büyük bir olasılıkla başarısız olacaktır. O zaman da bu başarısızlığın "dışsal" nedenlerinin neler olabileceğini keşfetmek için bir yığın boş söz söylenecektir. 2009 yılı için basit bir çerçeve oluşturarak bazı projeksiyonlar yapmaya çalıştım. Epey iyimser sayılabilecek temel varsayımlarım şöyle: Ekonomi 2008 yılının son çeyreğinde küresel krizden etkilenmeye başlayacaktır. Bu, kendisini, dış ticaret etkisi olarak ihracattaki azalma biçiminde gösterecektir. Bunun bekleyişler üzerindeki yansıması ise
[Devamı]
Topyekûn hücum
Fatih Özatay, Dr.
25 Aralık 2008
Şu gerçeğin altını çizmek gerekiyor: Talep daralması, kredi daralması ve ekonomiye duyulan güvenin azalması ayna anda varlar ve birbirlerini besliyorlar. Geldiğimiz noktada 'talebi mi artırsak', yok sadece 'şirketler kesiminin krediye erişimini kolaylaştıralım' veya 'IMF parası gelir, dertler biter' lüksüne sahip değiliz.
[Devamı]
Ne demek piyasada para dönmüyor
Güven Sak, Dr.
25 Aralık 2008
Geçen salı "Boş lafı bırakalım, ne yapmak gerektiğine bir bakalım" demiştik. Bu çerçevede, işe şirketler kesiminden başladık. Aslında el atılacak tek kesim şirketler kesimi değil elbette ama geçen hafta buradan başladık artık. Öyle görünüyor ki, içinde bulunduğumuz koşullar öncelikle şirketler kesimini, istesek de istemesek de, üzülsek de üzülmesek de etkileyecek. Bugüne kadar, kibar kibar, teknik teknik "Kredi kanalının tıkanmasını önlemek önemlidir" dedik, kimse bir şey anlamadı. Bu nedenle artık somut somut ne olacağını anlatma zamanı. İlk örneği hatırlıyor musunuz? Sorumuz gayet basitti: "Bankalar şirketlere, 'Aldığınız kredi karşısında verdiğiniz teminatlar artık yeterli değil. Ya ek teminat verin ya da aldığınız kredinin bir bölümünü kapatın' derse ne olur" diye sorduk. İ
[Devamı]
Şirketler kesimine nasıl kaynak aktarılır
Güven Sak, Dr.
23 Aralık 2008
IMF İcra Direktörü Dominique Strauss Kahn geçen gün İspanya'da üç noktanın altını çizdi: Birincisi, bankacılık sistemini yeniden işletmek için, koordineli bir biçimde, bankalar yeniden sermayelendirilmeliydi. İkincisi, yaklaşan depresyona karşı, genişletici maliye politikası zamanıydı. Bunu yapabilme kapasitesi olan herkes kamu harcamalarını genişletmeye bakmalıydı. Üçüncüsü, yükselen piyasa ekonomilerine fazla sorup sorgulamadan likidite desteği sağlanmalıydı. IMF İcra Direktörü'nün yukarıdaki açıklaması esasen sırtımızdan aşağıya soğuk ter boşanmasına neden olmalı. Biz IMF'den böyle açıklamalar duymaya alışık değiliz. Ne yapalım ki, alışık olmadığımız şartlar altındayız. Kimsenin sizin yerinize düşünecek vakti olmadığı böyle bir zamanda, herkesin, kendi şartlarını, kendi başı
[Devamı]
‘IMF light’a ek ne yapabiliriz?
Fatih Özatay, Dr.
22 Aralık 2008
IMF ile anlaştınız. Piyasada söylenen rakam dolaylarında, hatta daha fazla tutarda kredi aldınız. Diyelim bu miktar 30 milyar dolar. Çok güzel; bekleyişler bozulmadı, hata beklenenden fazla kaynak geldiği için olumluya da döndü. Üstelik üzerinde anlaştığınız program 'IMF light' da olsa, en azından anlaşma süresince uygulayacağınız ekonomik programınızın uluslararası ölçütler açısından kabul edilebilir bir program olmasını da garanti altına aldınız. Bu da güzel.
[Devamı]
Kamu harcamasına dayalı çözüm yıllarca süren istikrarsızlık getirir
Hasan Ersel, Dr.
22 Aralık 2008
Krize karşı kamu harcamalarını artırmak Türkiye'de cari açığın çok artmasına, eflasyonist baskı ve faizlerin artmasına yol açabilir. Sadece kamu harcamasına dayalı çözüm yıllarca süren istikrarsızlığa yol açabilir. Kriz dediğimiz olayın belirgin özelliği "algılanan" belirsizliğin çok artmasıdır. İnsanlar ve firmalar, önlerini göremedikleri için ihtiyatlı adım atmaya başlarlar; hatta düşmemek için, yerlerinden kımıldamamaya çalışırlar. Böyle olunca, onları harekete geçirebilmek için kollarına girip, yürümelerine yardım etmek gerekir. Tabii bunu yapabilecek birisinin de olması koşuluyla... İşte devletin rolü burada ortaya çıkıyor. Devletin önünü herkesten daha iyi görebileceğine inananlar olabilir ama işin aslı pek de öyle değildir. Sadece, eğer devlet yeterince güçlüyse, bir kişi
[Devamı]
‘IMF light’ dertleri bitirecek mi?
Fatih Özatay, Dr.
21 Aralık 2008
Yapılan açıklamalara göre IMF ile anlaşmak üzereyiz. Bu kısa vadeli bir anlaşma olacak ve IMF'den önemli bir kaynak sağlanacak. Muhtemelen bu program kamu harcamaları açısından biraz daha esnek olacak, faiz dışı fazla hedefini iddialı bir düzeyde tutmayacak ve çok fazla yapısal önlem diye diretmeyecek. Bu programa 'IMF light' diyelim.Peki, bu anlaşma derdimize deva olacak mı? 19 ekim tarihli yazımdan alıntıyla başlayayım. Aşağıda söyleyeceklerim ve bir süre daha bu köşede okuyacaklarınız o yazıdaki şu üç paragrafta saklı çünkü:
[Devamı]
IMF, ABD'ye para verir miydi
Güven Sak, Dr.
20 Aralık 2008
ABD Merkez Bankası (FED) faiz oranlarını sıfıra indirdi. Ayrıca kendi bilançosundaki büyümenin uzun süreli bir adım olduğunu duyurdu. FED'in bilançosu son bir yılda yaklaşık üç katı arttı. Şimdi bu artışın kısa süreli olmadığı, devam ettirileceği açıklandı. "Bu ne anlama gelir" sorusunu isterseniz şöyle soralım: ABD hükümeti, şu anda yapmakta olduklarını sıralayıp, IMF'ye başvursaydı, bir anlaşma imzalayabilir miydi? Hayır, imzalayamazdı. Peki, ABD hükümeti eğer dolar basmıyor olup da dış finansman için IMF'ye muhtaç olsaydı, bu zor şartlar altında, ne yapmalıydı? Önce bugün yaptıklarını yapmaya başlayıp, sonra IMF'nin kapısını çalmalıydı. Bugünün konusu tam da budur: IMF, bu dönemde akıl almak için hiç de iyi bir adres değildir. Bugünlerde, IMF'ye gidenin ne istediğini baştan
[Devamı]
Ekonomideki duraklama ve küresel kriz
Hasan Ersel, Dr.
19 Aralık 2008
Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte (2008-III) sadece yüzde 0,5 büyüdü. Basında bu sonucu küresel krizle ilgilendiren başlık ya da ifadeler yer aldı. Acaba öyle mi? Öyle ise bu dönemde küresel ekonomideki hangi gelişmeler, hangi yollarla Türkiye'yi etkiledi? Üç kanaldan söz edilebilir: Dış ticaret, finansman ve bekleyişler. En önemli kanal olarak dış ticaret görünüyor. İhracatımız 2008-III'te, 2007'nin aynı dönemine oranla, yüzde 36,6 artmış. Hiç de kötü değil. İthalat da yüzde 31 artmış. Finansman kanalında bir sorun olup olmadığına bakayım dedim. Cari açığımız 2007'nin aynı dönemine oranla yüzde 17,2 artmış. Övünülecek bir şey değil elbette. Ama bu açıdan da 2008-III'te değişen bir şey yok gibi görünüyor. Öte yandan ödemeler dengesinin finans hesabına baktığımızda, yurtdışından
[Devamı]