Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Çer çöp meseleleri
    Fatih Özatay, Dr. 09 Şubat 2009
    İlkokulun erken sınıflarındaydı herhalde. Öğütlerlerdi öğretmenimiz: "Herkes evinin önünü süpürürse, sokaklar tertemiz olur." 'Çok anlayışlı' olduğumdan mıdır nedir, bir türlü anlamazdım: "Şimdi annem kapısının önünü süpürse, komşusunun kapısının önüne gitmeyecek mi çer çöp? Peki, o ne yapacak? O da süpürürse, öbür komşunun kapısının önü nice olacak?" [Devamı]
    Bir kötümserin bakışıyla Türkiye ve dünyada 2009 yılı gelişmeleri
    Hasan Ersel, Dr. 09 Şubat 2009
    Herkes gibi ben de ekonomimizin 2009'da nasıl seyredeceğini merak ediyorum. Bu amaçla basit bir çerçeve oluşturdum. Kendi kendime projeksiyonlar yapıyorum. Tabii ne varsaydığıma göre sonuçlar da değişiyor. Karamsarlığım arttıysa, sonuçlar biraz daha keyif kaçırıcı oluyor, azaldıysa tersi. Böyle bir çerçeve ile öngörü yapmak pek akıllıca bir iş değil. Ama milli gelir, ödemeler dengesi, kamu kesimi dengesi, kamu borç stoku ve bir ölçüde işsizliği bir arada görmeme olanak sağladığı için beni (aşırı ölçüde) tutarsızlığa düşmekten koruyor. O da bana yetiyor. Şu ara, herhalde karamsarlığım arttığından olacak, ulaştığım sonuçlar biraz daha olumsuz. Bunun temel nedeni ise dünya ekonomisine ilişkin bekleyişlerdeki bozulma. Bir kere küresel krizin "küreselliği" artık iyice tescil oldu. He [Devamı]
    Saflık derecesi...
    Fatih Özatay, Dr. 08 Şubat 2009
    İnsaf kardeşim. Sen gel o kadar yıl bürokraside çalış. Üstüne üstelik yıllardır Ankara'da otur, onun bürokrat havasını kokla, sonra da... Tövbe, estağfurullah...   'İnsaf kardeşim'deki 'kardeşim' bendeniz oluyor efendim. Hepinizden özür dilerim; son yazımda IMF ile anlaşmazlık konusunun ne olamayacağını anlatırken teknik nedenlere başvurmuşum. Ankara'da 'teknik' nedenlerin anlaşılır 'teknik nedenlerle' her zaman geçerli olmayabileceğini ıskalamışım. 'İnsaf kardeşim'deki 'insaf' kısmı bu nedenle yer alıyor. [Devamı]
    Peki, ya Gazze'de yaşayanlar ne düşünüyor
    Güven Sak, Dr. 07 Şubat 2009
    Siz hiç Gazze'yi gördünüz mü? Ben Gazze'yi ilk olarak 2005'te gördüm. İsrail daha Gazze'den yeni çekilmişti. Zaman Ariel Şaron'un "ilişki kesme" (disengagement) politikası zamanıydı. Gazze, Filistin yönetimindeydi. İnsanın gözüne gözüne giren ilk izlenimler şöyleydi: Birincisi, her evin üstünde farklı renkte bir bayrak vardı. Ama hiçbiri Filistin ulusal bayrağı değildi. Bayrakların renkleri mahalleden mahalleye değişiyordu. Portakal rengi olanlar El Fetih'in, yeşiller Hamas'ın, siyahlar İslami Cihad'ın, kırmızılar ise Filistin Halk Kurtuluş Cephesi'nin bayraklarıydı. Batı Şeria'ya göre, Filistin'in daha politik bir yerinde dolaştığınızı hemen anlıyordunuz. Gazze, mahalle mahalle bölünmüştü. İkincisi, organize sanayi bölgesi denilen alanlar, bizim buralardaki küçük sanayi siteler [Devamı]
    Bölüşüm sorunları ve kriz
    Hasan Ersel, Dr. 06 Şubat 2009
    2 Şubat 2008 tarihli yazımda, benden kaynaklanan, iki hata var. Yazının ikinci sütununun son satırında ("İyi güzel de..." diye başlayan paragraf) "kullandırmamaları" kelimesinin doğrusu "kullandıramamaları" olacak. Yazının üçüncü sütununda "Kâr oranlarındaki düşmenin..." diye başlayan paragrafta yer alan ikinci cümle "Marx'ın birikim, azalan kâr oranı ve teknolojik gelişme..." biçiminde başlayacak. Aynı konuya devam etmek istiyorum. Reel kesimin üretim maliyetlerini girdi ve finansman maliyetleri biçiminde iki kalemde düşünelim. Yaratılan katma değer de kâr ile ücret arasında bölüşülsün. Bu basit çerçeve içinde aşağıdaki sonuçların geçerli olduğu gösterilebilir: 1) Teknoloji ve faiz oranı sabitken ücret düzeyinde (kâr oranında) artış olması, kâr oranını (ücret düzeyini) düşürece [Devamı]
    Anlaşmazlık konusu ne olmamalı
    Fatih Özatay, Dr. 05 Şubat 2009
    IMF ile anlaşmazlık hangi alanlarda bilmiyorum. Basına yansıyan olası alanlardan iki tanesini seçip birkaç şey söylemek istiyorum. Bir ara 'mali kural' konusunda anlaşmazlık olduğuna dair bir şeyler okuduğumu hatırlıyorum. Ama mali kural getirilmesinin anlaşmazlık konusu olduğunu sanmıyorum, olmasını da hiç mi hiç anlamlı bulmuyorum. [Devamı]
    Kore ile Türkiye'nin farkı nerededir
    Güven Sak, Dr. 05 Şubat 2009
    Bu aralar, ekonomi ile ilgili rakamların eski tadı yok. Ocak ayı ihracat rakamlarımız yüzde 28 azalmaya işaret ediyordu. Bizim performansımız kötü de Asya'nın ihracata dayalı büyüme modeli olarak gösterilen ülkelerinin durumu daha mı iyi? Hayır. Geçenlerde Güney Kore'nin ocak ayı ihracat rakamları da açıklandı. Orada ihracattaki azalma yüzde 33 civarında. Sonuç: Asya'nın ihracat motorlarından Kore dış ticaret açığı veriyor. Aynı bizim gibi. Hem de Asya krizinin vurduğu 1997 yılından beri ilk defa. Peki, Kore ile Türkiye'nin farkı nerededir? Gelin önce birkaç tespit yapalım? Birincisi, Kore'nin ocak ayı ihracat performansındaki bozulma, kasım ve aralık aylarının devamı niteliğindedir. İhracat kasım ayında yüzde 19 ve aralık ayında da yüzde 17,9 oranında zaten azalmıştır. Dolayıs [Devamı]
    Dış politikanın ekonomi politikasını belirleyeceği bir noktadayız
    Güven Sak, Dr. 03 Şubat 2009
    Dünya garip bir yer oldu. Hepimizi derinden etkileyen ve bizleri bundan sonra daha da çok etkileme eğilimi gösteren bir küresel iktisadi krizin tam ortasındayız. Küresel kriz Amerika Birleşik Devletleri'nden (ABD) kaynaklandı. Bu durumda ne beklersiniz? İçinizden "herhalde küresel Amerikan hegemonyasının sonuna geldik" dersiniz değil mi? Ama bakın hayat öyle göstermiyor. Öyle olacak gibi de durmuyor. Başkan Obama sabah akşam "yandık, bittik, mahvolduk" diyor ama ortadaki eğilimler ABD'nin iktisadi açıdan hâlâ önemli olduğunu gösteriyor. Yeni bir ortama hızla giriyoruz. ABD'nin bu yeni iktisadi ortamda önemini nasıl koruyacağını merak ediyorsanız aşağıya bekleriz. Uluslararası Finans Enstitüsü'nün (IIF) 2009 yılı için, uluslararası fon akımlarına yönelik olarak ortaya koyduğu t [Devamı]
    Ne yazık ki haklıyız gibi...
    Fatih Özatay, Dr. 02 Şubat 2009
    Makro düzeyde analiz yaparken ekonomiyi kesimlere ayırırız genellikle. Mesela; kamu kesimi, merkez bankası, bankalar, şirketler, hane halkları ve dış dünya gibi. Çok büyük kapsamlı bir toplulaştırma yapılır kısacası. Sözgelimi bir dolu şirketin davranışı tek bir şirket başlığı altında incelenir. Bazen bu toplulaştırma daha da ileriye gider, incelenen kesim sayısı azalır. [Devamı]
    Belirsizlik: AB reformları sürer mi?
    Fatih Özatay, Dr. 01 Şubat 2009
    Krizden başımı kaldırmaya çalışıp orta-uzun vadeye ve dolayısıyla da reform konusuna yüzümü döndürmüştüm son yazıda. Ekonomik açıdan etkin olduğu bilinen ya da düşünülen bir dizi reformun uygulamaya konulmasının önündeki engellerin başında, bu reformlar sonucunda kimin kaybedip kimin kazanacağının önceden belli olmaması geliyordu. [Devamı]