Arşiv

  • Haziran 2024 (14)
  • Mayıs 2024 (16)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)

    Obama, Türkiye'yi dansa davet etti
    Güven Sak, Dr. 07 Nisan 2009
    Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Sayın Barack Hüseyin Obama, Avrupa ziyaretinin son durağında Türkiye'ye geldi. Bu ziyarete birden çok anlam yüklemek elbette mümkündür ama bize kalırsa ortada tek bir amaç vardır: Hasar kontrolü. Tek taraflı kararların egemenliği altındaki Bush dönemi sonrasında, ABD'nin müttefikleri ile ilişkilerinde oluşan hasarın onarılması bundan sonrasının temel önceliğidir. Dolayısıyla Obama'nın Türkiye ziyareti ile Türk-Amerikan ilişkilerinde hasar kontrolü başlamıştır. Hem de çok sağlıklı bir teklifle başlamıştır. Gelin bakın o teklif nedir? Bu çerçevede, Obama'nın Türkiye ziyaretine; Türkiye'den nasıl bakmak gerekir? Bizim gördüğümüz iki uç var meseleye bakışta: Birincisi, şüpheci bir "Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü?" yaklaşı [Devamı]
    Döviz kuru ve kaçak elektrik kullanımı
    Fatih Özatay, Dr. 06 Nisan 2009
    Geride bıraktığımız hafta çok önemli veriler açıklandı: 2008 büyüme hızını, mart ayı geçici ihracat rakamlarını ve enflasyonu öğrendik. Daha önce de güven endekslerine ilişkin bilgiler gelmişti. Ek olarak her hafta düzenli olarak açıklanan kredi rakamları hakkında bilgi sahibi olduk. Enflasyon (çekirdek enflasyon) dışında olumlu bir gelişme yok. [Devamı]
    IMF'nin son kararlarla artan gücü Türkiye ile görüşmelere de yansır
    Hasan Ersel, Dr. 06 Nisan 2009
    G-20 bildirgesindeki en önemli hamle IMF'ye dair alınan kararlar. Bildirge, her şeyden önce, IMF'yi ön plana çıkarıp itibarını güçlendirmeyi hedefliyor. İkinci olarak bu itibarın işe yarayabilmesi için gerekli mali destek verileceği sözü de yer alıyor. G-20 toplantısı başarıya gereksinimi olan herkesi memnun etti. Tabii başarı ölçütü herkes için farklıydı. Kimileri için bu toplantıya katılmış olmak başarıydı (Türkiye), kimileri için ise kendi kamuoylarını tatmin edecek önerilerinin reddedilmemiş olması (ABD, Almanya ve Fransa)! Tabii küresel krizin söz konusu olduğu ortamda konferansın başarısının tek ölçütü vardı: Ülkelerin, hiç olmazsa bazı konulara, uzlaşabildiklerinin dünyaya gösterilmesi. Büyük Britanya'nın bu yöndeki çabası meyvesini verdi. Kutlamak gerek. Sonunda dokuz [Devamı]
    Yine güven üzerine
    Fatih Özatay, Dr. 05 Nisan 2009
    Tüketici ve yatırımcı davranışlarının temel belirleyicilerinin başında ekonominin geleceğine duydukları güvenin geldiğini biliyoruz. Hem iktisat kuramı bunu söylüyor, hem de etrafımızda olan biten böyle olduğunu gösteriyor. Etrafımızda olan biteni daha 'kitabi' bir şekilde; bir takım teknik modeller yardımıyla incelediğimizde de aynı sonuç ortaya çıkıyor. Özel sektör yatırım harcamalarını önemli ölçüde etkiliyor güven. Tüketicilerde de böyle ortamlarda 'bekleyelim hele, bir görelim, sonra ona göre davranırız' davranışının çok yaygın olduğunu gösteriyor uygulamalı çalışmalar. [Devamı]
    Seçimden reforma giden yol siyasal uzlaşı gerektiriyor
    Hasan Ersel, Dr. 03 Nisan 2009
    Genel seçim havasına büründürülen yerel seçimler sonunda iktidar partisi olan AKP'nin bir miktar yıprandığını gördük. Bu sonuç bir sürpriz değil; tam tersine, Türkiye'de siyasal yaşamın normalleşmekte olduğunun bir kanıtı. 9 Mart 2009'da yayımlanan yazımda Sayın Ali Akarca'nın, Türkiye'deki seçimler konusunda, Sayın Aysıt Tansel ile birlikte geliştirdikleri ekonometrik modelden hareketle 29 Mart seçimleri için yaptığı öngörüyü ele almıştım. Bu çalışmada, iktidar partisinin (AKP) oy oranının, nokta tahmin olarak, yüzde 40 olacağı sonucu elde edilmişti. Sonuç da yaklaşık öyle çıktı. Çalışma, aynı tarihte bir genel seçim yapılmış olsaydı AKP'nin üç puan daha fazla oy almasını öngörüyordu. Bu açıdan bakıldığında AKP, ya yerel seçimi genele dönüştürme isteğinde başarılı olamamış ya da [Devamı]
    Kriz tellallığı mı yoksa haklı uyarılar mı?
    Fatih Özatay, Dr. 02 Nisan 2009
    Krize dair sarf edilen iki söz var, birbirleriyle de neredeyse yapışıklar. Bana çok ilginç geliyorlar. Siyaseten' söylendi bu sözler. Ama azıcık deşince, bu sözlerin siyaseten söylenmesi 'bile' oldukça garip. Yani, ilginçlik bu gariplikten kaynaklanıyor.Birincisi, hızla artan işsizlik ve azalan üretim karşısında şu 'Krizi biz çıkarmadık ki' sözü. İkincisi de hemen buna eşlik eden 'Oysa 2001 krizini şu anda muhalefette olan partiler çıkardı' sözü.Gelin şu noktaya dikkat edelim: 2007 sonu-2008 başı gibi 2008 büyüme hızının 2007'nin oldukça altında kalması ihtimali olduğu sık sık dile getirildi. Bu köşede de oldukça çok duruldu bu ihtimal üzerinde. Üstelik 'o beğenmediğimiz 2007 büyümesinin de altında' şeklinde vurgulayarak yazıldı bu köşede.2008'in ikinci yarısından itibaren ise, kü [Devamı]
    Solcu Lula'nın popülaritesi yükselirken sağcı Erdoğan'ınki niye düşüyor
    Güven Sak, Dr. 02 Nisan 2009
    Meğer vaziyet hakikaten kötüymüş. Üstelik son beş aydan beri işler iyi gitmiyormuş. Yöneticilerimiz işleri serip, seçim meydanlarında çelik çomak oynarlarken biz burada, gün gün daha kötü oluyormuşuz. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) bu hafta açıkladı. 2008 yılının son çeyreğinde ekonomimizin küçüldüğü artık resmen teyit edildi. TÜİK rakamlarına göre, 2008 yılının tamamında, Türkiye ekonomisi yalnızca yüzde 1,1 oranında büyüdü. Eğer rakamlarda revizyon yapılmasaydı, son çeyrekteki yüzde 6,2'lik küçülme ile 2008 yılının tamamında büyümenin yüzde 0 olması gerekiyordu. Önceki çeyrekler için yapılan olumlu düzeltmeler nedeniyle büyüme sıfırda kalmadı, yüzde 1,1 gibi pozitif bir rakama sıçradı. Fark eder mi? Etmez. 2009 yılı Türkiye ekonomisi için bir küçülme yılıdır ve öyle kalacakt [Devamı]
    'Mesele iktisadidir kardeşim'
    Güven Sak, Dr. 31 Mart 2009
    Hafta sonu yapılan seçimlerde iktidar partisi yaklaşık yüzde 20 oy kaybına uğradı. Siz istediğiniz kadar "Kriz, buradan çıkmamıştır. Dışarıdan buraya gelmiştir. Bizim bu işte bir kabahatimiz yoktur" diyebilirsiniz. Fark etmez. Küresel kriz artık Türkiye'nin iktisadi krizidir. Kapanan işletmeler, işini kaybeden çalışanlar, düşen üretim rakamları, hepsi bunun şahididir. Pazar günü yapılan seçimlerin sonuçları, özellikle il genel meclisi oy dağılımı sonuçları da gören gözler için, yalnızca küresel krizin artık Türkiye'nin iktisadi krizi olduğunu göstermektedir. Pazar akşamından başlayarak, seçimlerde iktidar partisinin yaklaşık yüzde 20 oy kaybetmesinin nedenleri elbette tartışılmaya devam edilecektir. Ortada bir oy kaybı olduğu açıktır. Oy kaybının nedenleri konusunda ise rivayet [Devamı]
    Peki de IMF’nin kültürü nasıl değişecek?
    Fatih Özatay, Dr. 30 Mart 2009
    IMF  ve Dünya Bankası gibi kurumların yeniden inşası, küresel mimarinin yeniden tasarımı falan derken, Londra'da yapılacak G-20 toplantısında daha az iddialı ama bize benzer ülkeler için önümüzdeki dönemde çok önemli olacak iki noktanın üzerinde durmakta yarar var. İkisi de birbirleriyle yakından ilgili: Kredi derecelendirme kuruluşlarının not verme sistemleri ve IMF'nin yeni açılımı ile kültürünün nasıl uyuşacağı. [Devamı]
    G-20'den çözüm beklemek hayalkırıklığına uğratır
    Hasan Ersel, Dr. 30 Mart 2009
    G-20 toplantısında 4 temel konu üzerinde konuşulacak. Ancak gelecek haftasonu yapılacak toplantıda küresel krize küresel çözüm bulmuş olacağımızı beklersek sadece büyük bir düş kırıklığına uğrarız. G-20 toplantısına ilişkin kaygılarımı nasıl dile getireceğimi düşünüyordum. Büyük Britanya Başbakanı Gordon Brown'un cuma günü yaptığı açıklama işimi kolaylaştırdı. Başbakan Brown, uluslararasındaki bölünmelerin G-20 toplantısından somut bir sonuç çıkmayacağı biçimindeki görüşe karşı çıkmış ve "Ülkelerin liderlerine bir bildiri yayınlayacağımızı söylemek için dünyayı dolaşmadım. Olumsuzcu (sinik/kinik) olmak, [bundan] hiç bir şey çıkmaz demek kolaydır... [A]ma bizler eyleme geçtik" demiş. Bana sayın Brown diplomatik bir dille "işimiz zor, fazla bir şey beklemeyin" dedi gibi geliyor. [Devamı]